Biraz gizemli bir başlık koyduğumu kabul ediyorum ama daha özlü ve açık bir başlık bulamadım. Bu basiretsizlikte başlık kurgulama beceriksizliğimin payı vardır mutlaka ama bence esas sorumlu Türkiye işgücü piyasasının istikrardan yoksun oluşu. Özellikle son birkaç aydır başlıca göstergeler birbirleriyle ilintisiz olarak bir iniyorlar bir çıkıyorlar. Dün sabah Aralık dönemi işgücü piyasası rakamlarını gördüğümde zihnimde ilginç bir çağrışım oluştu; Nedense Nazım Hikmet'in "Bahri Hazer" (1928) şiirinin insanın yüreğini ağzına getiren o dizelerini hatırladım:
"Dalga bir dağdır
Kayık bir geyik!
Dalga bir kuyu
Kayık bir kova!
Çıkıyor kayık
İniyor kayık,
Devrilen
bir atın
sırtından inip,
şahlanan bir ata
biniyor kayık!
...
Çıkıyor kayık
İniyor kayık
Çıkıyor ka…
İniyor ka…
İn…
Çık…"
Türkmen kayıkçı "bir Buda heykeli gibi dümenin yanı başına bağdaş kurup oturmuş" dalgalara meydan okuyor ama Türkiye işgücü piyasasını sallayan dalgalar benim başımı döndürüyor. Neyse, edebi metaforları tadında bırakalım ve iç karartıcı rakamlara bakalım.
İşsizlikte düşüş yavaşladı
Mevsim etkilerinden arındırılmış (MEA) rakamları itibariyle Aralık döneminde Kasıma kıyasla hem tarım dışı işgücü azaldı (80 bin) hem tarım dışı istihdam (40 bin). Tarım dışı işsizlik oranı da yüzde 15,4'den 15,3'e 0,1 puan geriledi. Kasım döneminde Ekime kıyasla işgücü yine azalmış (42 bin) ama istihdam artmış, (75 bin) işsizlik oranı da yüzde 15,8'den 15,4'e güçlü bir gerileme sergilemişti; haliyle. Sektörlerde istihdam dalgaları daha da şiddetli: Kasımda sanayi istihdamı coşarak 92 bin artarken, Aralıkta 59 bin azaldı. İnşaatta 9 bin azalmıştı sonra 25 bin arttı. Hizmetlerde ise Kasımda 8 bin Aralıkta 6 bin azaldı.
Bu gelişmelere bakarak işsizliğin yönünü tayin etmek benim harcım değil. İşsizliğin düşüşe geçtiği son dört dönemin (Eylül-Aralık) tarım dışı MEA verilerini gözlemleyerek ancak bir kaç izlenime cesaret edebilirim:
- İnşaat istihdamı üç dönem artarak toplamda 72 bin yükseldi. İstihdamın yaklaşık üçte birini kaybederek 1,5 milyona gerilediği bir sektörde bu dikkate değer bir artış. İnşaatta dip noktası geçilmiş gibi duruyor,
- Hizmetlerde dört dönemin ilk ikisinde istihdam arttı son ikisinde azaldı. Toplam artış 61 bin, bu da istihdam fabrikası bir sektör için fazlasıyla mütevazı; üstelik yön belirsiz,
- Sanayi hızla toparlanıyor görüntüsü veriyordu çünkü ilk üç dönemde toplam artış 207 bini bulmuştu ama son dönemde yaşanan 59 binlik kayıp soğuk duş etkisi yarattı,
- İşgücü tam bir kâbus. Eylülde 61 bin azaldı. "Olabilir, ara sıra böyle oluyor" dedik. Ekimde 125 bin arttı. "Tamam işte normale dönüyor" dedik. Kasımda 42 bin azaldı. Üstelik tarım dışı istihdam 75 bin artmıştı. "Böyle de olmaz ki" dedik (Bkz geçen ayki "Düşüşe geçen işsizliğin anatomisi" yazım). Aralıkta bir kez daha ve tam 80 bin azaldı: Doğrusu ne diyeceğimi bilmiyorum.
İstihdam ve işgücünde genel eğilimler
En iyisi son birkaç yılda işgücü piyasası göstergelerinin genelde nasıl hareket ettiğini sizinle paylaşayım. Mesafe alarak baktığımızda kayığın maruz kaldığı dalgaların sarsıntısından sakınabildiğimiz için fotoğraf hem biraz netleşiyor hem gidişata dair daha iyi bir fikir edinebiliyoruz.
Tarım dışı istihdam Şubat 2018'de 23 milyon 473 bin ile zirve yapmıştı. Ardından düşüşe geçerek Mayıs 2019'da 22 milyon 873 bine kadar geriledi. Bu tarihten itibaren biraz inişli çıkışlı da olsa 370 bin kadar arttı; ekonomik büyümenin (çeyrekten çeyreğe) pozitife dönmesinin beklenen bir sonucu. Ama tarım dışı istihdam hala Şubat 2018 zirvesinin 230 bin altında.
Tardım dışı işgücünde gidişatı görebilmek için biraz daha geriye gitmek gerekiyor. Aralık 2016'dan Aralık 2017'ye işgücü 860 bin arttı. Yüksek büyüme-yüksek istihdam artışı dönemiyle uyum içinde. Aralık 2017'den Aralık 2018'e artış yavaşlayarak devam etti: 660 bin. Düşüşe geçen istihdamla bu yavaşlama da uyumlu sayılır. Son bir yılda ise işgücü artışı 318 binde kaldı. İşgücü artışı hiç bu kadar zayıflamamıştı. Yeni bir olguyla karşı karşıyayız.
Geçen ayki yazımda bu olağan üstü düşük işgücü artışının başlıca iki gelişmeden kaynaklandığını belirtmiştim: İş bulma ümidini kaybedenlerin sayısındaki artış ile işgücü piyasasına girmeye niyetli kadınların girişlerini ertelemeleri. Bu iki unsura dair zikrettiğim rakamları güncellemekle yetineceğim: Aralık 2018'de iş bulamayacağını düşündüğünden iş aramayan sayısı 598 bindi. Aralık 2019'da bu sayı 838 bine yükseldi. Ev kadını sayısı ise 11 milyon 312 bindi ve hemen hemen yatay seyrediyordu, bir yıl içinde 11 milyon 673 bine yükseldi.
İşgücündeki yavaşlamanın ardında çok büyük ölçüde kadınların davranışlarında meydana gelen değişimler kendini gösteriyor. Aralık 2016'da kadın işgücü 9 milyon 619 bine yükselmişti. Bir yılda 561 bin artarak 10 milyon 180 bine yükseldi. Aralık 2018'e gelindiğinde ancak 191 binlik bir artışla 10 milyon 371 bine gelebildi. Aralık 2019'da ise kadın işgücü 38 bin azalarak (evet azaldı!) 10 milyon 333 bine geriledi.
Düğüm ekonomik büyümede
Bu fotoğrafa baktığımda işsizliğin geleceğine dair kesin bir öngörüde bulanamıyorum ama gidişatı belirleyecek başlıca iki etkeni kesinlikle söyleyebilirim:
- İşsizliğin istikrarlı bir tempoyla azaltılabilmesi için istihdamın tarım dışı üç sektörde de istikrarlı bir artış sergilemesi şart. Bu da ekonomik büyüme temposunun en azından yüzde 4 civarına yükselmesi ile mümkün olabilir
- İşsizliği sadece istikrarlı bir tempoyla değil aynı zamanda hızla azaltabilmek için daha yüksek büyümeye ihtiyaç var. Çünkü nereden bakarsanız bakın büyük bölümü kadınlardan oluşan 500 bin kadar potansiyel bir işgücü piyasaya girmek için istihdamın canlanmasını bekliyor.
Son tahlilde, işsizlik sorunu dönüyor dolaşıyor ekonomik büyümede düğümleniyor. Bu düğümü gelecek yazıda tartışalım.