Seçimler yapıldı. Sonuçlar belirdi…
Herkes, her ağzını açtığında ve her kalemi eline aldığında, millet seçim sonuçlarıyla bize mesaj verdi, demeye başladı.
Ve yine herkes kendi meşrebine uygun bir mesaj aldığını iddia ediyor yada sonuçları yorumluyor. Halk karar verdi, diyor, kendini onayladığını tekrarlıyor.
Emanet oylardan söz ediyor. Ama bunu sadece yeni seçime girmiş parti için söylüyor. Oysa oyları, iktidarını kaybedecek kadar düşen parti için, neden emanet oyların geri alındığını belirtmiyor?
Yorumlardan hiçbiri de millet bize iktidar verdi, biçiminde değil.
Ama, bir de öyle bir mesaj var ki ortada, onu anlamamak mümkün değil.
O da 80 ve 80. Çok açık. Bence yoruma, tartışmaya imkân vermeyen netlikte, durulukta.
Bu iki parti karşıtlığının doğurduğu olumsuz sonuçları ve nedenlerini, basın ve yorumcular hiç yadırgamıyor, doğal buluyor ve ne tartışıyor ne de çözüm arıyor!.. İmkânsız deyip duruyorlar.
Öte yandan, yine aynı yorumcular çoğunluğu, boyuna politik barış' dan ve seçim öncesi işlenen anayasal suçların hesabının sorulmasından dem vuruyor. Bunu da partilerden bekliyor.
Özellikle iki parti de seçim öncesi propaganda döneminde, aynı görüşleri benzer biçimde söylüyor, vurguluyor. Seçmen bu söylemi gözden kaçırmıyor ve her iki partiye de eşit sayıda vekalet veriyor.
İki eşit vekaleti alanlar ne yapıyor? Boyuna, biz onlarla bir araya gelmeyiz, muhatap kabul etmeyiz şeklinde reddiyeler serdediyorlar. Birbirlerine karşı düşman kardeşleri sergiliyorlar. Geçmişden gelen haklılıkları olabilir elbet. Ama…
Böylece güya yumuşamayı ve barışmayı, hesap sormayı düşündükleri kişinin eline bırakıyorlar. Bu muydu sizin isteğiniz ve beklentiniz?
Barış muarızınla konuştuğun an başlamış olur, gerisi ayrıntı. Ortaklıktan değil, sadece birbirine gerektiğinde hitap etmekten ve birbirini dinlemekten söz ediyorum.
Bu iki partiden birinin kaçındığı, diğerinin göze aldığı, bizim defalarca tekrarladığımız, "barış düşman bildiğinle işbirliği yapmaktır!" deyişine uygun girişimler, ülkede otuz yıldır sürdürülen ateşi kesti, barış umudunu ve sürecini ülke gündemine soktu.
Gelelim 80 ve 80 kardeş payına.
Özellikle, partilerin adını bilerek anmıyorum. Hepimize ve hepinize giydirilen o şartlanma dehşetinin, düşünme, konuşma ve ifade özgürlüklerimizi esir almaması, yok etmemesi için.
Tamam politik bakışınız farklı, olabilir. Ama birbirinizi dinlemeyi göze alabilirsiniz, almalısınız. Hiç olmazsa seçmenin bu mesajını almalı ve yorumlama yürekliliğini göstermelisiniz.
Bir deneseniz, diyorum. Kaybınız olmaz. Bir ortak kazanca kapı aralanmış olabilir.
Somut sonuçları bilemem ama koalisyon seçenekleri zenginleşir ve kolaylaşır. Desem, ne derdiniz?