Tolga Şardan

31 Ocak 2025

Kartalkaya’da 12 günde ne oldu?

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy’un görevden alınmasını isteyen AKP’liler olduğu kadar kendileriyle ilgili durumların ortaya çıkmasını istemeyen AKP’lilerin, Erdoğan’ın tansiyonunu düşürmeye çalıştıkları bilgisi, Ankara’da en çok konuşulan siyasi kulislerden

Grand Kartalkaya Oteli’nde yaşanan yangın faciasında her geçen gün yeni bilgiler ve belgeler gün ışığına çıkıyor, yavaş yavaş.

Üzerinden on gün geçmesiyle birlikte anlaşılıyor ki; olay, facia tanımının ötesinde tam bir katliam niteliğinde.

Siyasetin ve bürokrasinin çevrelediği, iktidar gücüyle harmanlanan sürecin sonunda oluşan tablo, Kartalkaya’da patlak verince, tam da “takke düştü, kel göründü” oluverdi bir anda.

TBMM Başkanı Numan Kurtuluş’un, gazeteci Ahmet Hakan’a verdiği söyleşide kullandığı, “Otel faciası yakın dönemlerde yaşadığımız en büyük facialardan birisi” cümlesini, ‘yakın geçmişte o kadar büyük facia yaşandı ki bu, onların en büyüklerinden bir tanesi’ şeklinde anlamak mümkün elbette.

Her yaşanan faciadan ders alınmadığını maalesef yenisi yaşandığında acılarla birlikte anlıyoruz toplumca.

İktidar başta olmak üzere siyasetin her kesimi Bolu’daki yangın katliamıyla bu kez daha farklı bir sınav veriyor.

Böylesi durumlarda her zaman tansiyonu düşürmek, kendi partisinden ya da yönetimindeki bürokrasiden adı gündeme taşanları kollayan yaklaşımda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan bile “aç gözlü müptezellere tahammül yok” şeklinde çok farklı cümleler kurmaya, değerlendirmeler yapmaya başladı, ilk defa.

Erdoğan’ın bu çıkışından sadece otel sahibi ile yetkilileri mi etkilenecek? Yoksa söz konusu süreçle bağlantısı kurulan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy ile bakanlık bürokrasisi ve Bolu İl Özel İdaresi yönetimi de kısmetlerine düşeni alacaklar mı? Yakın zamanda yaşayıp göreceğiz hep birlikte.

Yeri gelmişken, beklentinin aksine Erdoğan’ın, kabine değişikliği dönemini de kapsayacak şekilde yapacağı atamalarda Ersoy’u görevden alma olasılığının düşük olduğunu söylemek yanlış olmaz. Ki, AKP kulislerinde bu durum kapalı kapılar ardında böyle seslendiriliyor.

Zira, Ersoy’un görevden alınması demek; sadece kendisi için değil, örneğin Bodrum’da yoğunlaşan AKP’li siyasetçilere tanınan imtiyazların da ortaya çıkmasının yolunu açacaktır.

Bu çerçevede, önceki dönemlerin belediye başkanı başta olmak üzere yerel yöneticilerinin durumları daha net biçimde kamuoyuna yansıyacak. Kuşkusuz, Erdoğan ve AKP yönetimi bu handikabı göz önünde bulunduracaktır.

Bu nedenle, Ersoy’un görevden alınmasını isteyen AKP’liler olduğu kadar kendileriyle ilgili durumların ortaya çıkmasını istemeyen AKP’lilerin, Erdoğan’ın tansiyonunu düşürmeye çalıştıkları bilgisi, Ankara’da en çok konuşulan siyasi kulislerden.

Sorgulanması gereken 12 gün

Bolu Adliyesi’nin el koyduğu ve jandarma üzerinden yürüttüğü adli soruşturma çerçevesinde alınan ifadeler, özellikle iktidar yanlısı yayın organlarında yayımlanıyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yükselmesiyle birlikte söz konusu yayınlarda otel sahibi ile çalışanların ifadelerine yoğunlaşılması, geçmişteki örneklerine bakıldığında “tavşana bak” olayı ile karşı karşıya olduğumuz hissi yayılıyor, ister istemez.

Şimdi, Grand Kartalkaya Oteli’ndeki yangın katliamına neden olan bürokratik işlemler takvimine bakalım:

* 12 Aralık 2024: Otel yönetimi “yangın uygunluk raporu” için Bolu Belediyesi’ne başvurdu.

* 13 Aralık 2024: Kültür ve Turizm Bakanlığı (KTB), Grand Kartal Oteli’nde denetim yapılması için iç kontrolör görevlendirdi.

* 15 Aralık 2024: KTB kontrolörü, otelde inceleme yaptı.

* 16 Aralık 2024: Bolu Belediyesi’nin itfaiye raporu çıktı; otelde eksiklikler bulundu.

* 24 Aralık 2024: Otel yönetimi, belediyeye verdiği ikinci dilekçeyle, birinci dilekçeyi geri almak istediklerini bildirdi.

* 24 Aralık 2024: Otel yönetimi, otelin müştemilatında faaliyet göstermek amacıyla Bolu Belediyesi’ne iş yeri açma için dilekçe verdi.

* 25 Aralık 2024: Belediye Başkan Yardımcısı Sedat Gülener, gelen ikinci dilekçe ile ilk dilekçeyi iptal etti.

* 28 Aralık 2024: Otel, açılması istenilen kafeterya için itfaiyece denetlendi.

* 2 Ocak 2025: Bolu Belediyesi, kafeterya açılması için talep edilen itfaiye raporunu onayladı.

Bu takvime bakıldığında, ilk dikkat çeken gün aralığı 12 – 24 Aralık 2024 günlerinde yaşananlar.

Adliyenin ve idari soruşturma yürüten İçişleri Bakanlığı müfettişlerinin üzerinde durması gereken takvim, işte bu 12 günlük süre.

Bu 12 gün içinde neler yaşandı da otel yönetimi önce dilekçe verdi, akabinde bakanlık iç kontrolör görevlendirdi? Peşinden, iç denetçi görevdeyken belediyenin itfaiye raporu kusurlu çıktı! Sonrasında Ankara-Bolu hattında neler yaşandı? Kim/kimler, kim/kimlerle görüştü? Bu temaslarda neler konuşuldu da otel yönetimi 24 Aralık’ta ikinci dilekçeyi belediye verdi?

Kültür ve Turizm Bakanlığı ile otel yönetimi ve İl Özel İdaresi arasındaki temasların sonucunda ortaya çıkan “eser”, 78 canın diri diri yaşamını yitirmesinin önünü açtı.

Kültür ve Turizm Bakanı ve aynı zamanda iş insanı Mehmet Ersoy, hem olay sonrasında, hem de gazeteci Ahmet Hakan’ın yayınında, tesisin 2021 ve 2024’te denetlendiğini açıkladı.

Şimdi Bakan Ersoy’a düşen görev, kamuoyunun doğru bilgilenmesi amacıyla söz konusu iki raporu tam metin halinde açıklamaktır.

Bilindiği üzere; iki denetim raporunun, devlet güvenliği, devletin güvenlik güçlerini zor duruma düşürmek gibi içeriği yok. Üstelik, “gizli”, “çok gizli” ve “kişiye özel” gibi gizlilik dereceli evrak sınıfından da değil bu raporlar. Bakan, iktidara yakın bir yayın kuruluşuna da açıklama yapabilir. Sakıncası yok. Ancak tek koşul, tam metin olması.

Yangın ve itfaiye raporlarını AFAD versin!

Otel katliamının ardından hükümet içinde, “dağdaki tesislere müdahale edilmesi amacıyla belediyeler veya AFAD bünyesinde güçlü itfaiye teşkilatları kurulması” görüşü ortaya atıldı.

Kuşkusuz makul bir görüş. Ancak, bundan daha önemli, olay olunca ya da olduktan sonra müdahale edecek güçlü bir organizasyon yerine, olayı/olayları önleyici tedbiri almak daha mühim kanımca.

Güçlü bir organizasyon kurulması için mali kaynak ve işletme sistemi olsun ancak güçlü bir önleyici sistem olması, sonucun daha az kayıpla veya eforla üstesinden gelinmesinin önünü açabilir.

Bu çerçevede, bu satırların yazarı olarak AFAD’ın yetkili hale getirilmesini önereyim ilgililere.

Ülke genelinde 81 kentte faaliyet gösteren AFAD’da konularında uzman personel mevcut. Bu bağlamda, oteller ve benzeri tesislere yönelik verilmesi gereken yangın/itfaiye raporları AFAD incelemesi sonrasında verilsin.

İster ücretli ister ücretsiz… Maddi bedel konusunu İçişleri Bakanlığı düzenlesin.

Kaldı ki, aynı zamanda İçişleri Bakanlığı bünyesinde faaliyet göstermesi nedeniyle illerde valilikler nezdinde etkin konumda olan AFAD’ın vereceği raporların daha güvenilir olacaktır. Tek elden yürütülecek yangın önleme denetimlerinden sonra hazırlanacak raporlarda yeknesaklık da sağlanmış olacak böylelikle.

Yaşanacak olumsuz bir tabloda sorumlu aramak yerine sorumluğun da tek yerde toplanması daha sağlıklı sonuç verecektir kanımca.

Tolga Şardan kimdir?

Tolga Şardan, 1988'de yerel olarak yayınlanan Ankara Ulus gazetesinde mesleğe başladı. 1989'dan 2018'e kadar Milliyet gazetesinde polis muhabirliği , Ankara Temsilci Yardımcılığı ve köşe yazarlığı yaptı. 

Haber ve yazılarıyla, 1992'den itibaren Çetin Emeç, Muammer Yaşar Bostancı, Abdi İpekçi'nin adını taşıyan gazetecilik ödüllerini aldı. Yanı sıra, haberler Çağdaş Gazeteciler Derneği ve Türkiye Spor Yazarları Derneği'nce ödüle layık görüldü. 

Ayrıca Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nce verilen 2021 Yılı Basın Özgürlüğü Ödülü'nün sahibi oldu. 

Şardan, 2019'da Doğan Kitap'ta yayımlananKomonist Masası'nda Nazım Hikmet " adlı araştırma sürecindeki kitabını kaleme aldı. 

2019'dan bu yana T24'te en çok güvenlik konularını ele aldığı Büyüteç adlı köşeyi yazıyor .