Kaygılı gözlerle birbirimize bakıyoruz. Sonra çaresizce başımızı iki yana sallıyoruz. Olmadı. Yapamadık.
Sonra yeniden umutlanıyoruz. “İçimizde bizden daha iyi bilenler, bu işten anlayanlar var.” Hemen onların kapısını çalıyoruz. Sakallı, derbeder halleri, uykusuz gözleriyle kapıyı açıyorlar. Ellerinde kâğıt-kalem…
Hemen soru soran bakışlarımızı dikiyoruz. Başlarını eğiyorlar. Olmamış. Yapamamışlar.
Yahu, bu kadar zor olmamalı. Yeniden kâğıdı, kalemi alıp birer birer saymaya başlıyoruz. Saymada sorun yok. Ama iş çözmeye geldiğinde, bir kez daha işin içinden çıkamıyor, kâğıdı kalemi koridora atıveriyoruz.
Şimdi bir koltukta uzanıyor, televizyonda spor haberleri izlerken, anlamsızca aklımızı kurcalayan o sorunun yanıtını bulacakmış gibi boş gözlerle ekrana takılıyoruz.
Hayır, çare yok. Dünyanın pek çok probleminin çözümü var. Ama heyhat! Bu problemin formülü henüz yok. İnternetin o sonsuzluğunda çareyi arıyoruz. Problemi yaratan her “yeni”nin mutlaka bize anlatacağı bir geçmişi vardır diye, geçmişin labirentlerinde dolaşıyoruz. Yok, yok, yok.
Bu işten sadece biz anlamıyoruz ya! Rengârenk birileri var. Acaba ne düşünüyorlar? Gidip derdimizi anlatıyoruz. Probleme dair ipuçları arıyoruz. Hasetle gözlerini dikiyorlar. Acaba dalga mı geçiyoruz? Anlamaya çalışıyorlar. Ciddiyiz. Uyuyamıyor, aklımızı kurcalayan o soruya mantıklı, içten bir yanıt arıyoruz. Susuyorlar. Gözleri dalıp gidiyor. Galiba onların da başka dertlerini tahrik ettik.
Sevgili okur,
Lütfen, lütfen yardım edin.
Geriye bir tek siz kaldınız. Belki de biliyorsunuz. Belki de o problemi çözdünüz. Lütfen, bizi merakta koymayın. Biliyorsanız söyleyin.
Bu Beşiktaş 2. devrede nasıl bir 11 ile oynayacak?
Simao
Fernandez
Almedia
Guti
Quaresma
Ernst
Başka?
Sezer konuşuluyor.
Hamit konuşuluyor.
Bir tek bildiğimiz kalede Cenk var.
Ya sonra? Defans? Belki akıl yürütürüz de 11 için ne mümkün?
Beşiktaşlı uzun süredir böyle zulüm görmedi.
Bu bize reva mı?
İnternette bir Türk büyüğü kardeşimiz şöyle yazmış:
“Biz içtiklerimizin değil, içerken düşündüklerimizin sarhoşuyuz. “
Hadi 11’in formülü Schuster’in aklında.
Başka dertlerimiz de var. Ya, rengârenk kardeşlerimiz, “yahu, bu kadar iyi futbolcuyu ben ligde bir arada görmedim. Gidip biraz seyredeyim, ben de kam alayım” derse, statta yer kalmazsa.
Tamam, onlar da insan, onların da canı çekiyor. Ama tesis yetersiz. Bak ne güzel tesisleri var. Ama içinde seyredecek topçu yok.
Daha da önemlisi ne güzel tesisler ama o tesise can verecek seyirci yok.
Neyse, başka mevzulara girmeyelim.
Yahu ne olacak bu Beşiktaş’ın hali? İlk 11’de kim oynayacak?
Bize yazık değil mi?