İstanbul'a adım atar atmaz garip bir şekilde heyecanlanıyorum, öyle ya hafızamızda öyle kişiler, öyle olaylar tazeliğini koruyor ki her biriyle zamanın hiç olduğu bir boyutta çat kapı burun buruna gelecekmişsin gibi hissettiriyor bu eşsiz şehir insanı.
Hem; bir şairin dizelerinden bir diğerininkine, bir ressamın fırçasından bir ötekinin tualine, bir mimarın sarayından bir beridekinin yalısına az biraz seyre sefamız da olmasın mı?
Geldiğimizin ertesi günü Cenk'in, Beykoz sahilinde Tercüman-ı Hakikat gazetesinin sahibi Ahmet Midhat Efendi'nin konağının bir yol ardında ve bir nevi aşiyan saydığım çatı katı evinin balkonunda aziz İstanbul sabahını karşılıyordum.
Karşı sırtlara vuran güneşi görmezden gelen, henüz ıslatmaya kıyamayan bir İstanbul yağmurunun altında kendimden geçiyordum ki; bir martı sesiyle, merakla o yöne dikkat kesildim.
Diğerlerinden bana daha yakın duran ve sokağın başını tutturmuş, cadde aydınlatmasının tepesinden bir izci gibi beni gözetlese de bakmıyormuş gibi yapan bu martıyla göz göze geldiğim manzara; ehil bir fotoğrafçının hakkıydı aslında.
Bodrum mevsiminin sarıpapatyalar gibi doğayı sarmasına benzeyen kültür sanat etkinliklerinin final vakitlerinde gerçekleşen en keyifli işlerden 12. Bodrum Türk Filmleri Haftası için ve sadece bir gece iki günlüğüne İstanbul'daydık.
Cinemarin Sinemaları Yönetim Kurulu Başkanı Cenk Sezgin ile değerli görüşmelerimizden biri de Dondurmam Gaymak filminin başarısında birlikte uluslararası büyük bir işe imza attıkları sevgili Elif Dağdeviren'leydi.
Doğrusu bunu beklemiyordum, yüzyılı geçkin yaşa sahip apartman, sizi başta söz ettiğim o zamanın hiç olduğu bir boyuta taşıyordu ansızın...
Dış kapıdan tutun, avlu içindeki mini bir seramik atölyesinde şüphesiz o boyutun mistik bir parçası olan çok şeker hanımefendilere ve bir merakla koşar adım merdivenleri çıkarken birazı yorgunluktan ve daha çok masalsı yapının artık yenileri mümkün olmayan harikulade mimarisi de eklenince; tekmili birden takatimizi soluksuz bırakmıştı.
Çalışıyor mu demeye kalmadan tarihi bir yolculuğa davet eden asansörün içinde bulduk kendimizi...
Ve evet, heyecan ve neşeyle hareket ettik.
Zamanın katlarını tırmanmamız ve Elif Dağdeviren'in dairesinde kendimizi bulmamız uzun sürmedi neyse ki.
Benim halimden memnuniyetim, Elif Hanımın da merhaba güleçliği sohbetimiz boyunca devam etti.
Benden duymuş olmayın, ekibi ile birlikte birkaç dizi ve bir film projesinin son rötuşlarını yaparlarken bir hayli hummalı çalışma içinde bulduk onları.
Calinos iş ortaklığı ile yürüyen projelerinde ekibin deneyimli ve güçlü ismi Didem Karakum orada değildi, fakat ödüllü oyuncu ve senarist Fırat Temir ve Gülfem Bilgiç ile tanışıp üzerinde sohbet etme imkanı bulduğumuz yeni işlerin ayak seslerini duymanız yakındır.
Bu arada daha biz ziyareti sebebimize gelemeden İki eski dost, Elif Dağdeviren ve Cenk Sezgin'in Dondurmam Gaymak filmi ile ilgili hararetle anlattıkları anılarını dinlemek gerçekten keyifliydi.
Yönetmenliğini Yüksel Aksu'nun yaptığı ve başrolünü 2018 yılında kaybettiğimiz Turan Özdemir'in oynadığı filmin gerçekten ilginç bir serüveni var.
İlk olmasa da önemli bir sorun; gösterime girecek salon bulunamaması olur ve Cenk, böyle bir zamanda Cinemarin salonlarını bu projeye açtığında her şey güzel olmaya başlayacaktır.
Elif Dağdeviren'in birkaç salonda daha gösterime girmesi için büyük sözler ederek gayretle ikna ettiği tanınmış bir salon sahibi ise film bir haftayı bulmadan neredeyse tüm salonlarını Dondurmam Gaymak için açacaktır.
Bunu yaparken de bir yandan Dağdeviren'i arayıp özür diler ve bu öngörüsüyle ilgili kutlar.
"Kader, gayrete aşıktır"
Söz Yunus Emre'nin, fakat önemsenmesi gereken bir çaba ve gayretle ülkemizi temsilen Yabancı Oscar Adaylığına kadar varan ve birçok ödülü künyesinde taşıyan Dondurmam Gaymak filminin başarı hikâyesini ilk elden dinlediğimizde Fırat Temir, bir cümleyle güne noktayı koymuş oldu.
Çok sevdim bu sözü. Yakınmakla daha çok vakit harcayan kader küskünlerine bir armağan gibi...
Yıllar sonra tekrar bir araya gelmişken Elif Dağdeviren ve Cenk Sezgin bir devam filmi için adım atarlar mı onu konuşmadık ancak Bodrum'da sinema sanatına değer katacak Uluslararası bir film festivali için atılacak gayretli bir adım nasıl olur?
Ben söyleyeyim:
Vallahi şahane olur!
Eyvallah.
|
Serdar Gündoğ kimdir? Serdar Gündoğ, Kayseri'nin Pınarbaşı ilçesinde doğdu. İlk ve Orta Okulu Ankara'da, Liseyi ise Aydın'da tamamladı. Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İktisat Bölümünü İzmir'de bitirdi. Türkiye'nin ilk haber portallarından bodrumhaber.com ve aynı adla yayımlanan günlük gazetenin genel yayın yönetmenliğinin ardından çeşitli yerel haber portallarında ve Posta ve Milliyet gazetelerinin eklerinde haftalık yazılar yazdı. 2009 yılından itibaren yerel ve genel seçimlerde kampanya yöneticiliği ve danışmanlıklar yaptı. Çevre ve insan temalı farkındalık projeleri için fikir ve senaryolarına katkı sağladığı kısa filmler ve belgesellerin yapımcılığı yanında kültür ve sanat etkinlikleri de düzenleyen Serdar Gündoğ'un marka ve siyasi danışmanlıkları devam ediyor. |