Filiz Ceritoğlu Sengel
İlk ve son görüşmemiz, bir ay kadar önce, ‘Cumhuriyetin Aydınlığı’ etkinliğindeydi, gördüm, tanıdım ve memnun oldum çok.
Özlemişim; sakin, kararlı ve süsü az cümlelerle konuşulan sohbetleri.
O gün, öyle bir akşam vakti, etkinlik sonrası tam anlamıyla bir güneşin sofrasında, yaşayan en büyük şairlerimizden Ataol Behramoğlu ile paylaştığımız o aydınlıkta, dostların arasında yani, günü konuşurken, dünün ve yarının sohbetleri de pek güzeldi.
Masamızda büyük bir şairin olmasının bana garip gelen olağanlığı içinde, fikir ve sanat eserleri bahsi geçtiği sırada kendisi konuyu açmayınca Burcu hatırlattı, bir hukukçu olan Filiz başkanın uzmanlığı ‘fikir ve sanat eserleri hukuku’ üzerineydi ve bu konuda akademik kariyerinde iki kitabı da bulunuyordu.
Tabiatım gereği ilk buluşmalarda pek az konuşur, önce dinler güvenli bir alan kovalarım, bu alanı bulur bulmaz ise pek susmadığım yönünde sevgili eşimin kritiklerini hınzırca bir kabahatin sahibi gibi tebessümle dinlerim çoğu zaman.
Fakat dostlarım da söyler: sohbetleri seviyor ama benden çok konuşanları sevmiyormuşum...
Gelin görün ki; günlerdir, Efes Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel başkanın açıklamalarını okuyor, paylaşımlarını takip ediyor, söylediklerini dinliyorum; vallahi de tek kelime için bile ağzımı açmadan...
Hele jandarmanın şafak baskınından sonra, savunduğu kentin halkıyla buluştuğu anda yaptığı konuşmayı dinlerken; hala suskundum, ne çok şey söylemek isterken ve de başkana eşlik eden gözyaşlarıma aldırmadan.
Çölün ortasında bir direnç çiçeği...
Hey Koca Yurt!
Farkında mısın, işçinin, emekçinin hakkı için, çoluğun çocuğun geleceği için nöbet tutuyor bir başkan.
‘Serdar bey, sekiz bin yıllık bir kentten söz ediyoruz’ diye çıkışını hatırlıyorum o sofrada, söylenmiş her sözünü havada bırakmıyor, bir yandan da altını çiziyordu eliyle.
(Efes) Selçuk Belediyesinin önüne bir unvan gibi; bilinen en eski antik şehir olan Efes adını kullanılıyor olmalarının sebebini, en az onun kadar iyi anlamamızı istediği çok netti.
Olmaz efendi! Orman Bakanlığı, orman kanunlarını uygular gibi sekiz bin yıllık tarihe sahip bir kentin öz kaynaklarına çökemez.
Olmaz efendi! Daha tütüyor dumanı, beş çocuğunu yitiren bir kentin acısı dinmeden, o kentin işçisinin, emekçisinin yarınını da elinden alamazsınız.
Olmaz efendi olmaz!
Önce döktüğü her gözyaşı için Filiz başkandan özür dileyin istiyorum.
Ve sonra belediye bütçesinin yarısından fazla tutan, tüm personelinin maaşlarının karşılığı kadar gelir kalemi olan Meryem Ana Evi otoparkının bulunduğu alanı, süresiz olarak kullanım amacına uygun şekilde Efes Selçuk Belediyesi'ne tahsis edin.
Çok mu romantik bir tavır, olabilir...
‘O satıh bütün Selçuk’tur’ diyerek mobil makama geçen ve yerel yönetimler denilince ilk akla gelecek bir eyleme; Türkiye’de bir ilke imza atan Filiz başkanın Efes Selçuk adına ortaya koyduğu irade için herkes söylenmesi gerekeni söylemişken aslında ben de bir yandan, bildiğim en şiddet sözler içeren cümleler kuruyorum:
“Bir kentin kaderini yine o kentin azim ve kararı kurtaracaktır.”
Eyvallah.
Not:
Teşvik ve tahsisler sadece iktidarın rant devşirdiği kişi ya da şirketlerin konusu mu olmak zorunda?
Efes Selçuk gibi bir turizm destinasyonuna hizmet eden yerel yönetime, çağın gereklerine uygun kalitede hizmet verebilmesi adına teşvik ve tahsislerle daha çok destek olmaları gerekirken, hatta marka olmuş tarihi kentlerin bu anlamda korumacı ve ranta fırsat tanımayan bir anlayışla farklı bir yaklaşıma ihtiyacı olduğu halde, kabul edilemez bu oldubitti umarım bir an önce son bulur.
Bu arada, çağdışı bu anlayış karşısında Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un edeceği iki çift laf yok mudur?
Siyasetten gelmeyen bakanın her haliyle bir siyaset dizaynı olduğu apaçık bu durum karşısında yapabilecekleri olmalı.
Serdar Gündoğ kimdir?Serdar Gündoğ, Kayseri'nin Pınarbaşı ilçesinde doğdu. İlk ve Orta Okulu Ankara'da, Liseyi ise Aydın'da tamamladı. Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İktisat Bölümünü İzmir'de bitirdi. Türkiye'nin ilk haber portallarından bodrumhaber.com ve aynı adla yayımlanan günlük gazetenin genel yayın yönetmenliğinin ardından çeşitli yerel haber portallarında, Posta ve Milliyet gazetelerinin eklerinde haftalık yazılar yazdı. 2009 yılından itibaren yerel ve genel seçimlerde kampanya yöneticiliği ve danışmanlıklar yaptı. Çevre ve insan temalı farkındalık projeleri için fikir ve senaryolarına katkı sağladığı kısa filmler ve belgesellerin yapımcılığı yanında kültür ve sanat etkinlikleri de düzenleyen Serdar Gündoğ'un marka ve siyasi danışmanlıkları devam ediyor. |