Tarafsız olduğumu iddia etmiyorum, ama objektif olmak için yürekten çabalıyorum. Ben kazanmayı seviyorum, siyasi başarılar bence çok önemli. İstediğimiz hiçbir yasayı geçiremeyen, istemediğimiz hiçbir yasanın önünde duramayan bir muhalefet var…. Onlarca soru önergesi, onlarca araştırma komisyonu, sonuç nedir? Ortada pek çok iddia var, şimdiye kadar Youtube’da kaç kayıt dinledik, sonra…. Sonrası… Gerçekten sonrasında ne oldu? Pek çok polis memuru yerinden sürüldü, bir çoğu gözaltına alındı, savcılar arasında “hainler” bulundu. Paralel devlet diye bir kavram kazandı siyasi lügatımız, haaa bir de vatan haini ilan edilmiş askerler apansızın pek de hain değiller belki de diyerek hapishaneden çıkartıldılar. Ama benim yazmak istediğim bunlar değil bugün, bütün bu olanlar iktidarın isteğiyle oldu, ki bu çok normal, siyasi güç kimin elindeyse kararları o verir.
Peki ya muhalefet? Yıllardır muhalefetin sessiz film misali oyunun içinde olsalarda aslında seslerinin kısılmış olduğunu ifade ettim. Hürriyet’in manşetinde herhangi bir muhalif parti hakkında pozitif bir haber görme olasılığınız ne kadar? Ki Hürriyet gazetesi hala “muhalif” görünen bir gazete, öyle ya da böyle yıllardır Türk basının en önemli yayın organlarından birisi. En azından ana akım medya içinde hala… Şimdilik… Muhalefet hakkında olumlu bir haber görmek çok nadir bir durum, evet iktidar hakkında negatif haberler görüyoruz ama bunlar sabun köpüğü misali anında kayboluyor, halkı ikna edemiyor, en fazla belki kafa karıştırıyor.
Neden muhalefet bu kadar zayıf? Bu soruya uzun ve ciddi analizler üretiliyor, hele de AKP saflarından…. Aslında muhalefet bir Zaytung haberi misali AKP’ye katılsa daha başarılı olabilir… Bakınız Numan Kurtulmuş ve şu anda geldiği nokta… Bu acı şakanın aslında doğruluk payı var, iktidarın içinde olsanız belki çok önemsediğiniz bazı yasaların çıkmasını sağlayabilirsiniz. Çünkü siyasi tartışma, eldekileri paylaşma sadece iktidarı elinde tutanlar arasında oluyor. Siyaset pazarlıksa bu pazarlık sadece o oluşuma dahil olanlar için mümkün. BDP/HDP oluşumu meclise bağımsız adaylarla girmeseydi bugünkü durumu ne olurdu? Benim altını çizmek istediğim iki önemli faktör var, belki birilerinin işine yarar….
Çatı adayını tepeden belirleyip, sol ve sağ muhalefetin büyük oluşumlarını yanyana getirmek mümkün değil. Bu herhalde iyice ispatlanmıştır. Mansur Yavaş’ın Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı yarışında bir nebze ise yaramış olabilir böyle bir koalisyon; ama büyük ölçekte, Türkiye bazında imkansız, çünkü bu iki oluşumun tabanları konuşmuyor birbiriyle. Her ne kadar yandaş kalemler herkes AKP nefetiyle yanıp tutuşuyor, herkes bize karşı, herkes bize darbe yapmak istiyor gibi söylemlerle sanal paranoya krizleri geçirseler de gerçekler farklı. En basitinden iktidarın hedef tahtasına oturttuğu, kamusal alanda linç ettiği yazar, çizer, sanatçı, akademisyen ve diğer muhalifleri, hatta milletvekilleri vakaalarını anımsayın… Her bir olayda hedef tahtasındaki kişiye kim destek oluyor… Sanırım cevabı hepimiz biliyoruz…AKPliler de biliyorlar elbette…Yani muhalefetin tepede birleşmesi hem gereksiz hem de anlamsız ancak tabanda, her gün artan otoriterliğe ortak, siyasi fay hatlarını aşan, bir direniş yaratabilmek elzem. Bu sağlıklı bir toplum için gerekli.
İkinci faktör örgütsüzlük.. Tabandan gelen “grassroots” dediğimiz bir örgütlenmeden öte bir oluşumdan bahsetmek istiyorum. Basit bir gözlem, bir köşeyazısı için araştırma yaparken benim yaşadığım gerçek şöyle: eğer sorduğum sorular siyasi yorum gerektiyorsa, iktidar cephesinden konuşacak kişi bulmak ciddi bir sorun, yani konuşuyoruz elbette ama konuştuklarının yazılmasını istemiyorlar, isim vererek yazılmasını asla istemiyorlar. Diğer yandan bilgi istediğiniz zaman –zaten kamuya açık bilgi ise—bunu anında toplayıp AKPnin işine yarayacak bölümlerini sizinle paylaşabilecek bir sistemleri var. Anında birisinin asistanının yardımcının tanıdığı size bir dosya ulaştırıyor. Evet eksik ve taraflı ama yine de bilgi istediğinizde iktidardan bilmem cevabı almıyorsunuz.
Ne yazık ki bu durum muhalefet partileri için pek böyle işlemiyor –bugüne kadar bana sürekli yardım edenleri kast etmediğim anlaşılır sanırım--- ama diğerlerine ulaşabilmek çok zor. Siyasi yorumlar çok yetersiz, bilgi paylaşımı ise yok denecek kadar az. Durum böyle olunca bir grup zaten asla AKP ile yıldızı barışmayacaklar haricinde kimsenin itibar etmediği, iktidarın kolayca komplo yaftasını vurduğu marjinal haberler çıkıyor ortaya. İktidarın dünyası ne kadar hiyerarşik ve organize ise, muhalefetin dünyası ise o kadar düz ve dağınık. Bunun yanlış bir gözlem olduğunu anlatabilecek birileri çıkarsa ne kadar mutlu olurum bilemezsiniz.
Muhalefetin başarıları var mı? Biliyor musunuz? Ben bilemiyorum çünkü yanlış ve taraflı da olsa bir bilgi göremiyorum. İstediğimiz yasaları çıkartamayan, istemediğimiz yasaları engelleyemeyen bir muhalefet nasıl varolabilir? İçindeki genç, çalışkan, temiz insanların yükselmesine izin vermeyen bir muhalefet, gitgide daha da güçlenen bir iktidara karşı ortak hareket edemeyen sürekli bölünen ve yanlış zamanlarda yanlış taktikleri uygulayan bir muhalefet nasıl kazanabilir?
Eleştirel duruş güzeldir, insan beynini yüreğini biler. Ancak insan yenilmekten yoruluyor, sürekli hiç katkısı olmadığı, hiçbir etkisi olmadığı siyasi kararların apansızın yasalaşmasından yoruluyor. Çok basit bir örnekle bitireyim….belki durumumuzu en iyi açıklayan örneklerden birisi… Bu kadar az içki içilen bir toplumda içki satışını ve sunumunu oldukça kısıtlayan yasalar çıktı, neden çıktı? İçkiyi görünmez yaptık diyebilmek için… bir kesim için çok önemli bu.. Diğer kesim ise içkinin iyice bulunamaz hala gelmesinden ve komşuda üç avroya satılan masa şarabının kadehi 30 dolara şampanya diye sunulmasından utanıyor. Iktidarın seçimleri muhalif yaşamları etkileniyor. Bu tek bir örnek. Hayret etmiyorum ben üzülüyorum…
Sürekli kaybeden bir muhalefet uzun süre varolamaz… Siyasi kararlara, özellikle de yerel ölçekte etkisi olan kararlara, hiçbir katkısı olmayan muhalefetin başarılı olması imkansız.. Başarı başarıyı çekiyor yani... Eğer bazı konularda sizin yanınızda durmak isteyen, sizinle ortak hareket etmek isteyenlerle konuşmaz “bilgi” paylaşmaz sesinizi duyuramazsanız, muhalefet kavramı dahi anlamsızlaşacak… Üzgünüm….