Tan Oral

04 Haziran 2018

Güç hakkın sebebi değil, sadece güvencesi olmalı

"Bir ülkenin yönetimi bir kişiye emanet edilir mi?"

Bir ülkenin yönetimi bir kişiye emanet edilir mi? Asıl sorun bu.

Çünkü bir seçim arifesinde,  ana muhalefet partisi de iktidarda olan parti de bu soruyu soruyor. Kendisi dışından birinin bu iş için elverişli olmadığını ima ediyor yada doğrudan söylüyor.

Dünyamızda da uygulamaları tartışılan birbirinden farklı iki ayrı rejim var. Kısaca ve kabaca söylersek, biri devletçi diğeri özel girişimci olanlar.

Devletçi bir rejimde yatırım ve üretim devletin işidir. Yönetici gücünü buradan alır. O herşeydir.  Zaten genellikle seçilmez ve pek de değişmez. Bazen, eski deyimle söylersek, kaydı hayat şartıyla görevde olabilir. Sanki bu bir meslektir.

Özel girişimci devlette yatırım ve üretim, adı üstünde, kişilere bırakılmıştır. Oralarda yöneticiler geçicidir ve çok sık değişir, hemen her seçim sonucu başka biri başa geçer hatta bazen birini bulmanın çok zor olduğu zamanlar bile  görülür. Bu iş, bu rejimlerde meslek sayılmaz, değildir. Nedir?..

Seçilerek verilmiş bir görevdir. Cumhurbaşkanlığı ve muhtarlık gibi süresi belli bir görev. İşini yapar, denetlenir, hesabını verir ve kendi özel yaşamına geri döner. Bazen kendisine yeniden görev verilebilir de.  

Dolayısıyla, meslek olmadığı için onun çıraklığı, kalfalığı, ustalığı ve maestroluğu söz konusu olamaz. Başarılısı olur, başarısızı olur. Yorgunu, emeklisi olur, muhterisi olur vb…

Seçilene verilen bu görev ne ola ki?

Kendisine verilen görev,  vatandaşın kendi üretiminden elde ettiği kazancından ayırıp ödediği vergiler toplamının, yine onlar adına ve onların menfaati doğrultusunda harcama yetkisidir.

Yönetim borç da alsa ve bunu harcasa da, bu borcu ve faizini ödeyecek olan yine vatandaştan başkası değildir.

Dolayısıyla yönetimin yapılan işlerle övünmesine de gerek yoktur. Yine kabaca ve kısaca belirtmeye çalışırsak, yönetim aldığı yetki ile vatandaşın ihtiyacına, her anlamda çıkarına  ve güvenliğine harcama yapmış ve denetlenmiş ise, sorun da yoktur.

Elbette devlet yönetimi bu kadar saf, basit ve anlatıldığı gibi kolay değil. Ama, tartışmaların temelinde yatan bunlardır.

“Çok lâf yalansız, çok para haramsız olmaz” özdeyişi devlet yönetiminde doğru çıkmamalıdır. Ve bir de elbet güçlü olmalı ama...

“Güç hakkın sebebi değil,

  sadece güvencesi olmalı.”

                                                      --------o--------