Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, geçen nisanın son günlerinde yaptığı basın açıklamasında, Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) bünyesinde FETÖ’nün “mahrem hizmetler” yapılanmasına yönelik operasyon başlatıldığını duyurdu.
Açıklamada, sabit telefon hatlarını kullanarak örgütün sözde sivil imamları ile iletişim sağladıkları tespit edilen, 14’ü daha önce Türk Silahlı Kuvvetleri’nden (TSK) ilişiği kesilmiş askeri personel ile 2’si “mahrem imam” olmak üzere 16 şüpheli hakkında gözaltı kararı verildiği kaydedildi.
Operasyonun açıklanmasıyla beraber şüpheliler yakalanarak Ankara Emniyeti’nde sorgulandı.
Sonrasında mahkemeye çıkartılan şüphelilerden bazıları itirafçı oldu. Bir bölümü de haklarındaki iddialar, belge ve bilgilerle tutuklanarak cezaevine gönderildi.
FETÖ geçmişini anlatan ifadeler
Doğrusunu isterseniz; bu soruşturma dosyasını yakın geçmişteki benzerlerinden ayıran içerik açısından çok fark olmamakla birlikte tutuklanan bir isim dikkat çekiciydi.
Bu isim, KKK’dan astsubay rütbesi ile görev yaparken emekli olan Mustafa Çintaş’tı.
Daha önce ülke genelinde yapılan FETÖ soruşturmalarında haklarında adli işlem yapılan şüphelilerin verdikleri ifadelerde adı geçenlerdendi Çintaş.
Örneğin, Kırıkkale’de yürütülen bir soruşturmada ifade veren Miktat B., şunları söylemişti:
“(…) 1992 yılında Şanlıurfa iline tayin oldum. Bu ile gittiğimde bana Hakkı C. isimli astsubayın ismini vermişlerdi. Bana bu şahısla kurmamı ve sohbetlere devam etmem gerektiğini söylemişlerdi. O dönem bana bunu kimin söylediğini hatırlamıyorum. Urfa’ya gittiğimde Hakkı C. isimli astsubayı buldum. Beni kendi sohbet gruplarına dahil etti. Urfa ilinde sohbet grubumuzda Hakkı C., Mehmet D. Müşerref A. Hakan K., Mustafa Çintaş, Kemal İ., Ramazan G., Hacı Ahmet B., Şenol K., Kemal Ü. isimli astsubaylar vardı. Sohbet imamlığını dışardan gelen sivil insanlar yapardı.
1997 yılına kadar bu ilde görev yaptım. Toplantılarımız, sohbetlerimiz; namaz kılmak, Fetullah Gülen videoları izlemekIe ve Fetullah Gülen’e ait kitapları okumakla geçti. (…)”
Burada dikkat çekmek istediğim bir detay var; yıl henüz 1992 ve Fetullah Gülen cemaati yani FETÖ, henüz o yıllarda TSK içinde ciddi ve sistemli örgütlenme içinde! Aynı zamanda “mahrem imamlık” uygulaması başlatılmış.
Bir başka ifadenin sahibi ve aynı zamanda Ankara’da hakkında soruşturma yürütülen Mehmet T.’nin ifadesi ise şöyle:
“(…) Benim ilk temasım Tekirdağ Çorlu 61. Mekanize Piyade Tugayı’nda görevli olduğum zamanlarda aynı bölükte astsubay olan Mustafa Çintaş isimli şahısla iş yerinde muhabbet ederken, kendisi bana ‘Ramazan ayı içerisinde bir akşam camiye gidelim’ dedi. Ben de kendisi benim iş yerimde üstüm olduğu ve Ramazan ayı olduğu için hayır diyemedim. Bu ve bunun gibi günlerde arada akşamları buluşup camiye gittik. Arada da iş yerimizin misafirhanesine Mustafa Çintaş’ın getirdiği Fetullah Gülen kasetlerini, videoları burada izlerdik. 1993-1995 yılları arasında Mustafa Çintaş’la bu şekilde görüşmelerimiz oldu. (…)”
Şüpheli emekli astsubay Çintaş hakkında benzer ifadeler var dosyasında.
Son örneği de Kars Kağızman’da hakkında FETÖ soruşturması yürütülen Cem A.’nın anlatımından vereyim:
“(…) Bir gün görüşme yapmak için Mustafa Çintaş beni evine davet etti. Evine gittiğimde evde tekti. Burada çay içtik. Namaz kıldıktan sonra bir süre normal sohbet edip evden ayrıldım. 1987 mezunu, tırtırlı araç teknisyeni bakımcı astsubaydır. Emekli olduğunu biliyorum. Halen İzmir Bornova’da ikamet ettiğini hatırlıyorum.
Benden sorumlu cemaat abisidir, Kars Kağızman’a gittiğimde Hasan Hüseyin kodun verdiği numaradan aradığım ve görüştükten sonra bana abilik yapan şahıstır. Kendi evinde buluştuğumuz dini sohbet edip, namaz kılıp görüştüğüm örgüt abisidir.(…)”
Gülen’in talimatıyla hareket etti
Çintaş’la ilgili yürütülen soruşturmada, benzerlerinde olduğu gibi MASAK’tan alınan özel rapor dosyaya girdi.
FETÖ şüphelisi emekli astsubayın, FETÖ’ye ait Bank Asya’da 7 ayrı hesabın bulunduğu, yapılan incelemesinde tüm işlemlerin rutin bankacılık işlemleri kapsamında olan işlemlerden olduğu kanaatine varıldığı raporlandı.
Fakat aynı raporda bir tespit daha var:
“Emekli devlet memuru statüsünde olan birinin 100 bin TL tutarlı TL katılım hesabı açması, 7 bin USD tutarlı YP vadeli hesabı açması ve 26.23 gram yastık altınını bankacılık sistemine kazandırması, tüm finansal malvarlığının ilgili banka nezdinde değerlendirdiği ve FETÖ elebaşı tarafından gerçekleştirilen çağrıya uygun hareket ettiği izlenimi uyandırdığı kanaatine varılmıştır.”
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve Mustafa Çintaş
MHP’den milletvekili adayı FETÖ’cü
Savcılıklarda FETÖ merkezli yürütülen adli soruşturmalarda yapılan standart işlemlerin, şüpheli Çintaş hakkında da gerçekleştirildiği görülüyor.
Dediğim gibi, günümüze kadar binlerce benzeri yapılan bu adli soruşturmanın dikkat çekici bölümü asıl şimdi yazacaklarım.
Çünkü TSK’dan emekli olan Çintaş’ın yaşamının son döneminde aktif siyaset içinde olduğu görülüyor.
FETÖ geçmişi delillerle ortaya çıkarılan Çintaş’ın, Cumhur İttifakı’nın küçük ortağı MHP içinde siyaset yaptığı anlaşıldı.
Hem öyle basit bir taban hareketi ve siyasi çalışmalar içinde değil.
Çintaş, 2023 Genel Seçimleri’nde MHP’nin İzmir 2. Bölge’den 13. sıra milletvekili adayı idi.
Aynı isim, 2015’teki genel seçimlerde de yine aynı seçim bölgesinden MHP’den milletvekili seçilebilmek için yarıştı.
Adil Öksüz’le bağlantı şüphesi
MHP Genel Merkezi, yeri geldiğinde kantarın topuzunu ağır kaçırıp siyasete yakışmayan açıklamalar yapmaktan geri durmuyor maalesef.
Şimdi MHP’de siyaset yapan bir emekli TSK mensubu “FETÖ abisi” çıktı, hakkında adli soruşturma var. Halen Sincan Cezaevi’nde tutuklu.
Bu tablonun da MHP açısından bir açıklaması vardır sanırım.
Aklıma takılan ve yanıtını aradığım bir soru var:
Çintaş, hem 17-25 Aralık sürecinin sonrasındaki 2015 Genel Seçimleri’nde hem de MHP’nin iktidar ortağı olduğu 2023 Genel Seçimleri’nde İzmir’den milletvekili adayı olurken, MHP Genel Merkezi’nin haberi yok muydu?
Kaldı ki; AKP’den çok MHP’ye yakınlığıyla bilinen Süleyman Soylu gibi bir siyasetçi İçişleri Bakanı koltuğunda otururken.
MİT’ten üç ayrı yazı
Eğer “Haberimiz yoktu” yanıtını verirlerse; soruşturma dosyası içinde MİT Başkanlığı’nın bizzat Çintaş hakkında savcılığa gönderdiği yazılar var.
MİT Başkanlığı’nın biri Ağustos 2017, ikisi de Eylül 2017 tarihini taşıyan üç ayrı raporu var Çintaş hakkında.
Hatta Ağustos 2017 tarihini taşıyan MİT yazısında, Çintaş’ın FETÖ Lideri Fetullah Gülen’in talimatıyla kurulan bir firmada imza yetkisine sahip olduğu ve firma sahibinin aynı zamanda FETÖ’nün Kara Kuvvetleri Komutanlığı’ndan sorumlu ismi Mustafa Arslan’ın, FETÖ’nün TSK imamı olduğu anlaşılan Adil Öksüz’le temasının bulunduğu açıklandı.
İşte böyle biri isim, MHP’de hem de iki genel seçimde milletvekili adayı olabilecek konuma ulaşmış durumda.
Madalyonun bir de ikinci yüzü var kuşkusuz.
Malum, geçmişte FETÖ içinde yer alıp deşifre edilmeden cemaatten ayrılıp farklı dini yapılara katılanlar var. Resmi tanımlamada bu türdeki kişilere “renklendirilenler” deniliyor.
Acaba, Çintaş’ta böyle bir renklendirmeden geçip, kendisini koruyup başka bir dini grup üzerinden MHP’ye mi girdi?
Örneğin, Menzil olabilir mi bu yapı?
Tolga Şardan kimdir?Tolga Şardan, 1988'de yerel yayımlanan Ankara Ulus gazetesinde mesleğe başladı. 1989'dan 2018'e kadar Milliyet gazetesinde polis muhabirliği, Ankara Temsilci Yardımcılığı ve köşe yazarlığı yaptı. Haber ve yazılarıyla, 1992'den itibaren Çetin Emeç, Muammer Yaşar Bostancı, Abdi İpekçi'nin adını taşıyan gazetecilik ödüllerini aldı. Yanı sıra, haberleri Çağdaş Gazeteciler Derneği ve Türkiye Spor Yazarları Derneği'nce ödüle layık bulundu. Ayrıca, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nce verilen 2021 Yılı Basın Özgürlüğü Ödülü'nün sahibi oldu. Şardan, 2019'da Doğan Kitap'tan yayımlanan "Komonist Masası'nda Nazım Hikmet" adlı araştırma dalındaki kitabını kaleme aldı. 2019'dan bu yana T24'te çoğunlukla güvenlik konularını ele aldığı Büyüteç adlı köşeyi yazıyor. |