Pınar Tremblay

21 Haziran 2014

Ekmeleddin İhsanoğlu yalanı? Bu sefer tutmaz!

Ekmeleddin İhsanoğlu’nun dindarlığı daha adını hecelemeyi beceremeden karikatürlere, köşe yazılarına ve elbette manşetlere konu oldu

Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Barack Obama 2008 seçimlerine gireceğini açıkladığında her kesimin önce bir soluğu kesilmişti, sonrasında basında okuduklarımız onun ne yeterince beyaz ne de yeterince siyah olduğunu vurguladı. Bu elbette ki bir dezavantaj olmalıydı, ne beyazları ikna edebilecekti ne de siyahları. Ama beklenen olmadı, tam tersine Obama Kampanyası süreçince ırk kavramının ötesine gitmeyi becerdi, ve onun için ait değillik olarak sunulan yaftayı avantaja çevirdi. Annesinin beyaz babasının Afrikadan bir yabancı olması Obama’yı durduramadı.  Hem beyaz hem de siyahtı….

Çok değer verdiğim Star Gazetesi yazarlarından –evet karşı mahalle yok benim için—İbrahim Kiras http://haber.stargazete.com/yazar/ekmeleddin-ihsanoğlu-gerçeği/yazı-897897 dünkü köşesinde önemli bir İhsanoğlu analizi sundular. Başlığı “Ekmeleddin İhsanoğlu gerçeği”, bu yazının başlığı da kendisinden esinlendi. Yazılarını keyifle okuduğum Kiras’ın argümanları AKP’nin çizeceği yol haritası hakkında da önemli ipuçları sunuyor. Denilen o ki, İhsanoğlu ne yeterince muhafazakardır dindar kesimler için, ne de yeterince laik olabilir CHP tabanı için. İhsanoğlu’nun dindarlığı daha adını hecelemeyi beceremeden karikatürlere, köşe yazılarına ve elbette manşetlere konu oldu. En son gördüğüm karikatürde İhsanoğlu üstünde takım elbise ayağında takunyalarla resim edilmişti. Burada durmalıyız bence…..

Bu kültürel ayrılıklar, uçurumlar bir süredir çok fazla örseleniyor Türkiyede… Gereğinden fazla bir ayrımcı söylem var, elbette bu kısır döngü bir yerde kırılana kadar devam edecek. Gezi bunun kırılabileceğini çok iyi gösterdi. Aslında ne kadar AKP kazandı, balkon konuşması, halkın yüzde ellisi denilse de, seçim sonuçlarına detaylı baktığınızda AKP’nin ciddi bir sorgulama ile karşı karşıya kaldığını görüyoruz. Özellikle Anadolu’da pek çok yerde protesto oy diyebileceğimiz, küçük partilere oy verip, AKP ve diğer büyük partilerden oylarını çeken yerler var. Ancak hepsi sonunda seçim sisteminin güzelliğiyle yok oluyor. Gitgide daha fazla, winner-take-all, oy çoğunluğunu alan her koltuğu kapar sistemine doğru ilerlediğimiz için, AKP (ya da hangi parti en çok oyu alırsa) kazançları büyük ödüllendiriliyor. Yani demek istediğim, AKP’nin işte yeterince muhafazakar değil ama cidden çok da dinci, zaten CHP mi seçti MHP mi meçhul yoksa dış mihrakların, Gezi lobisinin mi adayı söylemleri arasından silkelenmemiz ve İhsanoğlu’nu bunların ötesinde görmemiz lazım. Mursi’nin koltuğunu kaybetmemesine büyülü değneği ile engel olmamış olması, eşinin başörtüsü, kendisinin bıyığı, bunlar çok teferruat değil mi?

Evet teferruat… Bunlarla vakit harcamanın nasıl bir siyasal lüks olduğunu anlamak için biraz daha geniş düşünmeliyiz. Yıllar önce Cezayir’de içşavaş sonrası hayatta kalanlarla röportaj yapan bir gazeteciyle tanışmıştım. Bir ziyaretinde evde sadece kadınlar olduğu için kendisiyle gelmemi rica etmişti. Konuşmalar devam ederken, komşuların evden çıktıklarını duyduk. Evin 16-17 yaşlarında o ana kadar hiç konuşmamış olan kızı sarsıla sarsıla çığlıklar atmaya başladı. Şu andaki yan kapı komşularının babası ve abisiymiş onun ailesini öldürenler, bu çocuğu dedesi sandıkta çarşafların altına saklamış. Ama herşeyi duymuş, çoğunu izlemiş…. Nasıl yaşayabilirsiniz size bu zulmü yapanlarla yanyana diye sorduğumda alnına derin çizgiler karışmış olan evin 50li yaşlardaki annesi şöyle demişti “affettik, şimdi bazen konuşuyoruz da, onlar da babalarını oğullarını kaybettiler, ne yapalım.”

Cumhurbaşkanı seçimi önemli. Ancak AKPliler CHP ve MHP’nin şu anda geldikleri noktayı çok iyi görebiliyorlar mı emin değilim. Bu kadar ayrı iki ideolojik grubun ortak hareket kararı almış olması başlı başına çığlık çığlığa reddedilemez bir gerçeği odanın ortasında çırılçıplak bırakıyor. Sorun kimsenin örtüsü, takunyası, tesbihi, içki kadehi değil artık… Sorun emeğinin karşılığını alabilmek, herkese eşit uygulanan bir hukuk sisteminde yaşayabilmek, sorun ve seçim daha fazla başına buyruk kararların verilmesine engel olabilecek kişiden yana olmaktır.

Afrika'dan yüksek öğretim için ABDye gelmiş bir baba ve beyaz genç yaşta vefat etmiş annesiyle Obama için o güne kadar hiç oy vermemiş, vermeyi düşünmeyenler saatlerce kuyrukta bekleyip oy kullandılar. İhsanoğlu için de şans var, hem de sanılandan çok daha büyük.  Elbette İhsanoğlu eleştirilmeli ama yeterince muhafazakar değil, ve lakin çok dindar söyleminin artık Türkiye’de karşılık bulması orta vadede çok zor başka gerçeklerle karşı karşıya bırakacaktır bizi. İhsanoğlu’nu hem siyah hem de beyaz olarak değerlendirebilecek misiniz?

@pinartremblay