ŞEHİR TELLALI New York - Londra - Roma |
“Diktatörün düşeceği tarihi bilmiyoruz bu kötü haber, ama bu tarihi diktatör de bilmiyor bu da iyi haber”
Satranç şampiyonlarının şampiyonu Gary Kasparov’un sözleri bunlar. Rusya’da demokrasi yanlısı yasak muhalefetin ruhu o. Yahudi, Ermeni Azerbeycan doğumlu Kasparov. Örgütlü suça karşı yazıları, kitapları ve programlarıyla son on yıldır Italya’da cesur bir mücadele sürdüren yazar Roberto Saviano’ya, New York’ta Mart ortasında verdiği söyleşiden.
Saçları ağarmış Kasparov’un. Biraz da kilo almış. Çocukluğundan beri satranç düşkünü olduğunu söyleyen Roberto’yla oyuna, hemen filini kurban ederek başlıyor. Her zamanki gibi beklenmedik, enerji dolu, gelenek dışı, geometrik, hesaplı tavrıyla. Hesaplı derken bir üzeri yüz yirmi olasılıkla en azından… Roberto bir tango profesöründen tango öğrenmeye gelmiş yeni yetme öğrenci gibi beceriksiz ama keyifli. Daha ilk hamlede şampiyon ona filini kurban edince anlıyor kısa sürede gelecek olan şah-matı. Kaderine razı hem de gönülden razı, şampiyonlar şampiyonunun filini keyifle yiyor hiç çekinmeden.
La Repubblica gazetesi karşılaşmayı “Saviano Kasparov’a Karşı” başlığıyla yayınladı. Aktüalite bölümünde. “Diktatörler Satranç Oynamaz” alt başlıklı söyleşinin konusu Kasparov’un yıl başında yayınlanan kitabı “Kış Geliyor! Özgür Dünyanın Düşmanları Niçin Durdurulmalı” adlı.
Dört oğul yetiştiren aile babası şampiyon, satrancı hayatının sadece yüzde otuzu olarak tanımlıyor bugün. Hayatının geri kalan yüzde yetmişi, Rusya’da ve dünyada demokrasi mücadelesine ait.
“Satranç açıklık stratejisiyle zenginleşir. Tahtanın üzerinde neyin olduğu bellidir, senin elinde ne var benim elimde ne var bilinir, görünür, düşüncelerimi okumak sanatı bu açıklık üzerine gelişir. Ama diktatörler, Putin dahil açıklıktan nefret ederler. Kumarı tercih eder onlar poker gibi, çünkü bu şekilde blöf yapabilirler, diktatörler kumarbazdır. Asla satranç oynayamazlar çünkü yalan söyleyerek rakiplerini korkutarak kazanırlar.“
Söyleşi, günümüzün sıkıntısı, geleceğimizi tehdit altında tutan, demokrasiye engel diktatörlerin, sultanlık, peygamberlik ya da babalık kisvesiyle güç odağına dönüşenlerin etraflarındakilerin kırık güvenini yoğurup kendilerine ekmek tahtası haline getirmesi üzerine yoğunlaşıyor. Kasparov, Putin’i IŞİD’den daha tehlikeli diye nitelendiriyor.
Roberto biraz romantik tarafında düşüncenin. Kasparov hesap kitap tarafında. Macar gazeteci Victor Sebestyen’in 1946 adlı kitabından söz ediyor. İkinci Dünya Savaşı sonunda, Yunanistan’da iç savaş, İngiltere’de yiyecek sıkıntısı, Almanya’da açlık, Çin’de iç ayaklanma, Kalküta’da Hint Müslüman katliamlarıyla dünyanın bir cehennem olduğunu hatırlatıyor. Kısacası hep zor günler, hep sıkıntılı zamanlar demokrasi mücadelesinde. Bugünden farksız dünya.
Küçük bir hata, diyor, daha büyüğü olunca tedbiri alıyorlar, küçük bir hata gözlerinden kaçacak küçük bir hata o kadarı yeter onları düşürmeye.
Politikacı değil Kasparov. Dolayısıyla hiç politikacı olmayan bir söylemle, her zamanki Kasparov masumiyeti içinde yazdığı kitap cehennem kazanını iyi tanıyanları pek etkilemedi. Etkilemedi ama bir şampiyonlar şampiyonunun niçin demokrasi mücadelesinden başka çaresi olmadığını da gösterdi herkese. Şampiyonun satranç deneyiminden öğrendiği tek şey bu. Zihin ve mantığın bulunabileceği tek yer, insana layık özgüvenin yeşerebileceği demokratik bir dünya.