Özdemir Aktan

22 Aralık 2024

Sağlık taramaları ne zaman başlamalı?

Tarama testlerine saygı gösterip gerekenleri yerine getirmeliyiz. Tarama testleri toplumda sık görülen hastalıklar için yapılır: Meme, kalın bağırsak, prostat ve rahim ağzı kanserleri basit yöntemlerle saptanıyor ve erken yakalandığında da tedavi edilebiliyor

Dost sohbetlerinde sağlık konuları her zaman gündemdedir. Hele bir de yakın arkadaşlardan birinde bir hastalık, özellikle de kanser ortaya çıkmışsa hemen öneriler, uyarılar başlar. İyi de olur.

Bu sohbetlerde sıklıkla kanserin toplumda artıp artmadığı tartışılır. İnsan ömrü uzadıkça ve hekime başvurular arttıkça daha fazla sayıda kanser görüldüğü bir gerçek. Bazı kanserler erken yaşlarda görülebilir. Örneğin, testis ve tiroid kanserleri ile lösemi ve lenfoma gibi sorunların erken yaşlarda görülmesi şaşırtıcı olmaz.

Ancak son yıllarda diğer kanser türlerinin de genç hastalarda görülme oranlarının artıyor olduğu gerçeği ortaya çıktı.

Amerikan Kanser Birliği’nin 2023 raporunda kalın bağırsak kanserlerinin yüzde 20’sinin 55 yaş altında görüldüğü bildirildi. Özetle, her beş kalın bağırsak kanserinin biri genç yaşta görülmekte. 1995 yılında ise bu oran yüzde 11 imiş, yani onda bir.

Üstelik de bu hastalar incelendiğinde önemli bir kısmında ailede kanser öyküsünün olmadığı, obez olmadıkları ve düzenli egzersiz yapıyor oldukları da görülmüş. Kanser oluşumunu arttıran ülseratif kolit gibi hastalıklar da bu artıştan sorumlu tutulmuyor.

Bu hasta grubunda bir başka sorun ise hastalık bulgu verse bile hastalar ve hekimler tarafından erken yaş nedeni ile öncelikli olarak kanserin düşünülmemesi. Dışkıda kan, karın ağrısı, kansızlık, kilo kaybı, defekasyon alışkanlıklarının değişmesi gibi kanser habercileri dikkate alınmadığından bu hastalarda tanının daha geç bir evrede konuluyor olması da ayrı bir gerçek.

Meme kanserine dönüp baktığımızda da benzer bir durum ortaya çıkıyor. Meme Hastalıkları Dernekleri Federasyonu’nun 19.280 hastada yaptığı çalışmada Türkiye’de meme kanserlerinin yüzde 47’sinin elli yaş altı kadınlarda görüldüğü saptanmış. Ayrıca bu hastaların yüzde 16’sı ise kırk yaşın altındaymış.

Neden böyle olduğu konusunda ise net bir bilgi yok. İş gelip yaşam tarzına kilitleniyor. İşlenmiş, endüstriyel gıdaların daha fazla tüketilmesi zanlılar arasında. Aynı şekilde, genetik yatkınlık, az hareket gibi konular da gündemde ama tek başına bunların görünen değişimi açıklamakta yetersiz kaldığı da açıkça ortada. Amerikan Kanser Birliği’nin raporunda erken yaşta kolon kanseri olanlar arasında sporunu yapan, iyi beslenenlerin de olması şaşırtıcı olmuş.

Sağlık Bakanlığı meme ve kalın bağırsak kanserleri için tarama programları açıklıyor. Ne oranda uygulanabiliyor konusu ayrı elbette. Meme kanseri için öneri 40-69 yaş arası kadınlarda iki yılda bir mammografi çekilmesi. Kalın bağırsak kanseri için ise 50-70 yaş aralığındaki erkek ve kadınlara iki yılda bir dışkıda gizli kan bakılması ve 50 yaştan başlayarak on yılda bir kolonoskopi yapılması.

ABD’de kolonoskopi ile taramaların 45 hatta 40 yaşa çekilmesi tartışılıyor. Ancak, kolonoskopi hazırlığı kolay olmayan, uygulama sırasında da az da olsa riskler içeren bir yöntem. Dışkıda kan bakılması yeterli olmuyor. Son yıllarda yeni yöntemler de kullanılıyor ama hiçbiri kolonoskopinin yerini almış değil.

Ne mi yapalım? Öncelikle sporu ve hareketliliği alışkanlık haline getirip fazla kilolardan kurtulmanın yollarını bulmalıyız. Tarama testlerine saygı gösterip gerekenleri yerine getirmeliyiz. Tarama testleri toplumda sık görülen hastalıklar için yapılır: Meme, kalın bağırsak, prostat ve rahim ağzı kanserleri basit yöntemlerle saptanıyor ve erken yakalandığında da tedavi edilebiliyor.

Bedenimiz en kıymetli varlığımız ve saygıyı hak ediyor.

A. Özdemir Aktan kimdir?

A. Özdemir Aktan, Ankara'da doğdu. İlkokulu Rize'de bitirdikten sonra ortaokulu Talas Amerikan Kolejinde, liseyi ise Tarsus Amerikan Kolejinde bitirdi.

1971 yılında girdiği Hacettepe Tıp Fakültesini 1977 yılında bitirdi ve aynı yıl Hacettepe Tıp Fakültesi Genel Cerrahi asistanı oldu.

!982 yılında genel cerrahi uzmanı olduktan sonra askerlik ve zorunlu hizmet sonrası 1986 yılında Gazi Üniversitesinde yardımcı doçent olarak akademik kariyerine başladı. 1988'de Marmara Üniversitesine geçtikten sonra aynı yıl doçent ve 1994 yılında da profesör oldu.

Marmara Üniversitesinde 27 yıl görev yaptıktan sonra 2015 yılında KHK ile üniversiteden uzaklaştırıldı.

İstanbul Tabip Odasında değişik görevlerden sonra 2006-2010 yılları arasında İTO başkanı, 2010-2012 yılları arasında TTB Merkez Konseyi ikinci başkanlığı ve 2012-2014 yıllarında ise TTB Merkez Konseyi başkanlığı yaptı. İTO anılarını "Savaş Köprüleri Vurur" ve TTB anılarını "Hekimler Suç İşliyor" isimli kitaplarda yayımladı.

Halen hekimlik mesleğine ve TTB aktivistliğine devam ediyor.

Evli ve iki çocuk babası.