Cuma günü başka bir konuda yazmak üzere bilgisayarımın başına geçmiştim ki; T24’ün zamanlaması ilgimi çeken içeriği oldukça heyecan yaratacak bireysel bir paylaşımı öne çıkardığını gördüm.
Yalan yok, “Adı gibi ‘Mahir’ bir çıkış” dedim içimden ve “Ne de haklı” diye de ekledim.
Herkesin aklına paylaşımın muhatabı olarak üç aşağı beş yukarı aynı kişiler gelmiştir ama ‘siyasi kariyerizm zehri’ damarlarında dolaşan faniler olarak benim aklıma gelen kişi sayısı hiç de az değildi.
Kimse uzun süredir üzerinde durmasa da illet bir hastalığa dönüşen; en üstten en alta kadar siyasi hiyerarşinin her halkasını esaret altına alan engel tanımaz ‘siyasi kariyerizm’ saptaması üzerine çok konuşulacak, bu kesin.
Ve şüphesiz; ıskalama ihtimali olmayan direkt hedefe bir atış yapmış Mahir Polat.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı kendisi. Hakkında merakla, biraz bilgi edindim; öyle boşa atıp dolu tutacak birine benzemiyor.
Dediğim gibi kendisiyle hiç karşılaşmadım ama tanıştığımıza memnun oldum gerçekten de.
“Siyasi kariyerizm zehirdir” tespitini birkaç cümle ile açmış X paylaşımının sonraki satırlarında:
“Kariyerizm planına düşenler memleketin ve toplumun dertlerine sırtını döner, ülkenin içinde bulunduğu kaosu unutup kendi hesaplarına dönerler.”
Epeydir siyasi konularda sesim çıkmıyor. Çok şey söylemeye çalışıp bazen hiçbir şey söyleyemediğiniz zamanlar olur, benimki de öyle işte.
Komik mi desem, tuhaf mı, yoksa ironik mi buluyorum, ondan mı? Kararsızım... Fakat nasıl çıkılacağı daha da karmaşıklaşan bir girdabın içinde dibe çekildikçe çekiliyoruz.
Kim, ne ve nasıldır? Artık bir fikir beyan etmek zor!
Sözün özü, bildiğimiz iktidar ile muhalefetin iktidarının anlayış olarak bu kadar benzeştiği bir siyasal konjonktürün adını koymuş aslında Polat.
Hedefi ıskaladığı düşünülmesin diye bir satırı da kerteriz almamızı istiyor:
“Sol siyasette kariyerizm olmaz, dert arkadaşı olunur, sıra neferi olunur, eksiği tamam etmek için halka turap olunur.“
Böyle bir cümlenin üstüne yazı yazmak suya yazmak gibi olur. Ne dense ne yazılsa üstüne boş...
Siyasi kariyerizm zehrine kapılanların kulu kölesi olmak öyle sanıldığı gibi salt iktidarın meselesi değil, muhalefetin de pragmatizm ihtirası karşısında daha ne densin, nasıl söylensin:
“Halk bu zor günlerde verdiği mücadeleyi birilerinin kariyer planı için yapmıyor.”
Farkında değil miyiz, siyasi kariyerizm zehri toplumu kirletiyor, toplum da zehirleniyor.
Bu bir sapmadır, savrulmadır ve bu sapmayı başarılı bir yol olarak gören ve örnek alan siyasiler de ne yazık ki bu yakada (muhalif kanatta) gittikçe çoğalıyor.
Ve çıktıkları yerde neden orada olduklarından bihaber ve fakat yükselirken her şeyi mubah sayan, bunu öneren günün galipleri, erdemli olmanın önünde zahiri bir duvar örüyor.
İşte bu paylaşım, o zahiri kamuflajın bir deşifresi…
Hal böyle olunca, insanın Neşet Ertaş gibi bir kariyeri planlayası geliyor, Mahir Polat biraz da buna mı dikkat çekmiş ne:
“Ayaklarınızın türabı gönüllerinizin hizmetçisiyim.”
Eyvallah.
Serdar Gündoğ kimdir? Serdar Gündoğ, Kayseri'nin Pınarbaşı ilçesinde doğdu. İlk ve Orta Okulu Ankara'da, Liseyi ise Aydın'da tamamladı. Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İktisat Bölümünü İzmir'de bitirdi. Türkiye'nin ilk haber portallarından bodrumhaber.com ve aynı adla yayımlanan günlük gazetenin genel yayın yönetmenliğinin ardından çeşitli yerel haber portallarında, Posta ve Milliyet gazetelerinin eklerinde haftalık yazılar yazdı. 2009 yılından itibaren yerel ve genel seçimlerde kampanya yöneticiliği ve danışmanlıklar yaptı. Çevre ve insan temalı farkındalık projeleri için fikir ve senaryolarına katkı sağladığı kısa filmler ve belgesellerin yapımcılığı yanında kültür ve sanat etkinlikleri de düzenleyen Serdar Gündoğ'un marka ve siyasi danışmanlıkları devam ediyor. |