Olayın -hayır rezilliğin- ayrıntılarına girmek gerekmiyor. Bir protesto gösterisi sırasında polis göstericileri dağıtmak isterken, aralarından biri yakalamaya çalıştığı bir genç kadına tacizde bulunuyor. Fotoğraflarda, videolarda açıkça gördüğümüz gibi, utanarak ve içimiz bulanarak adlı adınca söyleyecek olursak, genç kızı parmaklıyor.
Yanlış anlaşıldı, heyecandan ne yaptığını bilmiyordu, göstericiyi tutmaya çalışıyordu yavelerine sığınmaya kimse kalkışmasın. Çocukluktan itibaren “yerli ve milli” sapık erkeklerden parmak yeme konusunda doktora yapmış Türkiyeli kadınlar, popoda dolaşan o iğrenç parmağın ne anlama geldiğini iyi bilirler.
Buraya kadar, “normal yurdum erkeği”nin olağan sapık davranışlarından biri deyip yapan adına utanmakla, ayıplamakla yetinebilirsiniz. Her kurumda, her çevrede, poliste de sapıklar, hastalar olabilir diye düşünebilirsiniz. Ürkütücü olan sonrası.
O polisin bağlı olduğu Emniyet Teşkilatı’nın, zevahiri kurtarmak için de olsa, tacizin failinin görevden alındığını, hakkında soruşturma başlatıldığını açıklamasını, yetkili üst makamlar tarafından mağdurdan ve toplumdan özür dilenmesini bekliyorsunuz, değil mi? Çok beklersiniz. Yetkili etkili kim varsa, başta İçişleri Bakanı sıfatı taşıyan zat olmak üzere, tacize uğrayan genç kadının babasından başlayıp erkek kardeşinden, soyundan sopundan çıkıyorlar. Babası öğretmenmiş de FETÖ’cü olduğu şüphesiyle meslekten uzaklaştırılmış, erkek kardeşi bilmem hangi örgüttenmiş, tacize uğrayan genç kız zaten “proje kadın”mış ve de protesto gösterilerine katılan bir kadın böyle davranışları (parmaklanmayı) göze almalıymış.
Bir de AKP milletvekili bir kadın var: Özlem Zengin. Bir sürü kadın derneğinin kurucusu, yöneticisi; milletvekili olmazdan önce Tayyip Erdoğan’ın başdanışmanlarından bir hanım. “Kötü bir şey, ama görmedik, araştırılmalı” falan diye laf geveliyor. Neyi araştıracaksın? O rezil parmağı senden başka herkes gördü hanım kızım. En azından, kadın olduğun için sus.
Rezil olay ana akım televizyonlarda yer almıyor, zerzevat muhalefeti kanallar da parmak sahnesi sansürlenmiş olarak veriyorlar. Taciz olayı HDP milletvekilleri ve CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu tarafından Meclis’e getiriliyor ama kimin umurunda.
Hani bazen gerçek anlamda kusmak gelir ya insana
Bu ülkede, irili ufaklı iktidar odaklarının ve de onların eteklerine yapışmış ahlaksız, vicdansız güruhun yaptıkları, söyledikleri, savundukları karşısında mide bulantısına, kusma duygusuna kapılmadan yaşamak giderek imkânsızlaşıyor.
Daha neler neler oluyor, sen de buna mı taktın, demeyin. Taciz olayının, kendisini fersah fersah aşan bir anlamı var: Bu olay karşısında yetkililerin takındığı tavır, en iyi temsilcisini AKP-MHP koalisyonunda bulan eril iktidar zihniyetinin aynasıdır. Geçenlerde, bir AKP İlçe Başkanı, “Hırsız bizim hırsızımızsa sahip çıkacağız” demişti. Tacizci, tecavüzcü bizim tacizcimiz, bizim tecavüzcümüzse, ona da sahip çıkarız. Ahlaksızlık, değersizlik, vicdansızlık, saldırganlık, sapıklık, bizimkiler yapıyorsa suç değildir; arkalarında dururuz.
Siyasetten umut yok, Diyanet’e soralım
Hani bunlar bir de dindarlık, Müslümanlık iddiasındalar ya! O yüzden Diyanet Başkanlığı’na sormak istiyorum: Hangi kadınları parmaklamak, taciz etmek, tecavüz etmek caizdir? En tepelerdeki muktedirlerin sözlerinden -ya da sessizliklerinden- anladığımıza göre, babaları KHK ile işten çıkartılmış olanlar, kardeşleri şu veya bu örgüte üye olanlar, protesto gösterilerine katılanlar, örtülü ya da örtüsüz bilumum muhalifler tacize, tecavüze, parmaklanmaya uğrayabilirlermiş. Yüce katınıza soruyorum şimdi: Kimlere parmak atmak caizdir, kimlere atılamaz? Bir fetva çıkarın ki ona göre hareket edelim.
Neme lâzım! Yaş seksene dayanmış da olsa, devri iktidarınızda ne özgürlüğümüz, ne hayatımız, ne de popolarımız güvende. Fetvayı verin ki ona göre önlem alalım.
Son söz de Sayın Erdoğan’a: Senin örtülü bacına parmak atıldı Reis, haberin var mı? Hem de öyle mitomanik yalanlarla, “proje senaryolar”la, üstleri çıplak, alınları bandanalı uzaydan gelmiş yaratıklar değil, senin polisin tarafından.
Haberin yoksa, yazık; çevrende, bu ülkede neler olup bittiğini saklamaya çalışanlar var demek ki. Peki haberin varsa ne yapmayı düşünüyorsun? Hem o polise, hem de onun gibileri koruyup cesaretlendiren İçişleri Bakanı’na?