Büyüteç'te haftanın ikinci yazısında emniyet teşkilatında yaşanan ancak şimdiye kadar kamuoyuna pek yansımayan bir süreci aktaracağım.
Konu başlığım; halen emniyet içinde "sivil siberciler" ya da "Soylu'nun trolleri" olarak nitelendirilen ve siber suçlarla mücadelede görevlendirilmek amacıyla emniyet dışından işe alınan 500 sivil personel…
Süreç öyle gelişti ki kimi emniyet mensupları "onay vermedikleri" işlemler nedeniyle zaman içinde önce Ankara dışına atandı, ardından teker teker emekli edildi. Buna karşılık Soylu'nun gösterdiği istikamet doğrultusunda hareket edip görüş bildiren bazı emniyet ve bakanlık mensupları terfi ettiler.
Sivil kadrolu siber suçlarla mücadele uzmanlarının işe alım süreci sadece emniyet teşkilatında sorun yaratmadı. Aynı zamanda yakın dönemde AKP içinde ciddi sıkıntı yaratan Berat Albayrak – Süleyman Soylu arasında var olduğu iddia edilen "siyasi çekişme"nin de konularından biriydi ancak gün ışığına çıkmadı.
Konu biraz detaylı ve karmaşık. Elimden geldiğince sade biçimde aktarmaya gayret edeceğim.
* * *
Olaylar zincirinin ilk halkası 15 Temmuz 2016'da yaşanan FETÖ'nün başarısız darbe girişimine kadar uzanıyor.
15 Temmuz'un ardından ülke genelinde başlatılan adli soruşturmalarda pek çok dijital materyale el konuldu.
Toplanan ve incelenmeyi beklenen cep telefonları, bilgisayarlar, harici ana bellekler gibi dijital materyallerin sayısı bir anda 1,5 milyona ulaştı.
Söz konusu dijital materyallerin en kısa zamanda çözümlenmesinin sağlanması gerekti. Zira adliyelerin soruşturmalarda bu delillere ihtiyacı vardı. Bunun üzerine hükümet harekete geçti.
OHAL dönemi olmasından yararlanılarak 22 Kasın 2016'da yayımlanan 678 sayılı KHK'yla Emniyet Teşkilat Yasası'na ek madde konuldu:
"Emniyet Genel Müdürlüğü, adli süreçlerin hızlandırılması amacıyla, siber suçlarla mücadele birimlerindeki adli bilişim incelemeleri ve siber suç analizlerinde personel yetersizliği nedeniyle ihtiyaç duyulan teknik personeli, bu madde kapsamında aynı anda çalıştırılacak toplam personel sayısının beş yüzü aşmaması ve sözleşme süresinin 31/12/2020 tarihini geçmemesi kaydıyla, 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 21 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde düzenlenen pazarlık usulüyle, 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununun 27 nci maddesi, 28 inci maddesinin beşinci fıkrası ve 4734 sayılı Kanunun 62 nci maddesinde belirtilen sınırlamalar ile aynı Kanunun ek 8 inci maddesinde öngörülen uygun görüş alma şartına tabi olmaksızın, mali yılla sınırlı yüklenme, ertesi yıla geçen yüklenme ve gelecek yıllara yaygın yüklenmelere girişmek suretiyle hizmet alımı yoluyla temin edebilir."
Böylelikle sadece üç yıl çalışmaları koşuluyla 500 siber suçlarla mücadele uzmanının işe başlatılmasının önü açıldı.
İşe alınması ön görülen uzmanların bir bölümünün Ankara'da Siber Suçlarla Mücadele Dairesi'nde, kalanların il emniyet müdürlüklerinin ihtiyaçlarına göre ülke genelinde çalışmaları planlandı.
Ardından aynı yasa hükmüne göre açılan ve Aralık 2017'te tamamlanan hizmet alım ihaleleri sonucunda uzman olarak işe alınacaklar belirlendi. 2017 yılı içinde yapılan 25 ayrı ihale sonucunda 500 kişilik liste oluşturuldu.
Liste, 2018 Şubat'ta kesin hale getirildi.
* * *
Emniyet'te sivil uzman alımına yönelik çalışmalar devam ederken, hükümet yeni bir yasal düzenleme yaptı.
27 Aralık 2017'de yayımlanan 696 sayılı KHK ile taşeron olarak devlette görev yapan bir milyon işçinin kadroya alınmasına karar verildi.
Devlette kadroya alınacak taşeronlar arasında Emniyet Genel Müdürlüğü kadrosunda farklı hizmet alanlarında görev yapan geçici personel de vardı elbette.
İşte burada İçişleri Bakanı Süleyman Soylu devreye girdi.
Soylu, siber suçlarla mücadele birimlerinde görev yapmaları için belirlenen 500 sivilin de aynı uygulama çerçevesinde devlet kadrosuna alınması için çalışma yapılması talimatı verdi.
Böylece, sadece üç yıl için geçici görevle iş başı yapacak uzmanların daimi kadroya atanmaları süreci başlatıldı.
Soylu'nun talimatı üzerine Emniyet Genel Müdürlüğü'nün Ankara'daki merkez karargâhında görev yapan bir Emniyet Genel Müdür Yardımcısı'nın başkanlığında çalışma ekibi oluşturuldu. Çalışma ekibinde, hukuk müşavirliği, strateji dairesi, idari ve mali işler dairesi, ikmal dairesi, personel dairesi ve siber suçlarla mücadele dairesinden başkan yardımcısı konumunda üst düzey 6 polis müdürü yer aldı.
Çelişkileri ortadan kaldırmak için çalışmaya başlayan komisyona, taşerondan daimi kadroya geçmesi öngörülen personelin listeleri ilgili birimlerden gelmeye başladı.
Komisyon, söz konusu listelerde yer alan personelin durumunu yasa hükümleri çerçevesinde değerlendirmeye aldı.
* * *
Fakat bu sırada ilginç bir gelişme yaşandı.
Komisyon, daimi kadroya geçmesi planlanan isimler üzerinde inceleme yaparken, siber suçlarla mücadele birimine alınacak sivil uzmanların listesindeki isimlerin değiştiğini tespit etti!
Emniyet'ten bakanlığa gönderilen listenin bakanlıkta değiştirildikten sonra yeniden Emniyet'e gönderildiği anlaşıldı.
İşte kıyamet bundan sonra koptu.
Emniyet Genel Müdür Yardımcısı'nın başkanlığında taşeron işçilerin daimi kadroya alınması konusunda çalışan komisyon, ortaya çıkan bu durumun yasallık – yasa dışılık açısından "sıkıntı" yaratacağını görünce farklı bir uygulama yaptı.
Komisyon, aynı süreçte siber uzmanlar hakkında taşeron işçileri kapsayan modelin uygulanıp uygulanamayacağını Hazine ve Maliye Bakanlığı'na sordu.
Ayrıca, Kamu İhale Kurumu'na (KİK) da aynı konuda görüş soruldu.
KİK'ten gelen görüş, ortaya çıkan tereddütlerin giderilmesine katkı sağlamadı. Hazine ve Maliye Bakanlığı'ndan ise hiç görüş gelmedi.
O dönemde Hazine ve Maliye Bakanı'nın Berat Albayrak olduğunu da not düşelim.
Hazine ve Maliye Bakanlığı'ndan Emniyet Genel Müdürlüğü'ne resmi görüş gelmemesi üzerine, komisyon özel bir raporu 8 Mart 2018'de hazırlayıp, çalışmalarını karar bağladı.
Karar tutanağında özetle elde edilen verilerin, ortaya çıkan tereddütlerin giderilmesini sağlamadığı belirtildi. Böylece komisyon aslında daimi kadroya alınma işlemi için olumsuz görüş bildirmiş oldu. Rapora ilişkin kararda, mevzuatta yer alan "bakan onayı ile farklı düzey ve şekilde tespit komisyonu oluşturulabilir" hükmü gereğince yeni bir komisyon kurulması teklifinde de bulunuldu.
Karar tutanağında yer alan bu görüşle komisyon, yasallığına kesin dayanak bulunmayan bir konuda İçişleri Bakanı Soylu'nun talimat vermesine karşın söz konusu onayın verilemeyeceğini ortaya koydu.
Genel müdür yardımcısı başta toplam altı komisyon üyesinin olumsuz görüşüne karşın dönemin Siber Suçlarla Mücadele Dairesi Başkan Yardımcısı Çetin Bozkuş, karara şerh koyarak yapılacak işlemin yasal olduğunu savundu.
* * *
Komisyon raporu, siber uzmanlarının daimi kadroya alınması talimatını veren Soylu'yu kızdırdı.
Soylu, sorunun kendisinin istediği yönde kesin olarak çözülmesini sağlamak amacıyla, Emniyet Genel Müdürlüğü İdari ve Mali İşler Dairesi Başkanı Arif Erkan Güngör ve İkmal Dairesi Başkanı Maksut Yüksek'i son bir kez Hazine ve Maliye Bakanlığı'na gönderip görüş sordurdu.
Hazine ve Maliye Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı'nı temsilen gelen iki üst düzey polis müdürüne sözlü olarak "olumsuz" yanıt verdi.
Bu gelişme sonrasında Soylu, teklif edildiği gibi, yeni bir komisyon oluşturdu.
Komisyon başkanlığına kaymakam kökenli olmasına karşın geçici olarak Emniyet Genel Müdür Yardımcısı olan Ali Çelik getirildi.
Dönemin KOM Dairesi Resul Holoğlu, Personel Dairesi Başkanı Ahmet Şengün, 1. Hukuk Müşaviri Selami Hüner, Siber Suçlarla Mücadele Dairesi Başkanı Sabit Akın Zaimoğlu, Strateji Dairesi Başkanı Cengiz Demircan yer aldı. Komisyon üyelerinin başkan ve üyelerinin ortak yanı, tamamının Soylu'nun ekibinde yer almaları.
Komisyon, Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın sözlü olarak "olumsuz" görüş verdiği kadro değişiminin gerçekleştirilmesinde sakınca görmedi.
Komisyon çalışmaları sonucunda 496 sivil siber suçlarla mücadele uzmanı bir gecede daimi kadroya geçirildi. Üç yıl için emniyete alınan uzmanlar devlet memuru olarak kaldılar.
* * *
Bakan Soylu, sonunda muradına erdi ama iş bu kadarla kalmadı.
Soylu, kadro geçişine uygunluk vermeyen ilk komisyonun beş üyesini Ankara dışına tayin etti. Tayinle birlikte söz konusu beş polis müdürüne almaları gereken 1. Sınıf emniyet müdürlüğü rütbesi terfileri verilmedi. Sonunda da yürürlükteki mevzuatta bulunan "aynı rütbede beş yıl terfi edemeyenlerin emekliye sevk edilmesi" kuralı doğrultusunda beş polis müdürü 2020 ve 2021 yıllarında ikinci sınıf emniyet müdürü rütbesinden emekli edildi.
Ayrıca, Hazine ve Maliye Bakanlığı'na giderek olumsuz görüşle bakanlığa dönen İdari ve Mali İşler Dairesi Başkanı Arif Erkan Güngör de Soylu'nun hışmına uğradı. Güngör, 2018'de emekli edilirken; diğer daire başkanı Maksut Yüksek ise kişisel bağlantıları sayesinde emekli olmaktan kurtuldu.
Peki ya tartışmalı biçimde kadro geçişine onay veren komisyon üyeleri ne oldu?
Komisyon Başkanı Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Ali Çelik, önce İçişleri Bakanlığı İller İdaresi Genel Müdürü, ardından da Kütahya Valisi oluverdi! Halen bu görevde.
1. Hukuk Müşaviri Selami Hüner, önce Emniyet Genel Müdür Yardımcısı oldu. Sonrasında "İçişleri Bakanlığı ataşesi" olarak yurt dışına gönderildi. Halen yurt dışı görevde.
KOM Dairesi Başkanı Resul Holoğlu, - ki zaten Soylu'ya en yakın iki isimden birisi – Emniyet Genel Müdür Yardımcılığı'na terfi etti. Halen bu görevde.
Personel Dairesi Başkanı Ahmet Şengün de Emniyet Genel Müdür Yardımcılığı'na terfi etti. Halen genel müdür yardımcısı.
Strateji Dairesi Başkanı Cengiz Demircan, İçişleri Bakanlığı ataşesi olarak yurt dışı göreve gönderildi.
Siber Suçlarla Mücadele Dairesi Başkanı Sabit Akın Zaimoğlu, Emniyet İstihbarat Başkanı oldu. Halen bu göreve devam ediyor.
İlk komisyonda karara şerh koyan Çetin Bozkuş ise önce Bartın Emniyet Müdürü oldu. Sonrasında ise, Emniyet İstihbarat Başkan Yardımcılığı'na getirildi. Bozkuş, Siber Suçlarla Mücadele Dairesi'nde birlikte çalıştığı Zaimoğlu ile şimdi İstihbarat Başkanlığı kadrosunda beraber.
Zaimoğlu'ndan boşalan Siber Suçlarla Mücadele Dairesi Başkanlığı'na ise yine Soylu'nun çok güvendiği isimlerden, aynı birimde görev yapan Erdal Çetinkaya atandı. Uzun süre bu görevi yürüten Çetinkaya, kısa süre önce özel yaşamındaki problemli süreç nedeniyle yine Soylu'nun talimatıyla istifa etti.
* * *
Bu anlattıklarımın yaşanmaya başlanmasıyla birlikte söz konusu siber uzmanlarının bir bölümünün görevlerinin dışında sosyal medya mecralarında "bot hesaplar üzerinden" Soylu'nun lehine trollük yaptıkları iddiası Emniyet Genel Müdürlüğü'nde kapalı kapılar ardında konuşuluyor.
Tabii bu sürecin bir başka boyutu daha var: Siber uzman olarak kimlerin teşkilata alındığı?
İddialar o ki; Soylu ile aynı soyadı taşıyan veya taşımayan aynı aileden isimler daimi kadroya alındı.
Yine siber uzman olarak kadroya alınanlar arasında bilişim konuklarında yetkin olmayan memurlar var.
Soylu'nun yanıtlaması istemiyle birkaç soruyu buraya bırakayım:
- Siber uzman olarak taşeron işçi statüsünden daimi kadroya alınanlar arasında kaç bilişim uzmanı atanmıştır?
- Bu isimler arasında Soylu'nun İçişleri Bakanı olmasından sonra bakanlığa getirdiği yakın çalışma ekibinden olanlar var mıdır?
- Soylu'nun akrabası kaç kişi vardır?
- Siber uzmanlar arasında resmi olarak Siber Suçlarla Mücadele Dairesi'nde gözüküp fiilen Soylu'nun yanına bulunan ya da bizzat Bakan'ın verdiği görevleri yürütenler var mıdır?
- Bu personel, Soylu'nun sosyal medyadaki operasyonlarını yapan kişiler mi?
Son olarak bir not daha vereyim.
Üzerinden dört yıl geçmiş olayı neden şimdi yazdığımı merak eden okurlar olacaktır.
Soylu'nun 375 sayılı KHK ile sahip olduğu bir yetki vardı. Emekli de olsa teşkilat mensuplarının rütbelerini geri alma hakları bulunuyordu. Bu durum bir kez daha mağduriyete yol açabilirdi.
Bu olaylar zincirinde ismi geçen, emekli edilen polis müdürlerine benzer uygulamanın yapılmasını önlemek önemli.
Doğrusu bu yazıyı geçen yıl kaleme alacaktım. Ancak 375 sayılı KHK'nın süresi bir yıl uzatılınca ben de rafa kaldırdım dosyayı. Geçen 25 Temmuz'da Soylu'nun bu yetkisi sona erdi. Sürecin içinde yer alan ve tanımadığım emekli polis müdürlerinin benim yüzümden mağdur olmalarını engellemek adına yazıyı şimdi kaleme almayı tercih ettim.
İçişleri Bakanlığı'nda yaşanan ve kamuoyuna yansımayan olayı ortaya çıkarmak bugüne kısmetmiş.
* * *
Farkındayım, bugün yazı fazlasıyla uzun oldu. Ancak, konuyu daha sağlıklı aktarmak için tek yazı bütünlüğünü korumak gerekiyordu.
Okurların anlayışına teşekkürler.
Tolga Şardan kimdir? Tolga Şardan, 1988’de yerel yayımlanan Ankara Ulus Gazetesi’nde mesleğe başladı. 1989’dan 2018’e kadar Milliyet Gazetesi’nde polis muhabirliği, Ankara Temsilci Yardımcılığı ve köşe yazarlığı yaptı. Haber ve yazılarıyla, 1992’den itibaren Çetin Emeç, Muammer Yaşar Bostancı, Abdi İpekçi’nin adını taşıyan gazetecilik ödüllerini aldı. Yanı sıra, haberleri Çağdaş Gazeteciler Derneği ve Türkiye Spor Yazarları Derneği’nce ödüle layık bulundu. Ayrıca, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nce verilen 2021 Yılı Basın Özgürlüğü Ödülü’nün sahibi oldu. Şardan, 2019’da Doğan Kitap’tan yayımlanan “Komonist Masası’nda Nazım Hikmet” adlı araştırma dalındaki kitabını kaleme aldı. 2019’dan bu yana T24’te çoğunlukla güvenlik konularını ele aldığı Büyüteç adlı köşeyi yazıyor. |