TÜİK’in her ayın 15’inde yayımladığı işgücü piyasası istatistiklerini değerlendirmeyi adet edinmiştim. Geçen ay yoğunluktan Ağustos dönemini atladım. Bugün son iki dönemi (Ağustos ve Eylül) birlikte değerlendirerek affımı rica ediyorum. İşsizlik Ağustos itibariyle inişe geçti. Temmuz’dan Eylül’e mevsim etkilerinden arındırılmış (MEA) tarım dışı işsizlik oranı yüzde 16,6’dan önce 16,5’e ardından da yüzde 16,3’e geriledi. Tarım dışı işsiz sayısı da 4 milyon 555 binden 4 milyon 476 bine 79 bine düştü. Ancak bu iyileşme ilk bakışta göründüğü kadar umut verici değil çünkü bazı yönlerden olumsuz gelişmeleri de içinde barındırıyor.
İşsizlik neden azaldı?
MEA tarım dışı işsizlik oranı 16 aylık sürekli bir artışın ardından Haziran döneminde değişmeyerek yüzde 16,2’de kalmış ama ardından beklenmedik bir sıçrama ile yüzde 16,7’ye yükselmişti (TÜİK yüzde 16,6’ya revize etmiş bulunuyor). Bendeniz de Haziran dönemi gelişmelerini değerlendiren Eylül ayı yazımda "İşsizliğin yavaş yavaş, biraz da ine çıka, azalmaya başlaması sürpriz olmaz" yorumunda bulunmuştum. Temmuz döneminde gerçekleşen sıçrama tam bir sürpriz olmuştu. Nedeni, tarım dışı istihdam 68 bin azalırken işgücünde 58 binlik yüksek bir artışın olmasıydı.
İşsizlikte aylık gelişmeleri tahmin etmenin önündeki en büyük güçlük, özellikle istihdamın belirgin bir şekilde azaldığı kriz dönemlerinde, işgücünde değişimlerin aydan aya büyük oynaklık sergilemesidir. İşsizliğin hızla artığı dönemlerde tarım dışı işgücü artışı eğilimi büyük ölçüde yavaşlar. Nitekim son bir yılda artış 200 bin civarında gerçekleşmiştir. Normal dönemlerde yıllık artış istihdam artış temposuna bağlı olarak 800 bin ile 1 milyon arasında oluşur. Ama kriz dönemlerinde işgücü kimi ay azalır kimi ay artar. Özellikle saydım. Ekim 2018’den Eylül 2019’a işgücünün azaldığı ay sayısı 6, arttığı ay sayısı da 6.
İşsizlikte Ağustos ve Eylül aylarında gözlemlenen azalmanın arka planına bakarken önce işgücüne odaklanmak gerekiyor. Ağustos'ta artarken Eylül'de azaldığını görüyoruz. İki aylık net değişim artı 18 bin. Yaklaşık 27,5 milyonluk bir işgücü kitlesi için bu cüzi artış yerinde saymakla eşdeğerdir. Bu saptama neden önemli? Çünkü bu demektir ki gelecek dönemlerde işgücünde çok güçlü olmasa da artışlar meydana gelecek demektir.
İkinci aşamada istihdama odaklanabiliriz. İki ayda tarım dışı istihdam 97 bin artmış. Yıllık artışa dönüştürürseniz (yani böyle artmaya devam ederse bir yılda ne kadar artar?) yaklaşık 600 bin eder. Ekonomide görülen ılımlı canlanma ile tutarlı sayılır.
Ancak istihdam artışları sektörler itibariyle son derece dengesiz gelişiyor. Son iki ayda sanayide 54 bin istihdam kaybı var. Bu da bir ay yükselen bir ay düşen ama bir türlü kalıcı bir canlanma sergileyemeyen sanayi üretimi ile tutarlı bir gelişme. İnşatta da iki aylık kayıp 21 bin. Son birkaç aydır konut satışlarında canlanma belirginleşti ama inşaatların canlanması için önce stokların eritilmesi gerekiyor. Sonuçta istihdam artışının yegâne kaynağı hizmetler; iki ayda toplamda 172 binlik artış var. Bu hızla devam eder mi? Devam eder ama bu hızla devam edeceğini sanmıyorum.
İşsizlik sürelerinde artış belirginleşiyor
Pek çok kez belirttiğim gibi 4,5 milyonluk işsizler ordusunun yarattığı en büyük tehdit, işsizlik sürelerinin daha önce hiç deneyimlemediğimiz kadar uzamasıdır. Eğer önümüzdeki yıl ekonomik büyüme yüzde 5’i bulamayıp yüzde 4 civarında kalırsa ki bu en iyi ihtimal gibi duruyor, olacağı budur. Bu durumda da işsizlik tazminatı süresi dolan işsizlerin önemli bir bölümü işsiz kalmaya devam ederken, hiç tazminat alamayan ve aile dayanışmasına sığınmak zorunda kalan işsizlerin durumu daha da vahimleşecek demektir.
İşsizlik tazminatı alabilen işsizlerin çoğunluğu için sürenin 6 ay, bir kısmı için ise 8 ay olduğu dikkate alındığında 8 aydan daha fazla süredir işsiz olanlara dair son durum şöyle: Son bir yılda 8 ay ve daha uzun süredir işsiz olanların sayısı 958 binden 1 milyon 369 bine yükselmiş. Umarım yanılıyorumdur ama bu rakamın yükselmeye devam etmesini bekliyorum.