Özgün Keleşoğlu

29 Nisan 2014

Günü kurtarma şampiyonluğu

Süper Lig’in en iyi kadrosuna sahip takımı, beklendiği gibi şampiyon oldu. Ligde en çok karşılık bulan futbol sistemini de benimseyen Fenerbahçe, rakiplerinin de katkısıyla Nisan ayında şampiyonluğunu ilan etmeseydi. Rakipleri iyi olsaydı da Mayıs’ta ederdi. Tebrik edelim…

Süper Lig’in en iyi kadrosuna sahip takımı, beklendiği gibi şampiyon oldu. Ligde en çok karşılık bulan futbol sistemini de benimseyen Fenerbahçe, rakiplerinin de katkısıyla Nisan ayında şampiyonluğunu ilan etmeseydi. Rakipleri iyi olsaydı da Mayıs’ta ederdi. Tebrik edelim…

Geçen sezon Avrupa Ligi’nde yarı final oynayan kadroya Emenike, Bruno Alves, Kadlec ve Alper Potuk transferleriyle katkı yapan, bu oyuncular için bonservis ücretine 25 milyon Euro’nun üstüne para ödeyen Fenerbahçe’nin kazandığı bu şampiyonluğu 3 Temmuz sürecinden zaferle çıkılması anlamına sürükleyenler var.

Bu sezonun takımı geçen sezon Aykut Kocaman’ın elinde olsaydı Süper Lig ve Avrupa Ligi şampiyonlukları aynı sezon gelebilirdi. Abartmaya gerek yok.

Hele hele başrole çıkan Aziz Yıldırım’ın önderliğinde kazanılmış gibi gözüken ve Teknik Direktör Ersun Yanal’ı, Süper Lig’in en egolu teknik adamlarından Ersun Yanal’ı taca atan Fenerbahçe’nin bu şampiyonluğu geleceğe ışık tutacak cinsten bir şampiyonluk değildir.

Ersun Yanal ile 5 dakika konuştuktan sonra “Sana şampiyon yapman için 1 yıl süre veriyoruz. Şampiyon yapmazsan gidersin, takımı şampiyon yaparsan kalıp kalmayacağına biz karar veririz” diyen yönetim sözde kalan hareketlerle Yanal’ı öne atsa da futbolcu grubu her şeyi ortaya çıkartıyor. Geçen sezon Avrupa Ligi’nde Benfica galibiyetinin ardından Aykut Kocaman ile oyuncuların yaşadıklarının yarısı bile Rizespor maçının ardından Ersun Yanal ile oyuncular arasında yaşanmadı. Lizbon’da oynanan maçın ardından Aykut Kocaman ve oyuncuların görüntüsünün oluşması ise bu ortamda mümkün gözükmüyor.

Fark şurada. Aykut Kocaman’ın elde ettiği başarılar da başarısızlıklar da geleceğe dönük umut veriyordu.  Ersun Yanal’ın yönettiği takım ve Ersun Yanal’ın benliği sadece bu sezon için düşünülmüş gibi… Günü kurtaran şampiyonluk görevini bana göre tamamladı, asıl soru şu: Bundan sonra ne olacak?

 

Ersun Yanal Avrupa’da başarılı olamaz

 

Ersun Yanal’ın bu sezon uyguladığı taktik, özellikle iç sahada işlettiği düzen kabul edelim ki sadece Türkiye’de iş yapar. Anadolu’nun tabiriyle deli danalar gibi hücuma çıkan, Mehmet Topal’ın insan üstü güçleri olduğuna inanmamızı sağlayan bu sistem ile Mustafa Denizli’nin Fenerbahçe’sinin Avrupa’da düştüğü duruma düşersin, 0 çekersin.

Ersun Yanal taktiğini değiştirir mi?

Bunu hiç yapmadı.

Ersun Yanal taktiğine B planı ekleyebilir mi?

Bunu hiç yapamadı.

Ersun Yanal taktiğine geliştirebilecek oyun için plan ve uygulama geliştirebildi mi?

Bunu da hiç yapamadı, yapacağa da benzemiyor.

 

3 Temmuz’un zaferi mi?

 

Fenerbahçe yönetiminin yaşadığı durumu az da olsa anlayabiliyorum. Hayatımda hiç şike yapmadım ancak gelecek tebligatı bekleme gerginliğini yaşadım. Bu durumda tamamen insancıl düşüncelerle konuya yaklaşırsak, Aziz Yıldırım’ın bu şampiyonluğu yaşayarak cezaevine girecek olması kendi açısından sevindirici olmuştur. Son haftalarda da futbolcu grubunu etkileyen faktörlerin başında gelen bu durum, her zaman bu şampiyonluğu özel kılacaktır.

Fenerbahçe’nin Süper Lig’de kazandığı maçları düşünerek, şampiyonluktaki kilit maçları yazarak kapılar açmaya gerek yok. Bu yazıyı okumaya yeltenen biri o maçları bilir zaten, burada konuşulması gereken konu gelecek sezon Fenerbahçe bu sezon olduğu gibi tek kulvarda mı mücadele edecek, yoksa işin içine Avrupa da eklenecek mi?

Benim hissiyatım ekleneceği yönünde…

Eğer Fenerbahçe, Şampiyonlar Ligi’nde mücadele ederse ve gruptan çıkarsa işte o zaman tam anlamıyla 3 Temmuz’un zaferi olmuş olur. 3 Temmuz’un sonrasında sahada yaşanan yerel başarının ardından, masada kazanılan başarıdan sonra Avrupa’da gelecek bir başarı Fenerbahçe’yi zihinsel açıdan daha da ileri götürecektir.

Zihinsel açıdan daha da ileri götürmesi,GS Store gibi iş yerlerinin yağmalanmaması açısından önemlidir.

Zihinsel açıdan gelişmenin başka bir anlamı da futbolculara verdiğiniz maaşlardır.

İki örnek vererek meseleyi uzatmamak ve kimsenin parasında gözüm olmadığını belirtmek istiyorum.

Mehmet Topuz ve Serdar Kesimal gibi futbolculara verilen maaşlar, şanslar ve önem altyapıdan çıkan herhangi iki çocuğa verilseydi bu şampiyonluk o çocuklarla daha da anlamlı olabilirdi.