New York-Londra-Roma ŞEHİR TELLALI |
Denizin hakimi ya bir kere, hangisinde olursam olayım
şehirlerimin her birinde
hep aynı kelimeler buluyor beni
değişmeden
hep aynı ses cennetindeyim.
Bir barınak ki
kelimeleri mutluluk adaları
bomboş bembeyaz ufka bakıp da, derinliğin ötesindeki ayrıntıları görmeyi öğrenmiş denizci gözünden farksız
yakalıyor onları kulak.
Çağın yenilikleri, kıvraklığı, çeşnisinden uzak.
Sihirli bir tuvalin sırrını çözen şanslı misali
bu barınakta
sıkılma imkanı yok asla.
Elimi yakalayıp heyecanla imzalatıyorlar bana bu itirafı:
Evet sana borçluyum ben bu mutluluğu.
Evet, deniz ufkunda
o adaları görmeyi sen öğrettin bana çünkü
sensin ve senin sevgin diye tutturduysam
durmadan tekrarlıyorsam kendimi
ne olur affet beni
çünkü çocukluğumdan beri lezzetini hiç unutmadığım siyah Kilizman ekmeğinden farksız ne de olsa ayağımın altındaki toprak
yumuşak, nemli ve sıcak
çünkü o ekmeğin hamurunda,
Kilizmanlı filozofuzun kelimeleri “güneşi ve yıldızları döndüren o aşk”
Kilizmandan “beyaz kanatları güneşin öncüsü ” ufka bakan gözün görmeye alıştığı “görünmeyenin manzarası”dır
Kalpten korkusu olmayan
Yalıçapkınlarının üzerinde kanat çırptığı dalgaların doğduğu yerden doğup da baharın kendi kuşları kadar deniz rengidir
Su uçtu şelalesi, Adala kanyonu
bak
Hecelerinde hepsinin ayrı ayrı
kendi gür sesi, isimlerini değiştiren kuşaklara hiç aldırmadan
dünyaya bakıyorlar beşbin yıllık bir zamandan.
Hüzünsüz dingin.
En ufak bir kötülük, ziyan, zarar da taşımadan.
Günümüzün ölçülerine bir türlü uymayan zamandan.
Eskimiyorlar hiç barınaklarında.
Ruhun dizginlerini tutuyorlar ellerinde
dünyanın bütün şehirlerinde
hep Kilizman’ın siyah ekmeği gibi kokuyor aşk
ve aşkın kelimeleri aynı.
www.sebnemsenyener.com