Zeynep Can – Dr. İpek Çankaya – Senem Öncüler Çetin – Yasemin Aksoy
Önce bu güzel kadınlarla benim de olduğum bir fotoğrafı düşünmüştüm kapak için... Ama böylesi sanki yazıya daha çok yakışacak.
Geçen hafta, bir yazı içinde çok şey söylemeye çalıştığım hissini atamadım içimden. Bir "arada kalmışlık" hâli var Bodrum'un ve bunu kelimelerle resmetmek kolay olmuyor.
Biliyor musunuz, toprağa düşen gözyaşından başka daha nasıl tarif edilebileceğini bilemediğim Cengiz İnşaat - Cennet Koyu meselesi, muhatabı herkes için Zeki Alasya ve Metin Akpınar'ın meşhur Devekuşu Kabare'sindeki bir replikten farksız hale geldi:
"Önünüze bakın, hiçbir şey yokmuş gibi yapın."
Bir dostum, bu konuları konuşurken "gitgide azalıyoruz" dedi ve hemen sonra ekledi: "Gittikçe onlara benziyoruz."
İyice kafam önüme düşmüştü, toplumsal bir yozlaşmanın, bir çürümüşlüğün içindeydik işte!
Gittikçe onlara mı benziyorduk gerçekten?
Bu son cümleye karşı içimde bir yanıt olabilecek arayışım çok uzun sürmedi, derin bir iç çekişle birlikte, bir çocuğun üfürükleriyle havada uçuşan sabun köpüğünden baloncuklar gibi puf diye sönüverdi.
Aslına bakarsanız, bu duygu yorgunluğuyla çok keyifli olmadığım bir zamanda, orada olma heyecanımın benden önce attığı adımların izini sürmekten alıkoyamadığım kendimi; tablo gibi bir metnin karşısında buldum.
"Seri üretimin ve medyanın hâkim olduğu günümüz toplumlarında hayat hızla akan sahneler ve imgelerle muazzam bir gösteri birikimi olarak sunuluyor. Doğrudan deneyimlenen her şeyin yerini, o şeyin imge biçimindeki temsili aldı.
1960'ların sonunda yukarıdaki saptamayı yapan Fransız düşünür Guy Debord bir şeyi şahsen deneyimlemenin, onu dolaylı izlemenin gerisinde kalışını, hayatımızın kabul edilemez bir yere 'indirgenmesi' olarak yorumladı. Ve daha 21. yüzyılı görmemişti."
Ah evet, şimdi neden buradayım anlıyorum diye düşündüm, nedenli bir rahatlık ve ferahlık içindeydim.
Sonra suçlayacak birilerini arar gibi "burada olan şeyin acaba farkındalar mı?" diye aklımdan etrafıma baka baka söylendim; göz göze geleceğim ilk insana içimi dökmek istercesine...
Metnin başlığı "Sanatı Yerinde Keşfet" idi. BAB ın yani Bodrum Atölye Buluşmaları'nın bu yılki teması. "Ne çok ihtiyacımız var bu keşfe" diye söyleniyorum yine, belki içimden belki yüksek sesle, farkında değilim.
Ben, alt başlığı da güçlü buldum: "Gösteri Değil, Deneyim!"
"Bodrum Atölye Buluşmaları, dünyanın farklı yerlerinde, sanatçı grupları, sanatçı birlikleri ya da sanat organizatörleri tarafından gerçekleştirilen, belli aralıklarla tekrar eden ve gerçekleştiği süre zarfında sanatçı atölyelerine, söyleşilere, sergilere erişim sağlayan, eser alımlarına zemin hazırlayan bir etkinlik türünün Art Melek ekibi tarafından Bodrum yarımadası için yorumlanmış tasarımıdır."
Bodrum'da yaşayan ve üreten sanatçılardan İnspera Art Space'de BAB'ın "Kesişme" adlı karma sergi açılışı
Kültürel Araştırmacı, Eğitmen ve Sanatçı Dr. İpek Çankaya, İnspera Art Space'de BAB'a katılım sağlayan sanatçıların seçkilerinden oluşan ve kendisinin de kurgusunu yaptığı "Kesişme" adlı sergi için yazdığı metinden, bir bütün içinde hem projeyi anlatış tarzı ve hem de sanatçı ve sanatsever (izleyici) arasındaki bu etkileşimde, nazik ve ustaca kaleme alınmış bir iletişim biçimi öğreniyoruz:
"Bu etkinlikten izleyicinin beklentisi bir gösteri değil bir deneyim olmalıdır. İzleyici bir atölyeye girer. Durur, inceler. Her atölyede; üzerinde çalışılan eserleri, o üretimi mümkün kılan ortamı, dinginliği, kaosu ve bu bütünün içinden çıkan yaratıcılığı sahiplerinden dinler. Şimdi sanatı yerinde keşfediyor, samimi bir özel alanının parçası oluyor ve kendisi için bir deneyim biriktiriyordur. O yüzden şimdi gösteri değil, deneyim zamanıdır."
Kendi ifadeleriyle, sanatseverlerin sanatçıyla aracısız bir ilişki kurması fikrinden yola çıkan Art Melek ekibi, Bodrum'da yaşayan üç kadından oluşuyor.
Profesyonel kariyerlerini kafi noktada bırakıp özgürlüğe kanat çırpan kuşlar misali güneye göç eden; Senem Öncüler Çetin, Yasemin Aksoy ve Zeynep Can.
Bodrum başta olmak üzere nitelikli sanatsal fikir ve uygulamaların çoğalmasına aracılık etmek, sanatı günlük yaşamın doğal bir parçası haline getirmek, yerel halkı ve dönemsel ziyaretçileri Bodrum'da üretilen sanatla ve üreten sanatçılarla buluşturma amaçlarını manifestolarında bir güzel dile getiren sanat melekleri, fikrimce; Bodrum'da madalyonun asıl ve asil yüzünü boyunlarında taşıyorlar.
Hem de olanca doğallık ve olanca iyilikle.
Metnin başında bekliyorum bir süre daha sergiden ayrılmadan önce, seviyorum sanat üzerine yazılmış metinleri, üzerine düşünmek ve payıma düşenlerle gittikçe onlara benzemeyeceğimiz duygusu doluyor içime.
Sanat iyileştiriyor, teşekkürler İpek ve Art Melek.
Eyvallah.
Bodrum Atölye Buluşmaları (BAB) Sanatçıların atölye ziyaretlerini takip etmek isteyenler için instagram hesabı: @artmelek_bodrum
Serdar Gündoğ kimdir? Serdar Gündoğ, Kayseri'nin Pınarbaşı ilçesinde doğdu. İlk ve Orta Okulu Ankara'da, Liseyi ise Aydın'da tamamladı. Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İktisat Bölümünü İzmir'de bitirdi. Türkiye'nin ilk haber portallarından bodrumhaber.com ve aynı adla yayımlanan günlük gazetenin genel yayın yönetmenliğinin ardından çeşitli yerel haber portallarında ve Posta ve Milliyet gazetelerinin eklerinde haftalık yazılar yazdı. 2009 yılından itibaren yerel ve genel seçimlerde kampanya yöneticiliği ve danışmanlıklar yaptı. Çevre ve insan temalı farkındalık projeleri için fikir ve senaryolarına katkı sağladığı kısa filmler ve belgesellerin yapımcılığı yanında kültür ve sanat etkinlikleri de düzenleyen Serdar Gündoğ'un marka ve siyasi danışmanlıkları devam ediyor. |