Süheyl Aygül

04 Haziran 2014

Mavi Alev

Başkalarının alevinde ısınmak yerine artık kendi mavi alevinizi yakın!

Karizmatik liderler, başarılı sporcular, güçlü yöneticiler, imkansızı başaran girişimciler hep hayatta ne yapmak istediklerini çok iyi bilen ve onun peşinden tutku ile giden insanlar arasından çıkar.

Kimse tesadüfen robot mühendisi  olmaz.

Oturup kendi kendinize; ''Ben en çok nelerden hoşlanıyorum ?''

''Hangi alanlarda iyiyim? ''

''Hayatta neleri başarmak istiyorum?''

''Önüme  çıkan engeller neler?''

diye sordunuz mu hiç?

Her birimizin başkalarına göre  güçlü yanları, yetkinlikleri, zaafları, umutları ve özel yetenekleri vardır.

Genellikle başkalarına bu soruları yöneltirken, öneride bulunurken, kendi kendimize  dönüp soracak zamanı,  ciddiyet ve kararlılığı  bir türlü bulamayız.

Birçoğumuzun ortak sorunu kişisel misyonumuzu tam olarak bilmiyor olduğumuzu düşünmemiz görünse de, bana kalırsa aslında ortak sorunumuz bunu bilmek için kendimize zaman ayırmıyor olmamız. Nedense onla yüzleşmekten sanki bilinçli olarak kaçıyoruz. Oysa, sizden başka hiç kimse sizin ne istediğinizi bilme gücüne sahip değildir.

Yetenek ve isteklerimizin kesişme noktasında ''mavi alev'' yani kişisel misyonumuz ortaya çıkar.

İçinizdeki mavi alev tutuştuğunda gitmek istediğiniz yere sizi götüren muazzam bir güç oluşur.

Mavi alevi ortaya çıkarmak sizi neyin heyecanlandırdığını keşfetmek,  kişisel misyonunuzu (varoluş nedeninizi) bilmenin en iyi yoludur. Herkesin içinde bir mavi alevinin ne olduğu  bilgisi  bulunur. Tüm iyi kararlar, iyi bilgi eşliğinde alınmıştır. Tek yapmamız gereken o bilgiyi arayıp bulmaktır. Bu bilgiye ulaşmanın iki yolu vardır. İlki içinizden gelirken ikincisinin kaynağı ise çevrenizdeki insanlar ve testlerdir.

İlk  olarak içinizdeki bilgiden başlayalım.

Önce,  bir parşömen kağıt alıp, hayalleriniz ve hedeflerinizi  hiç bir sansür uygulamadan yazın.  Bunu yaparken kalbinizin sesini dinleyin, kalbinizin katılmadığı hiç bir istek sizin için tutkulu istek değildir. Çocuklar istekler ve hayaller konusunda sınırları zorlamaya bayılırlar. Bu bağlamda, içinizdeki çocuktan bu aşamada yardım isteyin. Her şeyin cevabı içimizdedir. İçimizde sonsuz bilgeliğin kaynakları saklıdır. Unutmayın, evrenin kaynakları sınırlı değildir. İsteklerinizin gerçekleşmesi başka insanların isteklerinin gerçekleşmesini de kesinlikle engellemeyecektir.

Sonra, parşömenin diğer tarafına da bir sütun açıp size   mutluluk ve sevinç veren şeyleri sıralayın.  Bunları yazarken başarılarınızı, hobilerinizi, sevdiğiniz kahramanlarınızı,  etkilendiğiniz kitaplar ve  filmlerden de yararlanabilirsiniz. Saatin nasıl geçtiğini anlamadığınız aktiviteleri, her sabah yataktan alışılmış kalkış vaktinizden bir iki saat önce sizi ayağa dikecek heyecan aldığınız şeyleri düşünmenizde yarar vardır. Rol model aldığınız insanlar, kahramanlarınız var ise (bunlar ünlü veya bilinmeyen kişiler olabilir.) kendinize soracağınız soru; bu insanlar sizin hayran olduğunuz neleri başardılar? Modellerinizin niteliklerini ve davranışlarını incelemek size kendi arzularınız hakkında fikir verebilir.

Dışınızda olan taraf için, güçlü yönlerinizi  belirlemeniz gerekir. Bazen oturup kendi güçlü alanlarınız yazsanız da sizin göremediğiniz kör alanlarınız veya kimsenin bilemediği  potansiyel alanlarınız söz konusu olabilir. Kişilik veya  yetkinlik  envanteri doldurabilir ya da   yaşam perspektifi sizden daha zengin olan kimselere danışarak veya etrafınızda Koç  veya Mentor olabilecek kişilerden ve  yanınızda  çalışan insanlardan  geri besleme talep ederek güçlü yönleriniz ortaya koymanız  mümkün olabilir.

Sonra iki listeyi birleştirip bir yönü veya bir amacı ortaya çıkaran işaretleri ve kesişme kümelerini ortaya çıkarın. Bir tarafta sizin enerjinizi yükselten tutkularınız diğer tarafta enerjinizi nerelere odaklayacağınızı belli eden güçlü yanlarınız.  Güçlü noktalarınız  tutkularınızı besler ve destekler.

Yeteneklerinizi gerçekçi bir bakış açısıyla tarttıktan sonra bunun üzerinde tutku ve hedefinizi buluşturuyorsunuz. Mavi alev işte o buluşma noktasında endam gösteriyor.

Kişisel misyonun para ile hiç ilgisi yoktur. Ruhunuzdan gelen özel bir şeydir, özünüz ve varlık nedenizdir.

Hiç kimse mükemmel değildir. Ama herkes eşsizdir.

Misyonunuz ortaya çıkardıktan sonra en uygun hedefiniz belirleyerek farkınızı ortaya koyun. Tutkunuzu yani mavi alevinizi yakıp hedefinizi  kristalize ettikten sonra artık hedefinize doğru harekete geçmenin zamanı gelmiş demektir. Ne istediğini bilen bir kişi karsısında dünya ikiye ayrılarak ona yol verir. Kişisel misyonunuzu sevdiğiniz ve güvendiğiniz insanlarla paylaşmaktan çekinmeyin. Kişisel misyonunuzu yüksek sesle söylerseniz; varoluş nedeniniz pekişir, farkındalığınız artar, motivasyonunuz yükselir, ''yaşayan bir mıknatıs'' haline girerek tüm fırsatları kendinize doğru çekmeye başlarsınız.

 Bu uzun yolculukta tek başınıza olmayacaksınız. Bundan sonrası size   yardımcı olacak insanları belirlemek  ve bu insanlara ulaşmanın yollarını bulmanız  gerekecektir. Hedefinize ulaşmak için hangi istasyonda hangi insanlardan destek alacağınızı belirlemeniz gerekecektir.

Örneğin; A  hedefiniz bankacı olmaksa, B hedefiniz de banka müdürü olmaktır. A ve B hedefleri için yardım alacağınız insanlar, bekleyeceğiniz istasyonlar ve yolculuk aracınız  farklı olacaktır. Bunları da oturup planlamanızda yarar vardır. Kimdirler, kim olmalılar? Bu insanların bazılarını arkadaşınız olabilir bazıları da arkadaşlarınızın arkadaşları olabilir. Bazılarına da meslek gruplarından, konferanslardan, sosyal medyadan, sivil toplum kuruluşu (STK) 'larından bulabilirsiniz.

Bu maceralı yolculukta her aşamada danışabileceğiniz, sizi motive edecek, ilham verecek, yeri gelince yoldan çıkınca sizi uyaracak veya doğru sorularla farkındalık yaratacak bir akil adam heyetini de otobüsünüzün arka koltuklarına yerleştirmeyi unutmayın.

Otobüste eğlence, heyecan ve yeniliklere açıklık bulunmadığı sürece yolculuğun anlamını da yitireceğini aklınızda tutun.

Her şey  hazırsa artık,  en önemli kısma start verin.

Herekete geçin!

Başkalarının alevinde ısınmak yerine artık kendi mavi alevinizi yakın!