Özdemir Aktan

26 Temmuz 2020

Siyah hayatlar önemli midir?

Sayıları hiç de az olmayan sağduyulu insanlar tarafından geçmişin sorgulanması umalım ki gelecek nesillere doğru yolu göstersin

George Floyd'un polis tarafından boğularak öldürülmesi çok sayıdaki örneklerinden yalnızca biriydi ama bu kez tüm dünyanın tepkisini çekti. ABD'de yaşayanların yaklaşık yüzde 14'ü siyah derililerden oluşmakta ama bir siyahinin polis tarafından öldürülme olasılığı bir beyazınkinin en az iki katı. Bu uluslararası tepki davranış biçimlerini değiştirecek mi hep birlikte göreceğiz. Kölelerin özgür bırakılıp bırakılmaması anlaşmazlığında birbirleriyle dört yıl savaşıp geride yaklaşık 700 bin ölü bırakmış bir toplumun torunları ırk ayrımı sorununu hâlâ çözebilmiş değil.

J. Marion Sims (1813-1883) ismi cerrahlar ve özellikle de kadın doğum uzmanı hekimler tarafından çok iyi bilinir. Kendi adı ile anılan, jinekolojik muayenede kullanılan bir ekartör halen kullanılmaktadır. Pelvik muayene için veya ameliyatlarda hastanın yan yatarak aldığı pozisyon ise "lateral Sims pozisyonu" olarak bilinir. Marion Sims modern jinekolojinin öncülerinden biri, hatta en önemlisi olarak anılır.

Yapmış olduğu önemli katkılardan biri de sık ve zor doğum yapan kadınlarda görülen veziko-vajinal fistüllerin onarımıdır.

1807'de Amerika'ya köle getirilmesi yasaklanınca çalıştırılacak köle açığı baş gösterir ve fiyatlar yükselir. Çocukların annelerinden ayrılıp pamuk tarlalarında çalışma yaşı sadece sekizdir. Kız çocuklar ise tarlalarda çalışmanın yanısıra çok sayıda çocuk doğurmakla yükümlüdür. Çok erken yaşlarda ve sık doğum yapan kadınlarda zorlanmaya bağlı olarak mesane ile vajen arasında bir delik oluşmakta ve bu kadınlar idrarını tutamamaktadır. Zaman zaman vajen ile rektum arasında da oluşan delikler bu kadınların dışkılarının kontrolsüz bir şekilde akmasına neden olabilmektedir.

Bu şekilde fistül gelişen köleler çocuk doğuramaz ve iş göremez duruma geldiklerinden gözden çıkarılmış olurlardı. Sims bu tür köleleri alarak canlı kobaylar olarak kullanmış.

1835-1849 yılları arasında Alabama'da hekimlik yaptığı dönemde onlarca köleyi anestezi olmadan ameliyat ettiği kayıtlarda geçiyor. Yaptığı ameliyatlarla iyi ettiği üç kadın, Lucy, Anarcha ve Betsey ise Sims'in övünerek 1852 ve 1854'te iki ayrı tıp dergisinde yayınlamış olduğu hastalar. Anarcha 14, Lucy ise 18 yaşında imiş. Tekniğini geliştirmek için Sims Anarcha'yı otuz kez ameliyat etmiş. Sims notlarında "Lucy'nin ameliyat sonrası kendine gelebilmesi için 2-3 ay geçmesi gerekti" diyor. Sims yazılarında hastaların köle olduklarından söz etmez ve "tam onaylarının" alındığını belirtir.

 

Siyah kölelerin daha az ağrı duyduğuna inanan Sims bu ameliyatlarını anestezi kullanmadan diğer meslektaşlarının da önünde defalarca gerçekleştirmiş. Hakkını da yemeyelim: O dönemde eter anestezisi uygulanıyor ama henüz yaygın kullanımda değil ve bu tür işlemler genelde afyon yardımı ile yapılıyor. Ancak Sims hiçbir uyuşturucu madde kullanmaz ve bu o dönemde bile meslektaşlarının tepkisini çeker.

1853'te New York'a taşınan Sims, iki yıl sonra dünyanın ilk kadın hastanesini açtığında hem ünlü hem de kahraman olmuştur.

New York için yapmış olduğu hizmetler karşılığı heykeli ilk kez 1890'da yapılır ve 1934'te ise Central Park'a dikilir. Bu heykel 2018'e kadar yerinde kaldı ve yaygın protestolar sonrası kaldırıldı. Aynı şekilde Alabama Üniversitesi'ndeki portresi de depodaki yerini aldı. Sayıları hiç de az olmayan sağduyulu insanlar tarafından geçmişin sorgulanması umalım ki gelecek nesillere doğru yolu göstersin.

Sims'in çalışmaları Nazi doktorların yaptıklarından farklı değil. Arada neredeyse yüz yıl var ama mantık aynı. Tartışmalardan birisi de bu şekilde elde edilmiş olan tıbbi bilgilerin kullanılıp kullanılmayacağı. Olanlar olmuş, geçmiş gitmiş diyebilir miyiz? Net bir cevap yok elbette, birçok etik tartışmada olduğu gibi.

Nazi tarafına dönersek, elde edilen tıbbi bilgiler oldukça fazla. Bunlardan birisi de Eduard Pernkopf tarafından hazırlanmış olan anatomi atlası. Çok ince detaylara inebilen, mükemmel denilebilecek bir atlas oluşturmuş Pernkopf. Ancak, atlasın anatomi modelleri Nazi kamplarındaki kurbanlar. Bu atlasın tüm kütüphanelerden yok edilmesini savunanlar yanında, eğitim amaçlı kullanılmasının tıbbın yaratabileceği dehşeti hatırlatması açısından yararlı olabileceğini savunanlar da var. Atlasın internette binlerce dolara satıldığını da hatırlatmakta yarar var.