İş hayatına katılıyor olsalar da olmasalar da kadınların evde mesai harcadıklarını hepimiz biliyoruz. Tencereler dolup dolup boşalıyor, çamaşırlar ha babam yıkanıp paklanıyor, ortalık toparlanıyor, çocuklar ve yaşlılarla ilgileniliyor, dip bucak temizlik yapılıyor. Sınıfsal farklılıklar olmakla birlikte, genel olarak ev işleri kadınlara bakıyor.
Yalnız, bir şeyi bilmiyoruz: Bu görünmeyen ev-içi emeğin karşılığının ne olduğunu.
Farz edelim ki ev ve bakım işlerinin tümünü bir şirket üstlendi. Dünyanın dört bucağında ofisler açıldı, bir sürü çalışan istihdam edildi, bu çalışanlara sosyal güvenlik hizmeti sağlandı. Haliyle bunun için bir bütçe ayrılması gerekir. Sizce bütün bunlar ne kadara mal olur?
(Tomris Uyar, oğlu H. Turgut Uyar’ın tahminine göre Etiler Basın Sitesi'ndeki evde, Gülüver ile...)
Kadınların görünen emeği yok!
Uluslararası yardım kuruluşu Oxfam’ın yayınladığı rapora göre, tüm dünyada kadınların ücretsiz yaptıkları bakım işlerini sözünü ettiğim gibi bir şirket yürütseydi, bu şirketin yıllık cirosu 10 trilyon dolar olurdu. Yani, kapitalizmin bayraktar şirketlerinden Apple’ın cirosunun tam tamına 43 katı.
Ama tabii kadınlar dururken böyle bir şirkete ne gerek var?
Oxfam’ın çarpıcı rakamları, “Kadınların görünmeyen emeği diye bir şey yoktur, çünkü kadınların görünen emeği yoktur! Kadınlık emekle tanımlandığı, yani kadınların aileleri için yaptıkları şeyler onların kadın olmalarının doğal bir sonucuymuş gibi düşünüldüğü sürece, bu böyle olacaktır,” diyen Aksu Bora’yı haklı çıkarıyor (Feminizm Kendi Arasında, Ayizi Kitap, 2011).
Aile ve toplum, kadınlara her türden ev ve bakım işinin kendi sorumluluğunda olduğunu öyle ince ince işler ki, insan hiç farkına bile varmadan bunları görev beller. Toplumsal cinsiyetlendirilmiş iş bölümünü evvela ailede öğreniriz. Bu yüzden, küçük yaşlarından itibaren eline toz bezini alan, sofrayı güzelce toplayan kız çocuklarından “Elinden her iş geliyor” diye övgüyle bahsedilmesi çok yaygındır. O kız çocukları, büyüdüklerinde çalışsalar dahi evi çekip çeviren olma bilincini taşırlar.
“Ben bir yazarım değil mi? Evden başka da çalışacak yerim yok. Ama ben ne yapıyorum? Ev işlerinde iş bölümüne ne denli inansam da ne bulaşığı, ne yemeği, ne çamaşırı kimselere bırakmamak için neredeyse inatlaşıyorum. Bırak bulaşık dursun, bırak bu gece de tek kap yemek yensin... Hayır. Öyle bir yetişmişiz ki, bu açmazlar içimize işlemiş.”
Bu sözler, Tomris Uyar’a ait (Kitapla Direniş: Yazılar, Söyleşiler, Soruşturmalar, Hazırlayan: Handan İnci, Yapı Kredi Yayınları, 2016). 1982’de kendisiyle kadın olmak üzerine yapılan bir söyleşide söylediklerinin bugün de pek çok kadının yaşamında karşılık bulduğuna şüphesi olan var mı?..