Özgün Keleşoğlu

14 Ağustos 2015

Ozan Tufan'ın Fenerbahçe'ye transferi 'parayı verenin düdüğü çalması'dır

Transfer döneminin Türkiye sınırları içerisinde en çok konuşulan ismi Ozan Tufan ve Bursaspor oldu

Her transfer sezonunda olduğumuz gibi her biri birbirine benzer hikayeler izliyoruz. Necati Cumalı'nın benzer şeyleri anlatan farklı hikayeleri gibi, Ay Büyürken Uyuyamam'da olduğu gibi dersler de çıkıyor. Kuşkusuz bu transfer döneminin Türkiye sınırları içerisinde en çok konuşulan ismi Ozan Tufan ve Bursaspor oldu. 

Bursaspor Başkanı'nın köyden şehre inmiş gibi bilinçsiz davranışları, filozof olarak adlandırılan benim de bu köşede birçok kez adından övgülerle andığım Şenol Güneş'in felsefe birinci sınıf öğrencisinin üniversitedeki her kızla tanışmak isteme psikolojisiyle hareket etmesi, Ozan Tufan'ın babasının çalışmasına kadar düşecek şekilde Bursaspor'dan ayrılmak istemesi ve en sonunda kaçınılmaz son olarak parayı verenin düdüğü çalması... 

Bunlar sadece Türkiye'de olabilecek şeyler...
Ay Büyürken Uyuyamam kitabının sadece Türkiye'de yazılabileceği gibi...

Ozan Tufan için verilen 7 Milyon Euro'luk bedel, Bursaspor gibi ekonomisi belirli bir takım için bulunmaz nimet... Fenerbahçe için ise bilindik ve şaşırılmayacak bir gerçek...

Bu sebeple verilen paraları tartışmak gereksiz. Biliniyor ki bu ülkede her alandaki piyasayı belirleyen sistem oligopoldür. Piyasayı belirleyen oligarşi de kime ne kadar vereceğine Türkiye Futbol Federasyonu Direktörü'nün koyduğu kuralları hiçe sayarak belirleyebiliyor. 

Kıroyum emme para bende durumu...
Bu sebeple Ozan Tufan'a verilen 7 milyon Euro'luk bonservis bedeli ve 1.7 Milyon Euro'luk maaşı tartışmayacağım.
Ozan Tufan kardeşimiz rahat olsun, babası değil artık yedi sülalesi çalışmak zorunda kalmaz. 
4 sezonda cebine girecek garanti nakit para 45 milyon TL civarında...
Güle güle harcasın. 

Bakıyorum, televizyonlarda Ozan Tufan'ı öven, yere göğe sığdıramayan sözler sarf ediliyor fakat burada unutulan bir şey var. Türkiye'de vefasızlık duygusu unutuluyor. Burada ülkece sevdiğimiz "adamlık" edebiyatı yapmıyorum. Ozan, özellikle bu sezon Volkan Şen'in kanatları altında yaşadı. Zaman zaman Serdar Aziz de onlara katıldı ama bu ikilinin ilişkisi bir başkaydı. 

Yapışık ikizler gibiydiler ve çok da eğlencelilerdi. Geçen sezon keyiflerini kaçıran tek şey Bursaspor'un ödemelerini geciktirmiş olması olabilir, bir de ödenmeyen ödemeler için ödendi belgesi imzalatılması...

Anlıyorum. Benim de iş verenim zamanında özlük haklarımı vermezse ben de o yerde durmam ama bunu mantıklı bir şekilde açıklarım. Ayrılana kadar da eski performansımı yerine getirerek ayrılmayı beklerim. Bu iş ahlakıdır. 

Ozan Tufan'ın ağabeyi Volkan Şen'in kendisine yakışır şekilde hareket ederek Bursaspor'dan ayrılması açıkçası Ozan Tufan'ı da tam olarak gaza getirdi. Ozan'ın eski menajeriyle yollarını nasıl ayırdığını bilen biliyor. Şanslı ki şuanda profesyonellik olarak harikalar yaratan bir menajeri var. Ve o menajer Fenerbahçe'de Ozan'ın çok işine yarayacak. 

Ozan Tufan'ın Fenerbahçe'ye transferi tamamen parayı verenin düdüğü çalmasıdır. Gelelim Beşiktaş ve Galatasaray'ın yaptıklarına...

Bu iki takım da tıpkı Türkiye'nin yarısından çoğu gibi olmayan parayı harcama peşine düştü. Kredi kartlarıyla ay sonunu getiren yurdum insanını örnek alan bu iki kulüp, pazarlığa yanaşmayan Bursaspor kulübüyle anlaşamadı. 

Bazılarıyla pazarlığa yanaşmayan Bursaspor ile pek hoş olmayan yollardan anlaşmaya çalıştı. Ardından da bazen nerede ne yapması gerektiğini iyi ayarlayamayan Bursaspor Başkanı Recep Bölükbaşı da "Benim Beşiktaş'a verilecek oyuncum yok" dedi. 

Bir diğer taraf Galatasaray da eski çağlardan kalan eskisini al yenisini ver taktiğini izledi. Sınırlamalar kaldırılmışken Galatasaray'ın kullanmadığını Bursaspor ne yapsın? Kulüp yöneten insanların artık bu bilince ulaşması gerekiyor. 

Bu açıklamadan yola çıkarak neden-sonuç ilişkisi kurarsak başlı başına rezil bir durumla karşı karşıyayız. 

Enes Ünal'ın transferinde neden böyle şeyler olmadı? 
Bu soruyu sormak gerekiyor. 

Keşke sizlere Ozan Tufan'ın Fenerbahçe'de oyun olarak neler yapacağı anlatabilseydim. Vitor Pereira bile neler olacağını bilemezken benim bunun söyleme ihtimalim maalesef yok.

Sadece kıyıdan giderek şunu söylemek gerek, Ozan Tufan denemeli. Özellikle Volkan Şen'in de Fenerbahçe'ye transferi olursa, Nani ile oluşturacakları kanatların konumu Ozan'a yol açacaktır. Tabii ki Ozan, Bursaspor'daki gibi denerse, korkmadan ileri gidebilirse...

Ayrıca, Ozan Tufan'ın oynaması gerek. Fenerbahçe'nin orta sahasında Mehmet Topal, Souza, Ozan Tufan ve Meireles var. Fenerbahçe bu 4 isme toplam 30 milyon Euro bonservis bedeli ödedi. Ve bu isimlerden ikisi her şekilde yedek kalacak. Vitor Pereira bu durumu nasıl ayarlayacak nasıl bir düzen kuracak göreceğiz. Çünkü ortada herhangi bir düzen yok. 

Söylemek gerek, babasının çalışmasını bile ortaya atacak yapıda biri bana göre şımarıktır. Fenerbahçe'de Orhan Şam, Serdar Kesimal, İlhan Parlak ya da yeni Mehmet Topuz olmaması için tek sebep var: İstanbul'da yatarak hesabına tıkır tıkır yatan parasıyla sefa sürmek. Bildiğiniz gibi İstanbul takımlarında bunun onlarca örneği var. 

Ozan'ın bunlardan biri olmaması için hedefini Avrupa olarak belirlemesi gerek, tıpkı Enes Ünal gibi...

Bağlayalım.
Ay Büyürken Uyuyamam ile başlamıştık. Filmini de izlemişsinizdir. Filmin "şeytan taşlama" sahnesinde deprem benzeri bir şey olur. 
Bayağı komik bir sahnedir. 

Açıkçası Ozan Tufan'ın transferi sürecinde olanlar da Ay Büyürken Uyuyamam filminin bahsettiğim sahnesi kadar komiktir. 

Umarım bu hikayenin devamı traji-komik olmaz...