İki gün önce mahalleden esnaf ağabeyimiz Seyit ağabeyin annesinin cenazesine gittik. Fatiha okuduk, mekanını cennete eyleyip Hakk’ın rahmetine yolculadık. Adettendir diye cantık ve ayran (ya da su) dağıttılar. Biz de bize düşeni aldık, baş sağlığı diledik ve gittik. Mezarlıktaki tek cenaze Seyit ağabeyin değildi, diğer cenaze sahipleri de cantık ve ayran ikramı yapmışlardı. Çıkış kapısına doğru yürürken gördüm, mezarların yanına bırakılmış ayran, su çöplerini ve cantık kağıtlarını…
İnsanlarımıza ne desem az kalır dedim ve devam ettim.
İki gün önce mezarlıkta gördüğüm o çöpler bugün Manisa’da oynanan Süper Kupa maçında sahaya atıldı. Ve artık o kadar alıştık ki o pet şişelere, yabancımız değillerdi. Ailemizden biri olmuşlardı. Cenazemize bile geliyor, maçları bizimle izliyorlardı.
Sahada oynanan futbolun ise o pet şişelerin dibinde kalan su damlası kadar değeri yoktu. Olmayacak da…
Evet. Fenerbahçe, Süper Kupa’nın sahibi oldu. Tebrik edelim. Konumuz Süper Kupa’nın kimin kazandığı olsaydı keşke ama ben Züğürt Ağa tesellisi yapmayarak domateslerden, futbolcu davranışlarından, Federasyonun Passolig’inden konuşmak istiyorum.
Dediler ki “kadınlarınızla çocuklarınızla maça gidebileceksiniz. Sokakta gördüğünüzde yolunuzu değiştirdiğiniz o çapulcular artık tribünlere giremeyecek.” Tribünler onlarındır, kendi ellerimizle teslim ettik. Yabancı olan maddelerle ahbap olarak tribünlerimizi Passolig sahiplerine verdik. Hayrını görmeyecekler, bugünkü tablonun sebebi olan Passolig’in akıl babaları gün gelecek o sahaya atılan pet şişelerin dibindeki suya muhtaç kalacaklar. Süper Kupa’yı kutlarken…
Mevsim yaz tabi ki, domates güzel olur. Ben bu konu hakkında fazla yorum yapmayacağım. Sabah kahvaltıda kaşar peynirle bol bol domates yedim. Manisa’da oynanan ve Soma anısına yapılan maçta atılan domatesler sayesinde benim kahvaltı masama çok benzedi. Sabahki kahvaltımla aynı menüye sahipti…
Ve tabi ki domatesle zenginleşen kahvaltı menüsünün olmazsa olmazları, futbolcularımız. Muslera’ya, Mehmet Topal’a, Kuyt’a ve Semih’e… Sahada dürüst kalmış kim varsa selam olsun. Süper Kupa size feda olsun. Ahbap olduğumuz maddeleri sahaya atanlara, önümüze Passolig’i dayatıp bizi ‘adam’ edebileceklerine inanlara bari siz futbolunuzla cevap vermeye çalışın.
Umarım bir gün sizlerle beraber bunu başaracağız.
Ama siz de penaltı kaçıran meslektaşlarınızın sırtına atlarsanız, ayaklarına basıp onlara kafa tutarsanız bize dayatılan umut yine Passolig olur. Eğitim yerine…
Diyorlar ya, ‘Dünya Derbisi’ diye. Yakıştı. Çok yakıştı, bu oynanan maç -adı her neyse- dünyaya çok yakıştı.
Size dünyanızda pet şişelerle, birbirinin sırtına atlayan futbolcularınızla, ne yaptığını bilmeyen hakemlerinizle mutluluklar.
Sahaya fazladan domates atılırsa bizi de görün. Kaşar peynirle iyi gidiyor.