17 Şubat 2011
İki Yol, İki Ülke
Iraklı kimya mühendisi Rafid Ahmed Alwan el-Cenabi, 1995 yılında Saddam...
Iraklı kimya mühendisi Rafid Ahmed Alwan el-Cenabi, 1995 yılında Saddam Hüseyin rejiminden kaçtı. Ardından Amerikan ve Alman istihbaratına, Irak'ın biyolojik silahlar ürettiğini, bu silahların kamyonlarla taşınabildiği bilgisini verdi. Irak'ta kimyasal silah olduğu gerekçesiyle Amerika, Afganistan'ın ardından Irak'a girdi. Irak'a "demokrasi" getirirken de kimyasal silahlar bir türlü bulunamadı. Bulunamadı ama demokrasi ithal edildi. Önce heykeller devrildikten sonra uzun süre saklanan lider de bulundu ve asıldı. Bölgeye ileri bir demokrasi anlayışı geldi.
Geldi işte "bir şeyler" Irak'ın başına. İthal edilen bu demokrasi, ithalatın kuralları gereği, geçmişin "kanlı" iktidarını astı, sayısız adam öldürdü ve "yeni bir demokrasiyi" de kurdu.
Yeni Irak
Irak bugün Müslüman ve federal bir yapıyla yönetiliyor. Aynı zamanda temsili parlamenter sisteme dayalı demokratik bir ülke. Elbette ülkenin sadece demokrasisini değil altyapısını da yeniden yapılandırmak gerekirdi. 2004 ile 2007 arasında 5 milyar dolar güvenlik güçlerine, 8 milyar dolar petrol altyapısına, 35.82 milyar dolar temel altyapı masraflarına harcandı.
Bugün ise El-Cenabi, Guardian'a "Bana bir yalan söyleyerek Irak rejimini devirme şansı verilmişti. Ben ve oğullarım Irak'a bir parça da olsa demokrasinin gelmesine neden olmaktan gurur duyuyoruz" dedi.
Gurur duyulan demokrasi "gayriresmi" rakamlara göre kaç kişinin canına mal oldu?
"Küresel Adalet Projesi"nde bunlar sadece teferruattı.
İleri Demokrasi
İki konunun aynı zamana denk gelmesi ilginç bir tesadüf aslında. Demokrasi kavramının medyada nasıl oluşturulduğuna dair de önemli bir ipucu.
Üç gün önce ODA TV haber sitesi basıldı ve 4 çalışanı gözaltına alındı. Ergenekon soruşturmasının bir parçası olarak medyaya servis edildi. Medyada hemen herkesin sesi aynı noktada birleşti: karşıt görüşü susturma ve basın özgürlüğüne kısıtlama getirilmesi. Özellikle eleştirel gazeteciliğe karşı bir çıkışın varlığı vurgulandı. İfade özgürlüğünün kısıtlanmasına taraf olmak demokrasiye karşı işlenmiş bir suçtur.
Bir yandan, demokrasi ve insan hakları, dünya üzerinde "siyaseten" en çok kullanılan kavramlar arasında.
"İleri demokrasi" muhtemel bir "küresel adalet projesi" çerçevesinde geliyor.
Daha karmaşık günler bizi bekliyor. Komşu ve farklı iki ülke, iki farklı zaman aralığı. Demokrasilerin "yeniden" konumlanması. Ülkenin yeni altyapılara milyar dolarlar harcanması.
"İki yol var demiştin
Hangisini seçeyim?"