Bu ayın işgücü piyasası yazısında perşembe günü açıklanan eylül dönemi (ağustos-eylül-ekim) TÜİK verisinin işaret ettiği gelişmeleri özetleyebiliriz. Eylül dönemi işgücü istatistikleri (MEA) tarım dışı istidamda ağustos dönemine kıyasla 263 binlik artış, işsiz sayısında ise 139 binlik bir azalma olduğunu gösterdi (4 milyon 13 binden 3 milyon 873 bine). Tarım dışı işgücü de tanımı icabı 124 bin arttı. Bu gelişmelerin sonucunda tarım dışı işsizlik oranı (MEA) yüzde 15,3'den 14,7'ye geriledi.
Aslında temmuz döneminden itibaren aynı filmi izliyoruz: Tarım dışı sektörlerde istihdam artıyor, işsiz sayısı istihdam artışına kıyasla çok daha az azalıyor, dolayısıyla işgücü artışı istihdam artışının gerisinde kalıyor, sonuçta işsizlik oranında da çaplı düşüşler ortaya çıkıyor. Temmuzdan eylüle tarım dışı istihdamda 1 milyon 100 artış kaydedildi, işsiz sayısında ise azalış 289 binde kaldı. İşgücü de 811 bin arttı.
İstihdam artışının şaşırtıcı bir yanı yok. Ancak istihdam artış temposunun da yarıya düştüğünü not edelim. Baharda Korona salgınına karşı alınan önemler ve daralan ekonomi ile birlikte istihdamda büyük kayıplar ortaya çıkmıştı. Ardından önlemler gevşetildi ekonomi toparlanmaya başladı ve istihdam arttı. Şaşırtıcı olan, salgın öncesinde başlayan, mart ve nisan dönemlerinde ise büyük miktarlara ulaşan işgücü kayıplarının telafisinin çok geriden geliyor olması. Salgının arifesinde, yani ocak dönemi ile eylül dönemi rakamlarına bir göz atalım.
Tarım dışı istihdam ocak döneminde 23 milyon 129 bindi. Eylül itibariyle artışa rağmen ancak 22 milyon 476 bine geldi. Halen 653 binlik kayıp söz konusu. Bu rakama 1,5 milyonu aşkın ücretsiz izne yollanan çalışanların dâhil olmadığını belirteyim. Tarım dışı işgücünde ise durum daha vahim. Ocakta 27 milyon 147 bindi, Eylülde 26 milyon 349 bin. Kayıp 798 bin.
Sektörlerde istihdam seviyelerini de aktarayım, merak edilebilir: Sanayi hemen hemen istihdam kayıplarını telafi etti; istihdam kaybı 79 bin ile sınırlı. İnşaat istihdamı ise 1 milyon 639 binde ve ocak seviyesinin 69 bin üzerinde. "Harika!" demeden önce inşaattaki çöküşün arifesinde ocak 2018'de bu sektörde istihdamın 2 milyon 200 bine ulaşmış olduğunu hatırlatayım. Tahmin edilebileceği gibi hizmetlerde kayıp büyük: Tam olarak 589 bin.
İşsizlik buzdağının su üzerinde görünen kısmında eylül dönemi itibariyle manzara böyle özetlenebilir. Bir de buzdağının suyun altında kalan kısmı var. Bu doğrudan görünmeyen kısmın en tartışmasız boyutunu aktarmakla yetinmek istiyorum. TÜİK anketlerinde çalışmak istediğini belirten ama iş aramayan, dolayısıyla işsiz olarak kayda geçmeyen insanların sayısı Ocak 2020'de yaklaşık 2 milyon 600 bindi. İşgücündeki büyük kayıplara paralel olarak bu sayı hızla artışa geçerek Mayısta 4 milyon 650 bine yükseldi. İstihdamdaki artışla birlikte ağustosta ancak 4 milyon 240 bine geriledi. Ancak son rakamlar Eylülde yeniden artışa geçerek 4 milyon 370 bine yükseldiğini gösteriyor. Kısacası, halen 1 milyonun üzerinde işsiz ama çalışmaya arzulu ve zorunlu bir vatandaş kitlesi iş aramaya koyulmak için piyasayı gözlüyor.
Açık işsiz sayısı ve işsizlik oranı şubat 2018'den bu yana tam 32 aydır iniş çıkışlara rağmen çok yüksek bir düzeyde seyrediyor. Daha önceki krizlerde yüksek işsizlik hiç bu kadar uzun sürmemişti. Mevsim etkilerinden arındırılmış TÜİK verilerine göre Ocak 2018'de yaklaşık 3 milyon 130 bin açık işsiz vardı, tarım dışı işsizlik oranı da (MEA) yüzde 11,8'di. Eylül 2020'de açık işsiz sayısı 3 milyon 870 bin, işsizlik oranı ise yüzde 14,7'de.
Önümüzdeki aylarda hatta yıllarda işsizlik azalmaya devam mı edecek yoksa iş arayan sayısının ivmelenmesi ve istihdam artışının yavaşlamasıyla artışa mı geçecek, bunu kestirmek güç. Ama şurası kesin: Daha uzun süre Türkiye yüksek işsizliğin ağır bedellerini ödemeye devam edecek.