Çizgili mizahın büyük ustası Turhan Selçuk’un Yapı Kredi Kültür Sanat galerisindeki “Turhan Selçuk Retrospektif i” adlı muhteşem sergisinin 9 Ağustos Cuma son günü, izlemediyseniz sakın kaçırmayın!..
Onun 60. Sanat Yılı, tüm dostlarının bir araya gelmesi ile güzel bir toplantıyla kutlanmıştı. O buluşmada herkes sevgili Turhan için düşünce ve duygularını dile getirmişti. O gün orada onun için söylediklerimi tekrar hatırlamak ve paylaşmak istiyorum:
“Sizlere Turhan Selçuk’un önemli bulduğum üç ödülü’nden söz etmek istiyorum.
Onun altmış yıllık sanat yaşamının kırk yılına tanık olma şansına sahip biriyim. Bu bana konumuz üzerinde düşünmek, eleştirmek ve al baştan yapma imkânı verdi. Modern karikatürü hep, yirminci yüzyıl sanatı saymışımdır. Hatta o aslında bu yüzyılın ikinci yarısına ait gibidir. 1950’lerde, yani II. Dünya Savaşı sonrasında, yeni çizgi, yeni bir dünyanın yeni yorumunu yapmaya çalışıyordu. Gerek dünyada gerek ülkemizde, bu yeni sanatın ilk çarpıcı örnekleri eş zamanlı olarak ortaya çıkmıştır. Siyasal, ya da genel adlandırmayla editoryal karikatür ise eskiden beri vardı. 50 yıllarında da çiziliyordu. Ben siyasal karikatürleri pek sevmezdim. Onların çizgisi de çizerleri de farklıydı. Oysa Turhan güçlü kalemi ile ve sanatsal bir çizgiyle sanatsal karikatürlerin kısaca yeni bir anlayışın ilk örneklerini verenler arasındaydı. Ne var ki o yıllar ülkemizde, şiddetli demokrasi mücadelesinin yaşandığı zamanlardır. Çizerler de kendilerini bu sıcak siyasal görevin içinde bulmuşlardı. Oluşturdukları yeni sanat, bu yeni görevin emrine girmekte gecikmeyecekti. İşte bu kullanım ve karşılıklı etkileşim yepyeni bir sentezin oluşmasını sağladı. Sanat amaçlı yeni çizgi, siyasi yorum ve eleştiride de son derece etkili oluyordu. İşte bu sentez, yepyeni boyut, şaşırtıcı etki ve benzersiz yorum, 1957 de ilk uluslararası ödülü getiriyordu. Bu “Altın Palmiye” ödülünü Bordighera’da alan ise güçlü bir kalemdi, Turhan’dı. Sonrası pıtrak gibi geldi. 50 kuşağı diye tarihlenip adlanan çizerler topluluğu, uluslararasında ödülleri yıllarca toplayıp durdular.
Bu Turhan’ın önemli bulduğum birinci ödülüdür!..
Bu Turhan’ın önemli bulduğum ikinci ödülüdür!..
Ona, biraz önce sözünü ettiğim, kırkıncı sanat yılı konuşmasında yine sormuştum, kendinizi ve diğer insanları mutlu bir dünyada yaşatacak bir eylem olanağı olsaydı, karikatürü mü, eylemi mi seçerdiniz, diye. Yanıtı şöyleydi; Daha iyi, daha mutlu bir dünya insanlar için bir amaçtır, özlemdir. Eylemi seçerdim tabii. Ama karikatürsüz bir dünya düşünemiyorum. Ve sürdürüyor, çizgilerim bazen ciddi mi oluyor ne? Bazen de kendi çizdiklerime kendim gülüyorum. Yazı işleri müdürleri tepkisiz kalınca canım sıkılır. Ama okurlardan gelen tepki beni rahatlatır. İşte en büyük ödül budur.
Evet, bu da Turhan’ın önemli bulduğum üçüncü ödülüdür!..”