Dün Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda İstanbul Tabip Odası’nın geleneksel hizmet plaketi ve ödül töreni vardı. Daha önce bu sayfalarda duyurulduğu üzere bana da “Diyabetli çocuklar ve ailelerine sunduğumuz kapsamlı hizmetler ve toplumsal düzeyde yürüttüğümüz hal savunuculuğu” çalışmalarımız nedeniyle “İstanbul Tabip Odası Dr. Türkan Saylan Tıp Hizmet Ödülü” verildi. Ödül almak insanı iyi hissettiren, kendisinin bildiği yolculuğuna, çocukken/gençken kurduğu düşlere sadık olup olmadığına başkalarınca değer biçilmesi gibi yanları olan güzel bir şey.
Tabi bu ödülü bizim açımızdan anlamlı kılan, birçok insanda heyecan dalgası uyandıran özellik, Türkan Saylan’ın ismini ve onun bizlere bıraktığı güçlü mirasın enerjisini taşıması. Buna benzer duyguları “diyabetli çocuklara ve ailelerine eğitim verme konusunda tutkulu bir Fransız pediatrik diyabet uzmanı” olarak anlatılan Dr. Henri Lestradet adına verilen ISPAD (Uluslararası Çocuk ve Adolesan Diyabet Birliği) Lestradet Eğitim ve Savunuculuk Ödülü’nü 2023’te aldığımda da hissetmiş ve kendime bir “yoldaş” bulduğumu düşünmüştüm. Şimdi ise Türkan Saylan’ın zihinlerimizdeki, kalplerimizdeki yeri nedeniyle çok daha güçlü duygular hissediyorum ve bugün törende söylediğim gibi “Tip 1 diyabetli çocuklar ve aileleri için verdiğimiz emeklerin Türkan Hocanın adı ile taçlanmasından onur duyduğumu” tekrarlamak istiyorum.
Türkan Saylan’ın mirası
Türkan Saylan ismi ülkemizin değişik dönemlerinde ama esas “yargı terörü” diyebileceğimiz, düzmece davalar ve şimdilerdeki gibi gürültülü baskınlar ile insanların linç edildiği, sonra sanki hiçbir şey olmamış gibi geride bırakıldığı o “kötücül” zamanlarda oldu. Çok uzun süre önce tedavi edilen kanserinin tekrarladığı, kemoterapiden yorgun düşmüş günlerinde maruz kaldığı zulüm ve gösterdiği direnç hepimizin hafızalarına kazındı. Bu aslında “dava insanı” olma özelliğinden geliyordu ve onu “dava insanı” yapan ise, siyasetin çok uzağındaki bir sorunla, ülkemizdeki Lepra(cüzzam) hastalığının tedavisine, hastaların her türlü sorununun çözümüne hayatını adamasıydı. Onun cüzzamla mücadelesi, ülkemizdeki bulaşıcı hastalıklar mücadele tarihinin en son büyük hamlesiydi ve herkesin görünce kaçtığı bu insanlara gösterdiği ilgi sanırım insancıl tıpbın en yüksek doruklarından olarak kabul edilebilir. Bunun bir örneğini Che Guevara’nın bir arkadaşı ile çıktığı motosiklet yolculuğunu anlatan filmde, onun cüzzamlıların yaşadığı adada onların elini sıkması, onlarla futbol oynması sırasında ortaya çıkan büyük değişim sekanslarında görebilirsiniz.
Türkan Hoca problem çözmeye odaklı bir hekim ve insandı. Uzmanlığını hayatı boyunca çok sayıda insanı, özellikle de normalde iyi hizmete ulaşamayacakları desteklemek için kullandı. Onun mirasının bilimsel hekimlik ile toplumsal hizmeti ayrılmaz bir bütün olarak görmesi ve bu amaç için adanmışlıkla, yılmadan, baş koyarak çalışması olduğunu düşünüyorum. Tabi ülkemizi ele geçirmeye çalışan karanlığa karşı verdiği kararlı mücadele, kız çocuklarına verdiği büyük destek çoktan tarihte yerini aldı. Bizim diyetisyenimiz Tuğba Gökçe ve tip 1 diyabetli bir çocuğumuzun annesi (Meltem Karakaya) de ÇYDD bursu ile Üniversitede okumuşlar. Bu açıdan bakıldığında bize verilen ödülün etkileyici bir tesadüf olduğunu düşünüyorum.
Diyabetli çocukların yaşamı ve bizim çalışmalarımız
Tip 1 diyabet aniden ortaya çıktığı için, aileler ve çocuklar önce büyük bir üzüntü yaşamakta, daha sonra ise var güçleri ile gerekenleri yapmaya odaklanarak yollarına devam etmektedirler. Çocuklarda diyabet, seyrek görüldüğü için az bilinir; öte yandan ise yaşam boyu sürdüğü için de başka bir bakışa ihtiyaç vardır.
Biz Koç Üniversitesi Çocuk Diyabet Ekibi olarak, Haziran 2016’dan beri Koç Üniversitesi Hastanesi bünyesinde çalışıyoruz ve şimdiye kadar 2200 civarında tip 1 diyabetli çocuğun tedavisinde katkıda bulunduk. Bize gelenlerin % 30’u İstanbul dışından geliyor ve takip ettiğimiz diyabetli çocukların % 65’i sensör, %21’i ise insülin pompası kullanıyor.
Ekip olarak gelişmiş ülke standartlarında bir klinik hizmet vermenin yanı sıra, tip 1 diyabetli çocukların ve ailelerinin bütün sorunlarını kuşatan etkin programlar yürütüyoruz. Bunların arasında https://www.arkadasimdiyabet.com/ sitesini, düzenlediğimiz kampları, yayınladığımız çok sayıda kitabı, Okulda Diyabet Programını, Arkadaşım Diyabet Karbonhidrat-Bolus Hesaplayıcı uygulamayı, ülke çapında güncel ve pratik önerilerin yaygınlaştırılması çalışmalarını, sensörlerin geri ödeme kapsamına alınması mücadelesini sayabiliriz. Bütün bunların arasında 2018’den beri düzenlediğimiz «Arkadaşım Diyabet Aile Kampı», yaptığımız en iyi işlerden birisidir. Her yıl iki dönem olarak yaptığımız kampa 154 çocuk dahil, aile üyeleri ile 480 kişi katılıyor ve en az 30 diyabetli çocuk ve ailesinin ücretsiz katılımını sağlıyoruz.
Ekip olarak, duvarsız klinik bakış açısıyla, çocukların en yüksek yararını gözeterek, onları sarıp sarmalayarak, “saatlerimizi çocuklara kurarak”, kariyer veya çıkar odaklı değil, misyon odaklı bir hekimlik/bilim insanlığı anlayışı ile çalıştığımızı ve kendimizi bu açılardan Türkan Saylan ile akraba saydığımızı söyleyebilirim.
Teşekkür
Hepimiz hayatımızda pek çok şey yaparız, ancak yaptığımız işe tutkuyla bağlanmak kişiliğimizle olduğu kadar yaptığımız işin insanların hayatındaki önemiyle de ilgilidir. Yaklaşık 30 yıldır diyabetli çocukların sağlığı için çalışan bir hekim olarak, işimi her zaman bir armağan olarak gördüm.
Bu ödülü beraber çalıştığım ekip arkadaşlarımı (Dr. Gül Yeşiltepe Mutlu, Uzm. Diyetisyen Tuğba Gökçe, Uzm. Hemşire Ecem Can, Hemşire Merve Karagözoğlu, bizim bölümde yetişen Uzm. Dr. Eviz, yan dal asistanımız Dr. Neslihan Gülsen, şimdi uzaklarda ABD’de diyabet çalışan kendisi de tip1 diaybetli Dr. Kağan Ege Karakuş) sahneye çağırarak aldım, çünkü yaptıklarımız ancak ortak bir emekle yapılabilirdi. Öncelikle onlara teşekkkür ederim.
Daha sonra Türkan Hoca adına bu ödülü akıl edip düzenleyenlere, her zaman sağlam duran İstanbul Tabip Odası yönetimine, bizi ödül için öneren Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığı’na ve özellikle de çalışmalarımıza değer biçen ödül jürisine çok teşekkür ederim. Son olarak ödül töreninde yanımızda olan sevgili arkadaşlarıma ve tebrik mesajlarını ileten herkese teşekkür ederim.
Bizler bundan sonra da bu ödülle mirasına ortak olduğumuz Dr. Türkan Saylan’ın yolunu izleyerek, daha iyi bir hayat, özgür ve adil bir ülke ve diyabetli çocuklar için emek vermeye devam edeceğiz.