Avrupa Ligi’nde şoka uğramış Bursaspor ile Süper Kupa’da Fenerbahçe’ye mağlup olmuş Galatasaray için de Süper Lig’in ilk maçı kuşkusuz çok önemliydi. Ev sahibi ekibin cezası nedeniyle tribünlerin neredeyse üçte ikisini kullanmaması da maçın seyrini oldukça etkiledi.
Cesare Prandelli, beklenmeyen bir şekilde 4-3-2-1 dizilimi ile başka bir deyişle çam ağacı dizilimiyle çıktı. Yekta, Melo ve Selçuk’tan oluşan üçlünün önünde Bruma ve Sneijder vardı ancak bu dizilim belli ki bir denemeydi ki hücum düzenlemesinden kafaların karıştığı görüldü. Birkaç bilgiye sahip insanların kafası karışır. Kafası karışık Galatasaray orta sahası, kafasında bilgi olmadığı için karışması da beklenmeyen Bursaspor orta sahası karşısında oldukça rahattı. Hücuma çıkmaktan bile aciz olan Bursaspor orta saha üçlüsü, kanat oyuncuları ve bekleri karşısında Galatasaray kötü oyununa rağmen Bursa’dan 6 yıl sonra 3 puanla dönmeyi bildi.
Ev sahibi olduğu için futbolcularının yetenekleri göz ardı edip tempo yapmaya çalışan Bursaspor, bunu beklendiği gibi eline yüzüne bulaştırınca, Galatasaray’ın da kafa karışıklığı sebebiyle sadece Burak’a ara top atma girişimi sonunca ilk yarı golsüz şekilde sona erdi.
Gollerin anlatılacak bir şeyi yok. Kontra atak, futbolun altyapı eğitimini iyi almış birkaç ayağın paslaşması ve gol. Abartılacak bir konu değil. Maç da abartılacak bir maç değildi zaten.
Yazısının yazılması bile ilginç olan bu maçın, futbola benzemesinin yolu bana göre ev sahibi ekipten geçiyordu. Bursaspor takımında neden, nasıl, kim tarafından oynatıldıkları tartışılır olan Bakaye Traore, Bekir Yılmaz, Ferhat Kiraz gibi oyuncularla maça başlayan bir takımın zaten teknik direktörü Prandelli olan takımı yenebilmesi ender görülecek bir olaydır. Prandelli’nin Galatasaray’ı, elinde sadece Volkan Şen’i olan Bursaspor karşısında zaman zaman zorlanmasının ise iki sebebi vardır.
Biri çam ağacı dizilimi, diğeri bek oyuncularının oynadıkları oyunun futbol olmaması…
Veysel Sarı ve Hakan Balta’dan bahsediyorum.
Bu iki bek oyuncusu hakkında fazla konuşmaya da gerek yok, kelimelerin kıymetini bilelim. Bursaspor’un Holmen, Belluschi, Josue ve Ozan İpek’ten yararlanmanın önüne Bekir, Bakaye Traore ve Ferhat Kiraz gibileri koyduğunu da konuşmaya gerek yok. Süper Lig’de tribünlerin boş kalmasını sağlayan gereksiz uygulamalar gibi Bruma’nın Burak’a attığı pas ve Burak’ın o pasa yaptığı vuruş sonrası olan gol dışında kayda değer bir şey yoktu.
Futbol anlamında da Bruma ve Burak iş birliği bana yetti. Bu ligden de fazlasını beklememek gerek.