Tolga Şardan

19 Temmuz 2022

Avustralyalı Mark'ın KKTC - Türkiye hattındaki sırrı

Comanchero lideri, Ankara'da halen geri gönderme merkezinde tutuluyor. Hakkındaki mahkeme kararları bekleniyor

Kurban Bayramı'nın uzun süren tatil dönemine denk gelmesi sebebiyle kamuoyunun pek farkında olmadığı önemli bir gelişme yaşandı geçtiğimiz günlerde.

Olayın asıl ucu okyanus ötesine, binlerce kilometre uzağa Avustralya'ya dayanıyor. Ara durak KKTC, son durak ise, Ankara!

Sürecin kahramanı Mark Buddle adlı 62 yaşındaki Avustralyalı. Sidneyli Buddle, Avustralya'da faaliyet gösteren ve oldukça tanınan motosikletli "Comanchero" adlı suç grubunun lideri.

Mark Buddle

Türkiye'nin suç listelerinde yer alan bir isim değil. Ancak geçen yıldan bu yana KKTC'de oldukça iyi biliniyor.

Yerel kaynaklarda yapılacak küçük bir araştırmayla Buddle'nin portresini ortaya koymak mümkün.

Şöyle ki; kimi zaman farklı isimleri kullanan Buddle, ilk olarak kendisi gibi Comanchero üyesi Ali Bazzi ile birlikte zamanın grubun lideri Mick Hawi ile beraber 2009'da Sidney Havalimanı'nda yaşanan bir olay sonrasında yakalanarak cezaevine konuldu.

Buddle, bu süreçte kendisini grubun lideri ilan etti.

Ardından Buddle, ülkesinde Comancheros'la beraber çok sayıda suç örgütü faaliyeti gerçekleştirdi.

Yerel güvenlik güçleri, Buddle bağlantılı pek çok yere baskın yaptı. Suç delillerine ulaştı. Hatta Buddle'ın adı, 400 kilogram uyuşturucuyu çaldığı iddiasıyla 44 yaşındaki bir kişinin öldürülmesine karıştı.

Avustralya'nın en çok aranan isimlerinden birisi haline dönüşen Buddle, 2016'da Avustralya'yı terk edip Körfez'e geçti. Avustralya'yı terk etmesinin gerekçesi ise, 2010'da Sidney'de güvenlik görevlisinin öldürülmesine adının karışmasıydı.

2018'de Buddle, Sidney'in yeraltı dünyasının önde gelen isimlerinden John Macris'in yakalanmasıyla birlikte Dubai'den ilk kez ayrıldı. Yunanistan'a giden Buddle kısa bir süre sonra Dubai'ye döndü.

Dubai'de lüks bir restaurantta bir grup İngiliz vatandaşıyla yaşadığı tartışmanın kavgaya dönüşmesiyle gözaltına alındı. Olayın yaşlandığı dönemde hakkında herhangi bir uluslararası yakalama kararı olmadığı için serbest kaldı.

Kimi kaynaklara göre; Buddle, Dubai'den Avustralya'ya yönelik uyuşturucu sevkiyatını kontrol ediyor.

Buddle'ın Dubai macerası 2021'de sona erdi. Bir tatil köyünde turistlerle havuz başında yapılan bir kavganın videosunun ortaya çıkmasından sonra Buddle, Körfez'i terk etti.

Geçen yılın ortalarında önce Irak ve Lübnan'a geçtiği belirtilen Buddle'ın bir ara Türkiye'ye gelip gittiği öne sürülüyor.

Takip eden günlerde Buddle, 2021'in ortasında KKTC'ye yaşamaya karar vererek Ada'ya geçti.

KKTC'yi kendisine güvenli bölge olarak seçti. Ada'da yaşamaya başladı.

En son bu ayın başında kendi grubunun bir temsilcisi ile Almanya'da görüşmek üzere Ada dışına çıktı.

Hakkında Interpol'ün uluslararası yakalama kararı olmadığı için KKTC'den çıkıp, Almanya'ya gidip yeniden Ada'ya dönmekte hiçbir zorlukla karşılaşmadı.

"Yatırım amacıyla KKTC'ye geldi" iddiası

Buddle'ın KKTC'de yaşamaya başlaması, Ada'da tartışmaları da beraberinde getirdi.

Bu arada Interpol, Buddle hakkında uluslararası yakalama kararı çıkardı.

Ada'da "uyuşturucu baronu" olarak tanınan Buddle, önce 30 günlük vize ile ülkeye giriş yaptı.

Otomobil ticareti yapan yerel bir iş insanı ile ticari olanak yaratan Buddle, uzun soluklu biçimde Ada'da yaşamaya başladı.

İşin ilginç yanı, 30 günlük turist vizesiyle KKTC'ye giren Buddle için yönetim devreye girdi. Ülkeye "yatırım yapacağı" gerekçesiyle, 30 günlük turist vizesi bu kez 6 aylık ikamet iznine dönüştürüldü. Buddle'ın 6 Ağustos 2022'ye kadar KKTC'de oturma izni bulunuyor.

Ada basını, Buddle'a altı aylık ikamet izni verilmesinde akçeli işlerin döndüğü iddiasını gündeme getirdi. Yerel gazetelere göre, Buddle siyasilerce koruma altında.

KKTC'de gazeteciler, Buddle'a kimin izin verdiğinin ortaya çıkarılmasını sağlamak amacıyla konuyu gündemde tutmaya çalışıyor.

Bu noktada, KKTC ile ilgili yeni bir fotoğraf çekmek zorunlu hale geldi.

Hatırlacağı üzere, Yavruvatan'da Türkiye'yi de bağlayan önemli gelişmeler yaşanıyor bir süredir.

Bir yanda, Türkiye kökenli Alaaddin Çakıcı ve Sarallar grubu başta olmak üzere kimi suç örgütleri Ada'ya geçiş yaptı.

Öte yanda, KKTC'nin önde gelen iş insanlarından olan ancak bazı kara para aklama olaylarına adı karışan ve yasa dışı sanal kumar faaliyetlerinin bir numaralı Halil Falyalı, suikastla öldürüldü. Falyalı'nın aynı zamanda bölgedeki kokain ticaretini de yönettiği biliniyor.

Falyalı gibi neredeyse Ada'nın her köşesine ve kişisine nüfuz etmiş bir kişinin faaliyetlerini sürdürdüğü dönemde yine kokain ticareti yaptığı Avustralya kaynaklarınca öne sürülen Mark Buddle'ın yaklaşık 3 bin 400 kilometrekarelik kara parçası üzerinde nefes almasını nasıl açıklamak gerekir?

Peşi sıra, Güney Amerika'dan Kıbrıs'a gönderilen ancak yolda yakalanan kokainleri göz önünde bulundurduğumuzda ileride nelerle karşılaşacağız acaba?

Bayram tatilinde yakalandı

Ancak Almanya'dan dönüşüyle birlikte bu kez ABD Federal Soruşturma Bürosu FBI'nın takibine giren Buddle, 7 Temmuz günü KKTC'de yakalandı.

Buddle, FBI'nın talebi doğrultusunda hemen Türkiye'ye sınır dışı edildi. KKTC'nin, Avustralya tarafından tanınmaması nedeniyle uluslararası suçlu iadesinde Türkiye'den destek alması sebebiyle Buddle, acilen Ankara'ya gönderildi.

Comanchero lideri, Ankara'da halen geri gönderme merkezinde tutuluyor. Hakkındaki mahkeme kararları bekleniyor.

Yerel mahkeme kararlarının Ankara'ya ulaşmasıyla birlikte Adalet Bakanlığı, hakkında Interpol'ün mavi bülteni bulunan Buddle hakkında son kararını verecek.

Bakanlığı'nın kararı çerçevesinde Buddle'ın Avustralya'ya iadesi gerçekleşmeyebilir.

Zira mavi bülten bir suçlu hakkında yer bildirimi ve ekstra bilgi talebinde bulunmak amacıyla kullanıyor. Kaldı ki, Avustralya'nın kırmızı bülten çıkarmamasını, Buddle'ın yakalandıktan sonra iadesinin istenmediği şeklinde yorumlamak mümkün.

Hakkında kırmızı bülten olmaması nedeniyle Buddle'ın ülkesine iadesi zorlaşacak.

Büyük olasılık başka ülkeye sınır dışı edilecek.

Belki de başımıza kalır? Ne dersiniz?

Tolga Şardan kimdir?

Tolga Şardan, 1988’de yerel yayımlanan Ankara Ulus Gazetesi’nde mesleğe başladı. 1989’dan 2018’e kadar Milliyet Gazetesi’nde polis muhabirliği, Ankara Temsilci Yardımcılığı ve köşe yazarlığı yaptı.

Haber ve yazılarıyla, 1992’den itibaren Çetin Emeç, Muammer Yaşar Bostancı, Abdi İpekçi’nin adını taşıyan gazetecilik ödüllerini aldı. Yanı sıra, haberleri Çağdaş Gazeteciler Derneği ve Türkiye Spor Yazarları Derneği’nce ödüle layık bulundu.

Ayrıca, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nce verilen 2021 Yılı Basın Özgürlüğü Ödülü’nün sahibi oldu.

Şardan, 2019’da Doğan Kitap’tan yayımlanan “Komonist Masası’nda Nazım Hikmet” adlı araştırma dalındaki kitabını kaleme aldı.

2019’dan bu yana T24’te çoğunlukla güvenlik konularını ele aldığı Büyüteç adlı köşeyi yazıyor.