Tolga Şardan

01 Kasım 2019

IŞİD evrimleşir mi?

IŞİD sonrasında Orta Doğu’da yeni bir artçı grup, “Irak ve Suriye’deki hükümetler ile halkın arasında yer alacak bir yapı” olarak ortaya çıkabilir

IŞİD’in lideri Ebubekir El-Bağdadi’nin, ABD Özel Kuvvetleri’ne bağlı bir ekibin operasyonuyla öldürülmesinin yansımaları devam ediyor.

Operasyonla birlikte ABD Başkanı Trump’ın söylemlerinde tutarsızlıklar ortaya çıkarken, son olarak ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), önceki gün operasyona ait olduğunu açıkladığı görüntüleri dünya kamuoyuna aktardı.

Suriye’de “müesses nizam”ın iki büyük aktörü ABD ile Rusya’nın çerçevelendirdiği siyasi gelişmelerin yanında, IŞİD’in kurucusu ve lideri El Bağdadi’nin etkisiz hale getirilmesi, güneyimizdeki çatışma bölgelerinde yeni hareketlenmelerin nedeni olacak.

***

Hatırlayalım; ABD’nin yaptığı silah yardımı sonrasında YPG, IŞİD’e karşı mücadele başlatmıştı.

Çatışma bölgelerini kapsayan bu silahlı mücadele sonunda PYD/YPG, IŞİD’in Suriye topraklarında kontrol ettiği hemen tüm bölgeleri ele geçirdi.

IŞİD, özellikle “kale” olarak tanımlanan örgütün yönetim merkezi Rakka’nın yanı sıra örgüte büyük finans kaynağını oluşturan petrol yataklarının bulunduğu Deyrizor’u da elinden çıkarmak zorunda kaldı.

ABD Başkanı Trump’ın, “IŞİD’in elindeki toprakların tamamen elinden alındığı” açıklamasına karşın örgüt, Suriye’nin güney batısındaki Deyrizor – Bagoz hattının Şam yönetimi kuşatması altındaki küçük bir alanına sıkışmış durumda.

Ülkenin çöl bölgesindeki bu alanda Rakka ve Deyrizor’dan YPG ve Esad yönetiminin tahliye ettiği bini aşkın IŞİD’çi bulunduğu ifade ediliyor. IŞİD’in bugün kontrol ettiği alan Suriye’nin yaklaşık yüzde 2’si kadar.

IŞİD’in kuruluşundan bugüne kadar lideri olan Ebubekir El-Bağdadi ise Irak’ta yaşadığı savaş döneminde El-Kaide'ye bağlı hareket ederek yeni örgütün kuruluşunu gerçekleştirdi. Ardından iç savaş yaşamaya başlayan Suriye’ye geçip 2013’te “Irak Şam İslam Devleti “adıyla yeni bir oluşuma gittiğini dünyaya ilan etti.

Aynı yıl, Usame Bin Ladin’in öldürülmesinden sonra El-Kaide’nin başına geçen Eymen Ez-Zevahiri’nin “Örgütün Suriye kanadının tasfiye edildiği”ni açıklamasına karşın tasfiyeyi kabul etmeyen El-Bağdadi, iç savaşın yarattığı çatışma bölgelerinde İslamiyet ve Müslümanlık adına Selefilik doğrultusunda “cihad” başlattı. Ve böylelikle yeni oluşumunu güçlendirip Haziran 2014’te “halifeliğini” duyurdu.

2014’ten sonra IŞİD’in kontrol ettiği bölgelerde ilginç gelişmeler yaşanmaya başlandı. Kontrol alanlarını her geçen gün genişleten IŞİD, Deyrizor’daki petrolü kullanarak parasal güç kazandı. Suriye’deki insanlık tarihini anlatan Palmyra’daki kalıntıları yok eden IŞİD, yabancı terörist savaşçıları (YTS) eğitmeye başladı.

İlginçtir, dünyanın pek çok ülkesinden IŞİD’e YTS katılımları yaşandı. Başka din ve mezheplere üye YTS’ler kimi zaman yasal, çoğunlukla yasa dışı biçimde Suriye’deki çatışma bölgelerine giderek IŞİD’in kamplarında teorik ve silahlı eğitim aldılar.

Suriye’deki faaliyetlerinde sınır aşan konuma gelen IŞİD, bir süre sonra eğittiği YTS’leri dünyanın farklı ülkelerine gönderip terör eylemlerine başladı.

Suriye’deki farklı halk ve topluluklara karşı katliamlar gerçekleştiren, kaçırdığı insanların kafalarını kesip video görüntülerle dünyayı dehşete düşüren IŞİD, değişik ülkelerde kendi üyeleri ya da sempatizanları aracılığıyla “yalnız kurt” eylemlerine başladı.

Çoğunlukla Avrupa ve ABD’de yaşanan terör eylemlerini gerçekleştirenlerin bir şekilde çatışma bölgeleri ve IŞİD’le bağlantıları ortaya konuldu.

Örgüt, 2016’dan itibaren Türkiye’yi hedefine aldı. Önceleri Türkiye’deki yabancılara yönelik hedeflemeler yapan IŞİD, bu tarihten itibaren cumhuriyet tarihinin en kanlı terör eylemlerini gerçekleştirildi.

Sonunda, ABD devreye girdi ve yine bir deniz aşırı operasyonla El Kaide’nin lideri Usame Bin Ladin’de olduğu gibi IŞİD’in lideri El-Bağdadi’yi etkisiz hale getirdi.

***

İnsana ve tarihe karşı acımasız eylemler gerçekleştiren IŞİD’in sürecini böyle özetleyebiliriz.

El-Bağdadi’nin öldürülmesinden sonra ne olacağı sorusunun yanıtı kuşkusuz önem taşıyor.

Bu aşamada, İran’dan gelen bir açıklamaya dikkat çekmek gerekiyor. Her ne kadar kendisinin de terörizm konusunda sicili temiz olmayan İran’ın hükümet sözcüsü Ali Rebii, “Bağdadi’nin ölümü, baskıcı ve tahripkâr terörizmin sembolünün yok edilmesi demektir. Bin Ladin’in ölümüyle terörün kökü kurutulmadığı gibi Bağdadi’nin ölümü de Işidizm’in sonu olmayacaktır” değerlendirmesini yaptı.

Bu konuda görüştüğüm uzmanların görüşlerini şöyle sıralamak mümkün:

- Usame Bin Ladin öldü, El Kaide bitti mi?, IRA veya ETA’nın durumu ortada. Ya da, Öcalan 20 yıldır cezaevinde ama PKK bitti mi? Her ne kadar bu isimler ve örgütler etkisiz kılınsa da ideolojileri devam ediyor. Örgütler silah bırakırlar ama ideolojileri devam eder. Örgütleri örgüt yapan 3 unsur vardır: İdeoloji, insan unsuru ve örgüt stratejisi. Bunların hepsi halen devam ediyor. Lider ya da örgüt isimleri gider, ama başka isimle geri döner.

- Usame Bin Ladin ölünce El Kaide ikinci sıraya düştü, IŞİD ilk sıraya geçtiği yönünde görüşler var. Şimdi; Ebubekir El-Bağdadi öldürüldü, IŞİD ikinci sıraya düşer mi? Belki yeni ve daha popüler bir yapı ortaya çıkacaktır.

- Günümüzde terör örgütleri evrim geçiriyor. Artık, “ben toprağı tutuyorum, halklara özgürlük getiriyorum, onları koruyorum” stratejisini kullanan terör örgütleri, silahlı düzenli ordu, asimetrik saldırılar yapan organizasyonlara dönüşmüş durumda. Bu çerçevede, IŞİD sonrasında Orta Doğu’da yeni bir artçı grup, “Irak ve Suriye’deki hükümetler ile halkın arasında yer alacak bir yapı” olarak ortaya çıkabilir.

- Yeni oluşumlarda, siyasi, kültürel ve sosyal ortamın yanında yerel ve uluslararası dengeler kabul görecek.

- Bundan sonraki soru; IŞİD’in evrilmesi mi? Yoksa, insanlar başka yapıya mı girecek? PKK’nın KCK olduğu gibi yerel örgütler kendi içlerinde bölünebilirler. Suriye’nin IŞİD’i mi olacak? Ya da Irak’ın IŞİD’i mi olacak? Burada liderin nasıl tavır alacağı önemli. Alınacak tavır, IŞİD’in geleceğini belirleyecektir.

Tespitlerden anlaşılacağı gibi, bölge hareketliliğini koruyacak. IŞİD’in Suriye’de halen insan kaynağı mevcut. Kaldı ki, yerel dengelerden daha çok belki de yabancı istihbarat servislerinin koordinesindeki yol haritasında uluslararası dengeler etkin olacaklar.