Süheyl Aygül

05 Ocak 2015

Lider etkisi

Liderliğin ölçüsünün kesinlikle insanları etkilemek olduğuna karar verdim

 

Yılbaşı  için bulunduğumuz Güney Amerika da ilk durağımız olan Arjantin Buenos Aires'de  geçirdiğimiz süreç boyunca, ülkenin efsane ismi Eva  Peron' un kısa ama (1929-52) etkili yaşamı boyunca yaptıklarını ve Peronizm denen düşünce akımını  dinlemek, efsane konuşmasını yaptığı balkonu ve mezarını ziyaret etmek, Tanrının elini kullandığını ifade eden futbol sihirbazı Maradona tutkusunu gözlemlemek, Regazzoni ' nin muhteşem açık hava  heykellerine hayran olmak, lezzet bombası  bifteklerini tadıp,  yazarların oturduğu meşhur cafelerinde soluklanıp,  tango evlerinin büyüleyen showlarını seyretmek  gibi aktivitelerimiz ile  keyifte zirve yaptık.

 

Iguazu Şelalerini görüp, Brezilya  Rio de Janerio'ya geçtiğimizde ise tango yerini samba 'ya, biftek kültürü ise yerini kebap kültürüne bırakıyor, futbolda ki tutku ise artarak devam ediyordu. Tanrı'nın kenti denilen ve denizden 710 metre yükseklikteki  tepede yer alan koruyucu Isa heykeli kentin  hangi kösesinde olursanız olun sizi kucaklamakla kalmıyor,  4.5 km uzunluğunda 100-120 metre genişliğinde altın kumlara sahip meşhur Copacabana plajının kumsalı diklemesine kesen sokaklarından gün boyunca akan ve her kesimden  gelen yarı çıplak  insan seli ile oluşan insanat bahçesini bereketli okyanus suları ile kutsuyordu.


Yılbaşı  gecesi bu plajda geçmişin isli sayfalarından arınmak ve 365 günlük yeni beyaz sayfaya sahip  olmak için toplanan bu muhteşem kalabalık eski bir Afrika geleneği olan ve bugüne kadar taşıdıkları  yılbaşı  gecesi ritueli için beyaz elbiseler giyiniyor. O gece plajda 2.2 milyon insanın dilek tutarak rituel gereği gün boyunca  okyanus'a bıraktığı beyaz çiçekler ve beyaz giysilerle oluşturdukları bu harika ambiyansa eşlik etmek için  plaja  ışıklar saçarak yaklaşan cruise gemileri ve göğü aydınlatan havai fişek gösterileri  ile oluşan bu inanılmaz güzel kare zihinlerimize bir daha hiç çıkmamak üzere  kazınıyordu.


Her ne kadar seyahatimiz son derece etkileyici olsa da geziye Brezilyalı  tur rehberimiz  damgasını vuruyordu. Adı Fernando olan 60-65 yaşlarında, orta boylu, tıknaz, ciddi ifadeli, nazik,  yapıcı ve yardımcı tavırları ile  hepimizin kalbini kazanmayı başlayan lokal rehberimiz. İlk olarak Corcovado tepesine gitmek icin tren beklerken önümde durunca yakasındaki Atatürk rozeti dikkatimi çekti.  O an Türklerin yer alacağı tur için  jest mahiyetinde bulundurduğunu düşünüp memnuniyet duydum. Gezinin ilerleyen bölümlerinde yaptığımız sohbetlerde ise  onun köyü bir Atatürk hayranı olduğunu ve her sene Anıtkabir'i gittiğini söyleyince oldukça şaşırdım. Haliyle nedensellik bağı kurmaya çalıştığımda ise hikaye'nin Fernando'nun Ankara'da  bulunan dostunu ziyaretiyle başladığını  öğrendim.  

Yakın arkadaşının, tarihe meraklı, kitap kurdu Fernando'ya giderken Atatürk'ün biyografisini armağan etmesiyle Atatürk'le tanışıklığı başlamış.

 

Fernando sonra büyük ciddiyetle sözlerine  devam ediyor; ''Atatürk'ü okudukça etkilendiğini ve hayran kaldığını, hayranlığı arttıkça okumaya ve farklı kaynaklara yönelmeye devam ettiğini, önce kendi liderleri olan çağdaşı Getulio Vargas' a benzettiğini sonra onun Brezilya'ya  kadınlara oy hakkını Atatürk'den esinlenerek  hemen sonrasında verdiğini fark ettiğini, Vargas'ın  ülkesine önemli hizmetlerde de bulunduğunu ve kaos'dan çıkardığını ancak Atatürk'ün vizyonuna ve liderlik çizgisine hiç bir zaman ulaşamadığını, Atatürk'ün ülkesine bağımsızlık kazandırmış eşsiz bir lider olduğunu ve şu ana kadar okuduğu hiç bir liderle karşılaştırılmasının da mümkün olmadığını,'' belirtti. Ayrıca, ''Ankara'ya her sene gittiğinde Anıtkabir'e muhakkak uğradığını ve her seferinde  farklı kaynak yayınlanmışsa takip ederek temin ettiğini''  ifade etti. Fernando'nun Atatürk hakkında samimi, ciddi gözlerle ve yüreğinde gelen sözlerle yaptığı konuşmalar  hepimizi etkiledi.

 

THY'nın en uzak destinasyonu olan (17 saatlik) Güney Amerika'dan  tur sonrası uçakla  geri dönerken Fernando'nun varlığını ve sözlerini uzun uzun düşünme fırsatı buldum.

 

Liderliğin ölçüsü'nün kesinlikle insanları etkilemek olduğuna karar verdim.

 

Liderlik etkilemedir!..

 

Ne fazla, ne daha az.

 

Liderliğin statü ve ünvanla, girişimcilik veya salt bilgi ile olamayacağını, ünvanı ve statüsünü veya bilgisini  kaybettikten sonra bile insanlar üzerinde etkilerini kaybetmeme özelliğinin gerçek lideri tanımladığına bir kez daha kanaat getirdim.

 

İnsanlar bugün karizmanıza ve statünüze bakıp sizi destekliyor veya sattığınız şeyleri satın alıyor olabilir.

 

Ama unutmayın ki liderlik  insanların arkanızdan da yürüyor olması değil, varlığınızdan 77 yıl sonra dahi  sizden etkileniyor ve en uzak destinasyonlardan bile hala takip ediyor olmasıdır!