Şefik Onat

02 Mart 2025

İzmir’in levanten köşkleri (4)

Bornova’daki Anglikan mezarlığında 1895-1982 arasında yaşamış Edward Alfred Edwards’ın mezarı var ki, kendisi 1960’lı yıllarda İzmir’de İngiliz Konsolosu olarak görev yapmış. “Eddo” Edwards olarak tanınırmış. Ebeveynleri Erward Anthony Edwards ve Amy von Eishdorff imiş

Köşkler arasında gezinti

İzmir’in en geniş, en yaygın, en bilinen, bazıları günümüze kadar bölgede varlığı sürdüren ailelerin (ki bunları bundan böyle herhangi bir hiyerarşi anlamı yüklemeden “büyük Levanten aileler” olarak anacağım) köşklerini, ileride daha ayrıntılı anlatabilmek amacıyla şimdilik bir kenara bırakıp, diğer bazı köşkler arasında bir gezintiye davet ediyorum sizleri değerli okurlarım.

Edwards Köşkü – Murat Köşkü – Perili Köşk

Edwards – Murat Köşkü ön cephe (Foto: Fotoğraf galerisi)

Bornova’da, bu görkemli köşkün üzerinde bulunduğu, neredeyse büyük bir park diyebileceğimiz nitelikteki arazi, Gençlik Caddesi ile 66. Sokak arasında kalıyor. Arazi büyük Whitall ailesine ait iken, 1820’lerde İngiliz Edwards ailesine satılmış. Konumu nedeniyle çok prestijli bir noktada bu arazi; çünkü cephesi ana caddenin büyük kavşağına bakarken, bir tarafında tam karşısında ise İngiliz cemaatinin dini merkezi olan Anglikan Kilisesi bulunuyor. Çeşitli kaynaklarda köşkün 1880’de bu aile tarafından inşa ettirildiği belirtiliyor da, aradan geçen neredeyse 60 yıllık süre içinde ailenin nerede oturduğu hakkında hiçbir bilgi yok. Bu araziyi satın alan Charles Edwards, bir dönem Mehmet Ali Paşa’ya karşı Osmanlılara destek vermek üzere Mısır’a çıkan İngiliz kuvvetleri arasında görev yaparken, İngilizlerin bölgeden çekilmesi sırasında görevinden ayrılıp Bornova’ya yerleşmeye karar vermiş; fakat kısa bir zaman sonra ölmüş.

Bornova’da yaşamaya devam eden oğlu Anthony Francis Edwards’ın 1830’dan itibaren kentin tarihinde bıraktığı önemli izler görülüyor. Nitekim İzmir–Kasaba (Turgutlu) demiryolu yapımında ve kente havagazı sağlayacak olan İzmir Gaz Şirketinin 1859’da kurulmasında önemli rol oynamış. Fakat Anthony aslında bir gazeteci ve Fransızca yayınlanan “Journal de Smyrna” gazetesinin yayıncılarından biri. Gazetenin yayıncıları arasında bir dönem Bornova Belediye Başkanlığı yapan F. Murat adı da var ki, ileride bu iki kişinin çocuklarının, Anthony Edwards’ın kızı Emily ile F. Murat’nın oğlu Constantin Murat evlenecektir. (“Murat”nın Türkçe isim olduğu sanılmasın; bu Fransızca ve sonundaki “t” harfi telaffuz edilmeyen isimdir. Üstelik bu bir Rum ailedir fakat o zamanlarda Levanten Rumların kendi dillerine en yakın Fransızca adlarla kayıtlı oldukları görülüyor. Aslı Rumca “Mouratis” olmalı.) İleride inşa edilecek köşkün bir tarihten sonra “Murat Köşkü” olarak anılmaya başlamış olması ise Edwards ailesinin İzmir’i terkedip İsviçre’ye göçmesi ertesi Marie ve Rodolfe Murat çiftinin burada yaşamaya başlaması sonucu.[1] Artık bu bir veraset konusu mu yoksa bir alışveriş sonucu mu bilemiyorum.

Edwards – Murat Köşkü arka cephe (Foto: Fotoğraf galerisi)

Gelelim yapının halk arasında “Perili Köşk” olarak da anılmasına. Denir ki evin Murat ailesine ait olduğu dönemde bazı geceler bir hizmetçi kız elinde tepsiyle geceleri görünür, evi dolaşırmış. Böyle de, hepsi “mış”, yani kulaktan kulağa aktarma üzerine kurulu; bu kadını bizzat gördüğünü söyleyen kimse yok ortada!

Geriye gidersek

Mısır’a çıkan İngiliz kuvvetleri mensubu Charles Edwards adlı bir adam neden durup dururken gelip İzmir’e yerleşir? Merak edip araştırırsanız, bakın ne çıkar karşınıza. Edwards ailesinin daha 200 yıl öncesinden başlayarak Levant bölgesiyle ticaret ile başlayan derin ilişkiler içinde olduğu.

Bu noktada fazla ayrıntıya girmeden bir parantez açmalıyım. İngiltere’nin başkenti Londra kenti, 12. yüzyıldan itibaren Kraliyetten aldığı yetkiyle kurulan ve sayıları zaman içinde 112’ye ulaşan ticaret ve esnaf loncaları tarafından yönetilir; her biri kendi alanlarında faaliyet göstermek için “Şirket”  kurma imtiyazına sahiptir; loncalardan birine üyelik, ya aynı işi yapmak şartıyla babadan oğula geçer ya bir üyenin yanında çıraklıkla başlar ya da loncaya ciddi miktarda bir ödeme yapmak şartıyla yönetim kurulunun kabulü ile gerçekleşir; bir loncadan ayrılmak ya da diğerine geçmek kolay iş değildir, bir sürü formalite ertesi ancak yönetimin izniyle gerçekleşir. Londra Belediye Başkanı adaylarını dahi bu loncalar belirler ve kent konseyinde önemli sayıda sandalyeye sahiptirler. Dolayısıyla, İngiltere’nin dünya yüzünde ticareti de ancak bu loncalar aracılığıyla yürütülür. İşte size kapitalist sistemin temeli!

Dönersem Edwardslara, daha 1625’te o zamanki Londra Belediye Başkanı ve Giysi Kumaşçıları Loncası (Drapers) ile Levant ve Rusya Şirketlerinin Büyük Üstadı olan Sir Henry Garway’ın yanına çırak kabul edilen William Edwards’a dayanır her şey. O, zaman içinde kendi kardeşleri Daniel ve Joseph’i çırak alacak; bu iki kardeş İzmir’e gönderilecek ve dönemin en güçlü ticaret yapılanması olan İngiliz Levant Şirketinde görev alacak; her ne kadar Daniel bir süre sonra geri dönse de aileden iki kişi daha, Adam ve Charles Edwards da İzmir’e yönelip şirkette göreve başlayacak; Joseph 1858-59 yıllarında İngiliz Konsolos vekili olarak görevlendirilecektir. Aile İngiliz tahtının Stuartlara iade edildiği Restorasyon döneminde loncalara getirilen bazı kurallara uymakta zorlanacak ve sonunda Joseph alabildiği izinle üyelikten çıkabilse de hayatının sonuna kadar İzmir’de yaşamını sürdürecek; artık ne işler sürdürüyorsa çok zengin olacak; dönemin Osmanlı Sadrazamı ile yakın ilişki içine girecek; İstanbul’daki zamanın İngiliz Büyükelçisinin kızı Abigail Bendish ile evlenecek ve bu ikilinin İzmir’de düzenledikleri davetler, yemekler, balolar, Levanten sosyetesinin en parlak geceleri olarak anılacaktır.  

Bundan sonrasında bu aileyle ilgili benim dolduramadığım büyük bir boşluk var. Fakat Bornova’daki Anglikan mezarlığında 1895-1982 arasında yaşamış Edward Alfred Edwards’ın mezarı var ki, kendisi 1960’lı yıllarda İzmir’de İngiliz Konsolosu olarak görev yapmış. “Eddo” Edwards olarak tanınırmış. Ebeveynleri Erward Anthony Edwards ve Amy von Eishdorff imiş.    

Öte yandan, Murat Köşkünün tarihine bakıldığında, 1930’lu yıllardan itibaren Alaiyeli Zade Mahmut Beye ait olduğu, 1980 yılında kamulaştırılarak İzmir Vilayeti Korunmaya Muhtaç Çocukları Koruma Birliğine geçtiği, 1983 yılında Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğüne devredildiği görülüyor. 2001 yılına gelindiğinde ise kapsamlı bir restorasyon uygulamasının gerçekleştirilmesi ön şartıyla 15 yıllığına İzmir Büyükşehir Belediyesi köşkü devralmış. Belediyenin, Dokuz Eylül Üniversitesi Mimarlık Fakültesi, Restorasyon Ana Bilim Dalı üyelerinden proje hizmeti alarak iki yılda gerçekleştirdiği mükemmel restorasyon ardından bir süre üniversite öğrencilerine yönelik sosyal hizmet merkezi olarak hizmet vermişse de, 2005 yılı başında ortak bir protokol çerçevesinde Ege Üniversitesine tahsis edilmiş. Bundan sonra köşk, bir dönem EÜ Toplum Merkezi adıyla “Halkın Üniversitesi Projesi” kapsamında toplumsal duyarlılık projelerine ev sahipliği yapmış. Derken artık hangi tarihte ne olduysa, bakıyoruz köşk günümüzde TC Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı İzmir Rölü ve ve Anıtlar Müdürlüğü olarak kullanılmakta.

Köşkün mimari özellikleri[2]

Edwardas Köşkünün... cephe düzenlemelerine simetri hakimdir.  Mekân organizasyonunda zemin ve bodrum katta lineer, birinci katta ise orta hol odaklı merkezi dağılım şemaları kullanılmıştır. Yükseltilmiş zemin katta ana kabul ve yaşama salonlarının yanı sıra, dağılım holleri ve servis mekânı yer alır. Salonların açıldığı veranda ana yaşama mekânlarının uzantısı niteliğindedir. Birinci katta yatak odaları yer almakta, bu odaların bir kısmı ön cephede yer alan, dinlenme ve güneşlenme amacıyla kullanılan geniş balkona açılmaktadır. İngiliz toplumsal yaşamının bir parçası olduğu belirtilen bu kullanım, İngiliz konutlarındaki geniş üst terasların salt görsel etki amacıyla yapılmadığını, aynı zamanda işlevsel olduğunu göstermektedir... Yapının bodrum katında yoğunlukla servis mekânları yer almak(tadır)... İç mekân düzenlemelerinde, zemin katta zengin ve gösterişli, birinci katta ise yalın bir ifade izlenir... Simetrinin hakim olduğu cephelerde... ikili giriş söz konusudur. Bu bağlamda, gösterişli güney cephesinin toplumu karşılayan prestij cephesi, kuzey cephesinin ise aileyi karşılayan özel giriş/ arka cephe olduğu düşünülmektedir. Cephedeki en etkin unsur, prestij cephesinde yer alan, çift kollu merdivenle ulaşılan, üst kat terasını taşıyan İyonik başlıklı sütunlarla çevrelenmiş verandadır. Yapıya koloniyel bir etki yükleyen bu veranda, ana salonların da açıldığı prestij mekânıdır... Yapının özgün peyzajında, özel giriş aksını çift sıra servilerin tanımladığı, arka bahçenin yol çeperinde müştemilat yapısı ve kuyunun var olduğu ve halen izlenebilen Osmanlı hamamının yer aldığı belirlenmektedir. Ancak, Levanten köşk yapılanmalarının hiç birinde Osmanlı hamamına rastlanmaması, bunun ötesinde hamamın ana (yapı) ile fiziksel bağı olmamasına rağmen oldukça yakın konumlanması ve iki yapının sistem ve malzeme farklılığı, bu yapının geç dönem eki olarak inşa edildiğini düşündürmektedir.

Arka bahçedeki hamam kalıntısı (Foto: Fotoğraf galerisi)

Bir sonraki yazımızda diğer köşklerle yolumuza devam edeceğiz...


[1] İnal, Onur; Levantine Heritage in İzmir; Yüksek Lisans (Master of Arts) Tezi; ss. 51-2;  Koç Üniversitesi, İstanbul, Aralık 2006.

[2] Akkurt, Hümeyra Birol; 19. Yüzyıl Batılılaşma Kesitinde Bornova ve Buca Levanten Köşkleri Mekânsal Kimliğinin İrdelenmesi; Doktora Tezi; ss. 144-149; Dokuz Eylül Üniversitesi, İzmir, Mart 2004.