Şükrü Hatun

31 Ocak 2025

Ateş düştüğü yakar!

Şimdi, hepimizin görevi, “ateşin düştüğü yerdeki” ailelere eşlik etmek, onların adalette teselli bulma mücadelesine destek olmak ve kendimizi çocuklara daha çok adamak

Kartalkaya’da 36’sı çocuk 78 kardeşimizi kaybettiğimiz otel yangının üzerinden 10 gün geçti. Ateşin yaktığı ailelerin evlerindeki acı bulutu giderek yoğunlaşarak olduğu gibi duruyor. Sanırım bazı şeyleri anlatmak için kelimeler kifayetsiz; tatil sevinci için giden çocukların neşesinin bir evden aniden yok olmasının keskin acısını, başta anneler olmak üzere, ailelerin tüm üyeleri, teyzeleri, halaları, büyük teyzeleri, abileri, amcaları, dayıları, okul arkadaşları, öğretmenleri, şiddeti azalsa da şifasız bir hüzne dönüşerek çok uzun süre hissedecektir. Bizi insan yapan o eşsiz hamurun içinde, dayanırken eğer yere düşen bir cam bardak gibi kırılıp dağılmazsak direnç diye bildiğimiz, içinden dayanışma, zorluklardan, acıdan bir fayda yaratma gibi duygular da kendine yer açacaktır. Beni bu satırları yazmaya iten de yangında ablasının 18 yaşındaki erkek torununu kaybeden sevgili arkadaşım Buket’in “Şükrü biz acıdan yorgunuz ama ‘başka canımız yok’ isimli bir ağ kurduk” diyen sesi oldu. Yangınla ilgili her haberi, çocuklarla ilgili her ayrıntıyı, takip ettiğim tip 1 diyabetli çocuklardan birisi ile karşılaşmak endişesi ile okumuş, sonra herkes gibi ülkemizin karmasına dönmüştüm ama Buket’in acılı paylaşımlarını okuyunca kendimi o evlerin yanında yöresinde dolaşır buldum yeniden.

Her hafta onlarca çocukla, onların gözleri, ruhları, gülüşleri, sevinçleri, sarılışları ile dolu çocuk hekimi dünyam, kayma sevincinden yorgun uykuya dalmış çocukların/gençlerin alevler/dumanlar arasında bir gece ansızın yok oluşundan gelen çığlıklar ile sarsıldı ve çocuklara her zamankinden daha çok sarılmaya, onlar için her zamankinden daha çok şey yapmaya, daha borçlu hissetmeye, onların gülüşlerini özenle, saygıyla koruyan bir dünya için daha çok uğraşmaya söz vererek geçirdim son 10 günü.

Gece gündüz içimde birçok düşünce, ses, anı, bilgi belirdi. Bunlardan bir tanesi 1980 öncesi yılları beni o zamanın kargaşası içinde yitirme korkusu ile geçiren (olmayacak şey değildi) anamın “sana bir şey olursa, kendimi dereye atarım, ben de ölürüm” diyen sesiydi. Bunu söylerken anamın ciddi olduğunu bilirdim ve eğer o yıllarda kendimi biraz sakınmışsam anamın bu sözlerindendir diyebilirim. Çocukların kaybı her aileyi, ailedeki her bireyi çok derinden etkiler ama eğer “paramparça olmak” diye bir şey varsa bunu daha çok anneler yaşar ve aslında daha sonra “iflah olmazlar” diye düşünürüm. Bunu en iyi anlatan filmlerden birisi, kızlarını aniden kaybeden bir ailenin acılarla savruluşunu, babanın bir süre sonra normal hayatına dönerken, annenin gittiği acı diyarından dönemeyişini, kızının hep dönmesini beklerken başına gelenleri anlatan “Parktaki Kız” filmidir. Kaybettiğimiz çocukların sayısının 36 olduğunu okuyunca ise 1 Mart 1958 Cumartesi gün İzmit Lisesi öğrencilerini tatil sevinci ile Gölcük’e götüren Üsküdar Vapurunun fırtınada alabora olması ve 100’den fazla öğrencinin ölmesi aklıma geldi. Bazı haberlerde “Kartalkaya Yangının Kahramanları” arasında yer alan gençlerin öyküsünü de okudum ve onları anlatan çok güçlü bir insanlık belgeseli yapılabilse diye içimden geçirdim.

Şimdi, hepimizin görevi, “ateşin düştüğü yerdeki” ailelere eşlik etmek, onların adalette teselli bulma mücadelesine destek olmak, kendimize hayatla, ülkemizle, yakınlarımızla ilgili dersler çıkarmak, şu dünyanın ve çocukların güzelliğini ıvır zıvırla lekelemeden temiz bir hayat sürmenin peşinden gitmek, onların kurduğu “başka canımız yok” ağının içinde yer almak ve kendimizi çocuklara daha çok adamak.

Prof. Dr. Şükrü Hatun kimdir?

Prof. Dr. Şükrü Hatun, 1959 yılında Kütahya Domaniç'te doğdu. Tıp eğitimini 1983 yılında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Ankara, Türkiye'de tamamladı. Mezuniyet sonrası Adıyaman'da mecburi hizmetini yerine getirdi.

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları uzmanlık eğitimini Ankara Dr. Sami Ulus Çocuk Hastanesinde 1990'da, Çocuk Endokrinoloji Yan Dal Uzmanlık Eğitimini Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde 1993'de tamamladı. 1994 yılında doçent, 1999 yılında profesör oldu. 

1995-2016 yılları arasında Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı'nda çalıştı. Kocaeli Üniversitesi'nde Pediatrik Endokrinoloji programını kurdu. İki dönem anabilim dalı başkanlığı, 2012-2015 yılları arasında tıp fakültesi dekanlığı yaptı. 

2015 yılında bir süre North Carolina Üniversitesi Çocuk Endokrinoloji Bölümü'nde ziyaretçi profesör olarak bulundu. 

2016 yılından beri İstanbul'da Koç Üniversitesi'nde Çocuk Endokrinoloji ve Diyabet Bilim Dalı Başkanı olarak görev yapıyor.

Şükrü Hatun ve ekibi 1996 yılından bu yana diyabetli çocukların tedavisi, eğitimi, hakları, toplumun bilinçlendirilmesi ve diyabetle barışık yaşamaya odaklanan "Arkadaşım Diyabet Programı"nı yürütüyor.

Dr. Hatun, https://www.arkadasimdiyabet.com/ web sitesini kurdu ve 1997'den beri "Arkadaşım Diyabet İznik Kampı"nı yürütüyor, 2018'den beri de "Arkadaşım Diyabet Aile Kampı"nı düzenleyen ekibe liderlik ediyor.

Ekibinin de katkılarıyla diyabetli çocuklar, aileleri ve diyabet ekipleri için çok sayıda kitap yazdı veya çevirdi.

Türkiye'de uzun süre "Pediatrik Diyabet Grubu"na liderlik eden Dr. Hatun, arkadaşları ile "Pediatrik Diyabet Ekip Üyeleri Eğitim Kursları"nı başlattı, "Ulusal Çocukluk Çağı Diyabet Programı"nı hazırladı ve az gelişmiş bölgeler için diyabet kampları düzenledi.

Dr. Hatun'un diyabetli çocukların yaşamına yaptığı önemli katkılardan biri de "Okulda Diyabet Programı"nı başlatması. Bu program, Sağlık Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı ve Çocuk Endokrinolojisi ve Diyabet Derneği ile iş birliği içinde geliştirildi. Bu proje ile çok sayıda öğretmen okulda diyabet bakımı konusunda eğitildi ve Millî Eğitim Bakanlığı tarafından "Okullarda Diyabetli Öğrencilerin Bakımı ve Desteklenmesine İlişkin Yönerge" yayımlandı.

1993 yılından itibaren Dr. Hatun ve arkadaşları tarafından diyabetli çocukların hakları ile ilgili savunuculuk çalışmaları başlatıldı ve bu çalışmalar sonucunda 1996 yılında glukometre stripleri geri ödeme kapsamına alındı.

Dr. Hatun ve ekibinin başlattığı yeni bir kampanya ise "Sensörler için parmağını kaldır" sloganıyla sensörlerin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından geri ödenmesine odaklanmıştır.

2014 yılında "Diyabetli Çocuklar Vakfı"nı kuran Dr. Hatun, çalışma arkadaşlarıyla birlikte çeşitli illerde "Arkadaşım Diyabet Buluşmaları" adlı eğitim toplantıları düzenliyor. Dr. Hatun ayrıca, diyabetin evdeki yükünü paylaşmaya odaklanan "Diyabet İçin HeForShe Programı" ile, "Diyabetli Çocukların Tedavisi ve Esenliği İçin On Temel Öneri" adlı bir program başlattı (2021).

Şubat 2023'te Türkiye'de yaşanan deprem felaketinin ardından Hatun, felaket bölgesinde yaşayan diyabetli çocuklar ve aileleri için bir destek ve dayanışma programı başlattı. Bu kapsamda ücretsiz kan şekeri ölçüm stripi desteği sağlandı. Ayıca deprem bölgesinden 51 diyabetli çocuk ve ailesi "Arkadaşım Diyabet Aile Kampı 2023"e ücretsiz katıldı.

İletişim Yayınlarından çıkan "Hekim Kendisini Tedavinin Bir Parçası Olarak Sunar" ve " İnsancıl Bir Tıp İçin Yazılar" isimli kitapları vardır.