Başbakan Davutoğlu, Kobane için ağlayanlar, feryat edenler, Halep, Humus, Hama ve diğer yörelerdeki katliamlarda neredeydiler, insanlığı yeni keşif ettiler demiş. Bu oldukça ağır ve üzücü bir itham, ama işin güzel yanı, internet denilen şeytan icadı sayesinde herkesin ne zaman nerede olduğunu ya da olmadığını görmek oldukça kolay….
Benim bugün Kobane için ağlayan, üzülen tüm tanıdıklarımın –ki çoğu gazeteci, bölge ile ilgili akademisyen ya da bölgenin yerel insanları—hepsi Davutoğlu’nun ismini saydığı şehirler ve ötesi için de üzüldü, feryat etti ve ağladı… Hatta daha fazlasını yapmaya çabaladı…Elbette, bizlerin elinde devletin maddi manevi imkanları yok, var gücümüzle çığlık attık, elimizden geldiğince dünyaya da duyurmaya çabaladık doğru bildiğimizi…
Yine de insanlığı yeni keşif ettiğimiz söylenmiş… Verilere bakalım, cevabı asla gelmeyecek sorular soralım… Liberal sol gazetecileri okurken ülser olanlar varmış, inanın insanlığımı keşfettiğimden beri üzülüyorum kendileri için….
Mesela şunları sorabiliriz, Davutoğlu ve ekibi Suriye’deki “sivil direniş”in iç savaş olduğu gerçeğini ne zaman ayırt edip ona göre siyaset üretmeye başladılar? Bizler içşavaş analizleri yazarken, hala “Yalla Erhal ya Başar” analizleri yapanlar kimdi?
Ağustos 2011 Başar Esad ile saaatler süren görüşmede –ki elbette bir gün bu görüşmenin kayıtları ortaya çıkacaktır—Davutoğlu ve ekibi “Suriyeye demokrasi getirmek için gerekli adımları ve Suriye Kürtlerinin özgürlüğe kavuşmasını, haklarını elde etmeleri” konularını konuştuklarını söylemişlerdi. Bugüne dek Türkiye’nin Suriyede desteklediği gruplar arasında demokrasi, hak, adalet simgesi olan hangi grup var? Ve Suriye Kürtlerinin haklarını kazanması için Türk hükümeti neler yaptı?
Kobane’nin Musuldan farkı belki Musulda pek çok ailenin İslam Devletini kabul etmesi ve biat etmesi olabilir mi? Oysa Yezidiler ve Kürtler için bu geçerli değil. Onların çoğunun biat etme şansı olmuyor. Geçen ay otobüslerle Türkiyenin pek çok şehrinden sınıra, Kobaneye destek vermeye gidenler arasında iki-üç yıldır İstanbul'da, Hatay'da, Urfa'da Suriyeli göçmenlere evlerini yüreklerini cemevlerini açan canlar da vardı. “Ama Kobane’de zaten sivil kalmadı” cümlesini defalarca tekrarlayanların vicdan, hak, helal, insanlık söylemlerine ne kadar itibar edilebilir?
Siz 2012 yılının başında yandaş gazetecilerinizi “barış çığırtganı” diye bağırttırırken biz Suriyeye daha fazla silah ve savaşçı girmesinin içşavaşı uzatacağını anlatmaya çabalıyorduk. İç şavaşın uzamasının Türkiyenin de Suriyenin de menfaatine olmadığını düşünmüştük. İnsanlığı keşfedemediğimizdendir sanırım. Oysa belki de iç şavaşın uzamasından menfaat elde edenler var? Var mı?
ABD ve diğer dış güçlerin Ortadoğu’ya müdahil olmaması gerektiğini açıklayan 500 sayfalık Stratejik Derinlik öğretisinden, ABD’nin kırmızı çizgileri geçildi, haydi Obama göreve diyenler korosuna son hızla geçiş yapan biz miydik?
Vicdanlı, onurlu, yalnız, bir o kadar çok sorunlu dış politikamızın Ortadoğu’da kımıldayan yaprağın bilgisini taşıdığını iddia eden biz miydik? İşin acı yani, eski dostunuz, şimdilerdeyse gitmezse demokratik, özgür, hür Suriye olamaz diye kovaladığınız Başar Esad’ın uyarılarında son bulmadınız mı? Türkiye’ye de bu savaş sıçrar, bu terör çeteleri bulaşır dediğinde? Ama sınır açık kalacak diyen, herşeye rağmen açılacak diyen yine biz miydik? İnsanlığı yeni keşfedenler grubu…
Suriyedeki yenilgileriniz hep başkalarının suçu… Sürekli liberaller, solcular, ve CHP suçlanıyor Suriye politikanıza bataklık deyip demeye henüz karar vermememiş haliniz… Tek ve her daim suçlu CHP…Vicdanen çok rahatlatıcı olmalı bu söylemi tekrarlamak …
En sonunda çocuk ölümlerini de yarıştırmaya başladınız…Berkin’e ağlayanlar neden Yasin’e ağlamadılar? Doğru değil bu Berkin’e de ağladık, Yasin’e de… Bana Berkini yazmak nasip olmadı, ama Yasin’i uluslararası medyada yazdım, fotoğraflarına bakarken HÜDAPAR'lıların anlattıklarını dinlerken üzülmemek gözyaşı dökmemek mümkün mü? Hiç kimse –bildiğim kadarıyla—çıkıp Yaşın’ın matem içindeki ailesini –binsukur—yuhlatmadı. Terrorist ilan etmedi, hakaret etmedi. Berkin’in acısı da, Yasin’in acısı da, her gün katl edilen diğer çocukların acısı da bizim için çok gerçek, çok üzücü ve utanç verici. HDP’nin içinde Yasin için gözyaşı dökenler de var elbette, bir çocuk linç edildi bunu insanlığını yeni keşfetmişler dahi utançla hissettiler.
3.5 yıldır biz, solcu, liberal, CHP'li, MHP'li, HDP'li, elimizde siyasi güç ve yeti olmadan buradaydık. Her acıya Kobaneye ağladığımız gibi ağladık. İnsanlığı şimdi mi keşif ettiler sözleri bu yüzden çok ağır. Ve açıkçası bu kadar değerli kitaplar yazmış bir akademisyenden bu sözleri duymak düş kırıklığı… Biz buradaydık… Siz bizi görmüyorsanız, muhatap almıyorsanız, yok sayıyorsanız, çapulcu, dış mihrak, ahlaksız, terbiyesiz diyerek küçümsüyorsanız bu kimin insanlıktan yoksun olduğunu gösterir? İnsanlığı biz Kobane’de öğrenmedik…Sadece biraz daha utandık… Biraz daha yerin dibine battık…
İnsanlıklarını Kobane’de bir kez daha kaybedenler kimler peki? Siyasi gücü elinde tutan, ve lakin sürekli sorumluluktan kaçan, hatalarını görmeyen, düzeltmeyen, hatalı analizler yapanları ödüllendiren, doğru söyleyenleri dokuz köyden kovan, susturmak için çabalayan kim?
Neye ağlayayıp, neyi protesto etmemiz gerektiğini de siz belirliyorsunuz. Şehitlere ne zaman şehit ne zaman kelle denileceğini de… Hangi çocukların ana kucağından zorla askere alınacağını da… Ama bunların tüm vebali bir avuç liberal-sol-CHP'li çapulcuya kalıyor… İnsanlığı öğrenmesi, anımsaması gereken biz miyiz gerçekten? Neye yarıyor ki bizim insanlığı tekrar tekrar keşif etmemiz?
Bu arada… Suriye hükümeti çok yorgun, İslam Devleti dışında diğer gruplar da çok yorgun… Suriye’de birşeyler değişecek yakında… Siz bu çözümün neresinde olacaksınız biliyor musunuz? Bu sefer sonuçları CHP'ye ve solcu liberallere mal etmeye niyetliyseniz buna bir an önce başlamanız gerekmez mi? Tabii sonuçları tahmin etme, öngörebilme gücünüz varsa… Bilgi güçtür…
Sahi siz 3.5 yılda Suriye’yi ne kadar öğrendiniz? O zamanki söylemlerinizle şimdikileri mukayese edince ortaya çıkan acı bir gülümseme insanlığını yeni keşfeden dış mihraklar için…
Ya da şöyle sorayım, bir ülkenin dış politikasının tamamıyla çöktüğünü hangi verilerle anlarsınız? Böyle bir listeniz var mı hani sadece soruyorum? Bataklığa ne kadar batınca bataklık demek hak ve helaldir?