Talat Paşa 29 Ağustos 1915 'te tüm illere çektiği telgrafta " Ermenilerin bulundukları mahallerden ihrâclarıyla ta‘yîn olunan menâtıka sevklerinden hükûmetce muntazar olan gâye bu unsurun hükûmet aleyhine teşebbüsât ve fa‘âliyette bulunamamalarına ve bir Ermenistan hükûmeti teşvîki hakkındaki âmâl-i milliyyelerinin (milli emellerini) tâ‘kîb edemeyecek bir hâle getirilmelerini te’mîn esâsına ma‘tûf olub (yöneliktir)” yazmıştı.
Zahrad'ın mısraları geliyor aklıma, tarihin devlet eliyle inşa edilmiş karanlığını, ıssızlığını öteleyip hakikatin kalbine yönelen mısraları. Biraz alaycı biraz kederli.
"Dört koyundular
İlkini kestiler önce
İkincisini haklarken tam
Kaçmayı denedi üçüncüsü
On metre gitmedi
Enselediler
Ben o üçüncüsünün etinden yedim
Yaşam tadı vardı”
Ben sizi bir bir bağrıma basarım ve tümen tümen
Ellerimle dizerim -
Ve her şeyin yoluna girdiğini gördüğümde
- Nasıl hiçbir ordu - hiçbir asker yanlış adım yürümez -
Sizi savaş alanına sürerim -
Soykırım kelimesinin isim babası Lemkin'in soykırım üzerine çalışması Yahudi Soykırımı ile değil Ermeni Soykırımı ile başlamıştır. Talat Paşa'nın öldürülmesiyle başlayan Tehlerian Davası'ndan etkilenen Lemkin filoloji eğitimini yarıda bırakıp hukuk öğrenimi gördü. Birleşmiş Milletler'in isteği üzerine hazırladığı Soykırım Sözleşmesi'ni 1915'te yaşananları vicdanen değerlendirerek hazırladı.
Yola bakar - görmez yolu - kendini görür
Görmez - kendini görür
Ve aynaya bakar - görmez kendini -
-Selâm verir
Zahrad'ın şiiri alaycıdır, aynı zamanda ipeksi bir duyarlılığın şiiridir. Doğayı, ânı deneyimlenin, dünyaya minör bir pencereden bakıp majör algılar geliştirmenin şiiridir.
ISLAK
yuvarlak olan
kendiyle başlar çünkü
kendiyle biter
oysa öyle minnacık ki yengeç
bilmez
dünyanın yuvarlak olduğunu
Sorarsanız
ıslak der.
22 dile çevrilmiştir şiirleri. 22 dilde atar kelimelerinin kalbi. Daha insanî, daha vicdanî, daha derunî bir yaşamı çağırmanın şiiridir. İmha ve inkârın, mahrumiyet ve mağduriyetin dili yoktur onda.
laflayabilirdik
ve havadan sudan konuşmamıza karşın
tat alabilirdik sözden
Artık yoklar – ki onlarla susabilirdik
Artık yoklar – ki onlarla devinimsiz
tutabilirdik yolunu keşfedilmemiş bir dünyanın
kadim dostları farklı tanıyabilir
hayrete düşebilirdik birlikte
Artık yoklar – ki onlarla görebilirdik
ve artık yoklar – ki onlarla
- yadetmekten çok – yaşayabilirdik yeniden
o günleri – ki adeta gelecek zaman –
yaşamışız çoktan – yaşamışız zaten
Artık yoklar – ki onlarla ölebilirdik"
* Işığını Söndürme Sakın
Zahrad ( Zareh Yaldızcıyan)
Adam Yayınları/ Şiir Dizisi
Çeviri: Ohannes Şaşkal
173 s.