Seyfettin Gürsel

10 Ekim 2016

Orta vadeli programın gerçeklerle imtihanı

Gelecek yıl da geçmiş yıllarda olduğu gibi OVP’de hüsran yaşanır mı?

Hükümetin gelecek üç yıla dair ekonomik hedeflerini ve bu hedefleri hangi ekonomik politikalarla gerçekleştirmeyi tasarladığını açıklayan Orta Vadeli Program (OVP) her yıl Ekim ayında açıklanıyor. Son beş yılda hedeflerin çoğu tutturulamadı. Ama AKP yönetimi her yıl “bu sefer olmadı ama bundan sonra olacak” diyerek aynı hedefleri çok benzer gerekçelerle ve afaki varsayımlarla tekrarlamaktan usanmadı.

Bu hafta açıklanan 2017-2019 dönemi OVP de öncekilerin adeta bir kopyası. Ciddiye alıp her yıl yaptığım gibi bir değerlendirme yazısı yazma, diğer ifadeyle temcit pilavını bir kez daha kaşıklama konusunda doğrusu tereddütlüydüm. Ama programa yakından baktığımda öyle tuhaflıklar, gerçek dışı varsayımlar, hatta zımni itiraflar gördüm ki, bunların en azından bir kısmını sizlerle paylaşmaya karar verdim.

Önce önümüzdeki yılın (2017) hedeflerinin değerlendirilmesine giriş olarak 2016’da ne umulmuştu ne oldu (Hükümet’in tahminleriyle) konusunu hızla gözden geçirelim. Malum geçen yıl OVP (2016-2108) Ekim ayında açıklanmış, ardından 1 Kasım seçimleri yapılmış, zaferin verdiği gazla da daha iddialı hedefler içeren ikinci bir OVP açıklanmıştı. Ekonomik büyüme (GSYH artışı) yüzde 4,5 olacaktı. Bu çok iddialı bir hedef değildi. Esas iddia büyümenin makroekonomik dengeleri sağlamlaştıran kaliteli ve dengeli bir büyüme olarak tasarlanmış olmasıydı. Özel tüketim “ılımlı” bir artış (yüzde 3,9) sergileyecek, kamu tüketim artışı biraz daha canlı olacak (yüzde 4,7), kamu yatırımlarında önceki yıl (seçim yılı) abartıldığı için frene basılacak (yüzde 0,4), büyümeyi de esasen özel yatırım patlaması (yüzde 8 artış) ile net ihracat katkısı (0,2 puan) sürükleyecekti.

Peki ne oldu? Yeni OVP’de 2016 rakamları şöyle tahmin ediliyor: Kamu tüketiminin yüzde 11,8’lik, özel tüketimin de yüzde 5’lik artışına rağmen büyüme yüzde 3,2’de kalacak. Toplam tüketime gaz verilmesine rağmen büyüme neden bu kadar hedeften sapıyor? Çünkü özel yatırımlarda yüzde 8’lik artış eyerine yüzde 0,8 azalma bekleniyor. Net ihracatın katkısı da artı 0,2 puan değil eksi 1,1 puan tahmin ediliyor. Bir tek cari açık beklendiği gibi düşecek. Başlıca nedeni de petrol fiyatının gerçekleşenden biraz daha yüksek kabul edilmesi.

Aslında bu tahmini gerçekleşmelerin de isabetliliği tartışmaya açık. İlk yarıda büyüme oranı yüzde 3,9. OVP rakam vermekten kaçınıyor ama 3. çeyreğin çok tatsız geçtiğini itiraf ettikten sonra buna karşılık son çeyrekte alınan önemler sayesinde canlanma beklediğini belirtiyor. Umalım öyle olsun. Sonuçta 2016 yılı hedefin bir hayli altında kalmakla kalmıyor aynı zamanda kalitesiz bir büyüme olarak karşımıza çıkıyor. Elbette OVP bunun nedenlerini sayıp döküyor: Savaşlar nedeniyle düşen ihracat, turizm kabusu, terör….Bunlar yeni şeyler değil. Örneğin Rus uçağı Kasım ayında düşürülmemiş miydi? OVP yapılırken siyasal olumsuzluklar neden dikkate alınmadı sorusu elbette akla geliyor.

Peki gelecek yıl için ne planlanıyor? Büyüme hacimli bir artışla yüzde 4,4’e yükselecek. Harcama kalemlerindeki gelişmeler ise şöyle öngörülüyor: Kamu tüketiminde sert fren yapılarak artış yüzde 0,4 ile sınırlı tutulacak; Özel tüketimde hafif fren var: Artış yüzde 5’den 4,3’e gerileyecek. İzleyen yıllarda artış oranı biraz daha yükselerek yüzde 4,8’e kadar çıkıyor.  Özel tüketimin yönlendirilmesinde ilginç bir itirafı not edelim. Önceki OVP’lerde özel tüketim artışları yüzde 4’ün altında kalıyordu. Belli ki dengeli büyüme stratejisinin temel taşlarından “ılımlı tüketim artışı” politikası fazla dillendirmeden usulca terk ediliyor.

Kamu ve özel tüketim artışları yüzde 4,4 olarak hedeflenen büyüme için elbette yetersiz. Umut bir kez daha özel yatırımlarda: Yüzde 8 artışla patlamanın önümüzdeki yıl  gerçekleşmesi bekleniyor. Bu aşırı iyimserliğe de yeni yatırım teşvikleri kaynak gösteriliyor. Teşviklerin dozu geçmişte de sürekli arttırıldı. Ama istenen sonuç bir türlü alınamadı. Yatırımcı kamu desteğinden daha çok ortama ve geleceğe bakar. Üzerinde durulmayan bir olguyu aktaralım. Bu yılın ilk altı ayında doğrudan yabancı sermaye yatırımları geçen yılın ilk yarısına kıyasla büyük ölçüde geriledi: 7,2 milyar dolardan 4,2 milyar dolara. Temmuzda da tam bir çöküş yaşandı: 3,3 milyardan 0,7 milyara. Önümüzdeki yıl ne değişecek de özel yatırımlarda patlama yaşanacak? Yanıtı ben de merak ediyorum. Son kalem net ihracat: Her zaman olduğu gibi ihracatın ithalattan daha hızlı artması sayesinde 0,2 puanlık pozitif katkı (0,2 puan) bekleniyor. Ne değişecek de bir yıl gibi kısa bir sürede ihracat azalıştan yüksek artışa (reel olarak yüzde 6,7) geçecek? İkna edici bir gerekçe göremedim.

Yazıyı fazlasıyla uzatmamak için sadece iki şüpheli varsayıma değinmekle yetineceğim: OVP’nin en pembe beklentilerinden biri cari açık / GSYH oranının azalmaya devam etmesi. 2019’da yüzde 3,5’e kadar gerileyecek. Bunun için net ihracatın pozitif katkısı kadar petrol fiyatları da önemli. 2017 için 50,7 dolar kabul edilmiş. OPEC toplantısının ardından şimdiden 52-53 dolara yükseldi. Seyahat gelirlerinin (turizm) ise 18,6 milyar dolardan 23,5 milyar dolara yükselmesi umuluyor. Turizmciler ise Türkiye algısının değişmediğini, 2017’nin de kötü geçmesinden büyük endişe duyduklarını dile getiriyorlar.

Gelecek yıl da geçmiş yıllarda olduğu gibi OVP’de hüsran yaşanır mı? Yanıtı size bırakıyorum.