Evgeny Serebryakov
Dünyanın konuştuğu Ankara’daki casus takasının gölgesinde kalan “kaçak operasyonu” gerçekleşti geçtiğimiz günlerde.
Türkiye ile Rusya arasında Interpol üzerinden yürütülen bilgi alışverişi sonrasında Yevgeny Serebryakov adlı Rus, Bodrum’da yakalanarak gözaltına alındı.
Polisin seyir halindeyken durduğu bir araçta yakaladığı Serebryakov’un, Moskova’da 24 Temmuz’da gerçekleştirilen “bombalı araç” eylemi nedeniyle Rusya tarafından arandığı ortaya çıktı.
Serebrayakov’un Bodrum’da yakalandıktan sonra Rusya'ya iade edildiği, Moskova’daki eylemden iki gün sonra 26 Temmuz’da İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya tarafından kamuoyuna duyuruldu.
Moskova’daki terör eyleminin faili olduğu iddiasıyla aranırken “son yıllarda uluslararası firari suçluların tercih ettiği ülke” olarak bilinen Türkiye’de yakalanması üzerine Serebrayakov konusunu araştırmaya başladım.
Büyüteç’in ilk cümlesinde dediğim gibi, firari Rus’un yakalanıp hiç zaman geçirilmeksizin Rusya’ya iade edilmesiyle ilgili önemli bilgilere ulaştım.
Önce Moskova’daki saldırıyı kısaca hatırlatayım.
Rusya Federasyonu Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Subayı Albay Andrey Torgashov’a ait olduğu belirtilen özel araçta 24 Temmuz’da şiddetli patlama yaşandı. Sinyavinskaya Caddesi’nde gerçekleşen ve 2 kişinin yaşamını yitirdiği olay yerinde yapılan araştırmalarda, SUV tipi aracın altına patlayıcı düzeneğinin yerleştirildiği ve aracın infilak ettirildiği Rusya Federal Güvenlik Servisi (FSB) uzmanlarınca belirlendi. Sonrasında araca 500 gramlık TNT tipi patlayıcı monte edildiği tespit edildi.
Aynı zamanda Rusya’nın iç istihbarat servisi olan FSB’ce yapılan araştırmalarda, olaya karışanlardan birisinin Rus vatandaşı Yevgeny Serebrayakov olduğu anlaşıldı.
Ve bu tespitin ardından sürek avı başlatıldı, firari Rus vatandaşı için.
Serebrayakov’un izi Bodrum’da bulundu. Moskova’dan Ankara’ya ulaştırılan bilgiler sonrasında Srebrayakov yakalandı.
Bodrum’da yakalanan eylemci Ukrayna ajanı çıktı!
Türkiye’nin apar topar ve sessizce Moskova’ya gönderdiği Serebrayakov’un eylemdeki konumuna gelince; Rus kaynaklara göre, Serebrayakov Rusya’daki mevcut rejime muhalif konumda.
Rusya’nın Ukrayna’da yürüttüğü özel operasyonlarına destek vermeyen gruplar içinden. Hatta aynı kaynaklara göre, Ukrayna’daki özel operasyonlarının karşısında duran muhaliflerce düzenlenen mitinglerde yer aldı.
Yanı sıra sosyal ağlarda adını “Ukraynaca” yazdı. Kendisini “Yevgen Serebryakov” olarak tanıttı. 2011’de sosyal medya hesabından Vladimir Putin ve Dmitri Medvedev’i eleştiren yorumlar kaleme aldı.
Moskova’ya dönüşte FSB’de sorguya alınan Serebrayakov, internet üzerinden irtibat kurduğu Ukrayna Gizli Servisi adına çalıştığını itiraf etti.
Ukrayna Gizli Servisi’yle 1 yıldan fazla süredir irtibatlı olduğu belirlenen Serebrayakov’un 23 Şubat 2023’ten bu yana Ukrayna İstihbaratı’yla iş birliği yürüttüğü anlaşıldı.
Saldırıyı gerçekleştirmesi karşılığında Ukrayna gizli servisince kendisine vatandaşlık hakkı ile 20 bin dolar ödül vaat edildiğini sorgusunda aktardı.
Dahası, Ukrayna Gizli Servisi’ne, Rusya Savunma Bakanlığı görevlisini öldürmeyi teklif etti.
Serebrayakov’un Rusya kamuoyuna yansıyan ifadesinde dikkat çekici bir bilgi daha vardı.
Ukrayna Gizli Servisi’nce “devşirilen” Serebrayakov, "Ukrayna Güvenlik Servisi çalışanı İlya ile iletişim kurmaya başladım. Onunla konuştuk, İstanbul’da bir toplantı vardı, doğaçlama bir patlayıcı cihazı monte etmek için parçaları aldım" dedi.
Ayrıca, yakalandığı sırada Bodrum’da Türk Emniyeti’ne kısıtlı bilgi verdiğini öğrendiğim Serebrayakov, Türkiye’den Ukrayna’ya yolculuk yapmaya hazırlandığını söyledi.
Moskova – İstanbul bağlantısı mı?
Sıra geldi olayın Türkiye’yi ilgilendiren boyutuna.
Ukrayna Gizli Servisi adına çalıştığı ortaya çıkan Serebriyakov’un Moskova’daki terör eyleminden yaklaşık altı ay önce 28 Ocak günü İstanbul’da başka bir silahlı eylem gerçekleştirildi.
Sarıyer’de faaliyet gösteren Ortodoks Santa Maria Kilisesi’ne gelen iki kişi, kilisedeki Pazar Ayini sırasında silahlarını ateşledi. Saldırıda 52 yaşındaki Tuncer Murat Cihan yaşamını yitirdi.
Saldırının ardından polis, operasyonlara başladı.
Kiliseye yönelik eylemi gerçekleştiren Amirjon Kholikov ile David Tanduev’in aralarında bulunduğu 60’a yakın şüpheli gözaltına alındı. Tutuklama istemiyle savcılığın mahkemeye sevk ettiği 34 şüpheliden 25’i tutuklandı.
Gerek polisin gerekse istihbarat birimlerinin yaptığı araştırmalarda, silahlı saldırganların hedefe aldıkları kiliseye Polonya’dan Türkiye’ye getirilen yabancı plakalı özel araçla geldikleri belirlendi.
Hatta eylemde kullanılan bu araç, Beylikdüzü’nde terk edilmiş halde bulundu.
Geriye dönük kamera incelemelerinde aracı Polonya’dan Türkiye’ye getiren 2 kişi olduğu tespit edildi.
İstanbul Sarıyer'de Tuncer Murat Cihan'ın hayatını kaybettiği Santa Maria Kilisesi'ndeki silahlı saldırının ardından kilisenin giriş kapısına Türk bayrağı asılmıştı
Kimin eli, kimin cebinde belli değil!
Moskova’da Yevgeny Serebriyakov’un gerçekleştiği saldırıyla Santa Maria Kilisesi’ne yönelik saldırı arasında ilginç bir bağlantının bulunduğu belirtiliyor güvenlik kaynaklarınca.
Şöyle ki, Moskova’daki eylemle ilgili bölümde okuduğunuz üzere, eylemci Serebriyakov, Ukrayna’ya geçmek için Türkiye’ye geldiğini polise aktardı.
Santa Maria Kilisesi olayında ise güvenlik birimlerinde, eylemde kullanılan aracı Polonya’dan Türkiye’ye getirenlerden birisinin, aracı teslimatın ardından Türkiye’den ayrılmasını sağlayacak uçak biletinin Serebreyakov’un gerçekleştirdiği eyleme adı karışanlar aracılığıyla temin edileceği bilgisi mevcut.
İşin tuhaf tarafı, kilise eylemine karışanların bir bölümünün IŞİD’in Horasan koluyla bağlantılı olduğu biliniyor.
Hatta üçüne Türk vatandaşlığı hakkının verildiği ortaya çıktı.
Kilise saldırısıyla birlikte değerlendirilmesi gereken IŞİD’in Horasan koluyla ilgili eylemin ardından kaleme aldığım iki yazının linklerini bıraktım buraya.
Büyüteç’in 2 Şubat’taki sayısı ve 6 Şubat’taki yazısı burada:
- İstanbul'daki IŞİD hücrelerinde Horasan Grubu bağlantıları
- Santa Maria Kilisesi saldırısının dikkat çeken ayrıntıları
Şimdi eldeki verilere bakalım.
Moskova’ya teslim edilen Serebriyakov’un FSB’ye verdiği bilgilere göre, Albay Andrey Torgashov’a ait araca yönelik bombalı saldırının ardında Ukrayna Gizli Servisi var büyük olasılıkla.
Santa Maria Kilisesi’ne yönelik eylemin kritik isimleri IŞİD’in Horasan kolundan.
Fakat lojistik sağlayıcının Türkiye’den ayrılmasını sağlayacak bileti gönderecek olan kişi / kişiler, Ukrayna Gizli Servisi’nin adını karıştığı eylemde adı geçenler!
Ve İstanbul’da eylemde kullanılacak araç, Polonya’dan getiriliyor.
Gelin de işin içinden çıkın…
Kaldı ki; Polonya’dan getirilen aracın izi, güvenlik birimlerince sürüldü mü? Bilemiyorum.
Mahkeme, iddianameyi iade etti
Bu arada Santa Maria Kilisesi saldırısıyla ilgili bir bilgi paylaşayım.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca tamamlanan hazırlık soruşturması, temmuz başında tamamlanarak mahkemeye gönderildi.
5 aydan biraz fazla devam eden soruşturma sonucunda, kilise eylemine adı karışan 42 şüpheli hakkında 7 yıl 6 ay ila 349 yıl 6 ay arasında değişen hapis cezaları talep edildi mahkemeden.
Ancak yargılama aradan geçen süreye karşın henüz başlamadı.
Gerekçe ise iddianamenin savcılığa iade edilmesi.
İddianamenin kendilerine ulaşması sonrasında hazırlık soruşturmasını yasa gereğince inceleyen mahkeme heyeti, tespit ettikleri eksiklikler nedeniyle iddianameyi, bir kez daha üzerinde çalışılması istemiyle gerisin geriye savcılığa gönderdi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, böylesi önemli bir terör eyleminin soruşturmasında mahkemenin gördüğü eksikliklerin giderilmesi amacıyla yeni savcı görevlendirmesi yaptı.
Yargı aşamasının başlamasıyla iddianamenin neden iade edildiği daha net anlaşılacak kuşkusuz.
Tolga Şardan kimdir?Tolga Şardan, 1988'de yerel yayımlanan Ankara Ulus gazetesinde mesleğe başladı. 1989'dan 2018'e kadar Milliyet gazetesinde polis muhabirliği, Ankara Temsilci Yardımcılığı ve köşe yazarlığı yaptı. Haber ve yazılarıyla, 1992'den itibaren Çetin Emeç, Muammer Yaşar Bostancı, Abdi İpekçi'nin adını taşıyan gazetecilik ödüllerini aldı. Yanı sıra, haberleri Çağdaş Gazeteciler Derneği ve Türkiye Spor Yazarları Derneği'nce ödüle layık bulundu. Ayrıca, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nce verilen 2021 Yılı Basın Özgürlüğü Ödülü'nün sahibi oldu. Şardan, 2019'da Doğan Kitap'tan yayımlanan "Komonist Masası'nda Nazım Hikmet" adlı araştırma dalındaki kitabını kaleme aldı. 2019'dan bu yana T24'te çoğunlukla güvenlik konularını ele aldığı Büyüteç adlı köşeyi yazıyor. |