Gelecek hafta pazar günü yerel seçimler yapılacak Türkiye’de. Seçimden önce bu köşede yayınlanacak olan son yazı bu. Seçim gecesi nelerin yaşanabileceği konusunda düşündüklerimi bugünden yazıp bir hafta önceden kimsenin moralini bozmak istemem ama şu kadarını söyleyeyim, Türkiye’nin bugünkü ortamında bir hafta çok uzun bir süre, bu bir hafta içinde kimin ne yapacağını, seçmenlerin aklını çelmek ve oylarını kapmak için hangi çılgın vaatlerde bulunacağını, kimler hakkında uydurmasyon haberler uçurulacağını ve hangi fantastik hikayelerin anlatılacağını kestirmek olanaksız.
Ekonomide neler yaşanabilir?
Ekonomiden bir pencere açayım önce, o cephede her kafadan bir ses çıkıyor, seçime kadar ve seçimden sonra olabilecekler konusunda çok farklı senaryolar yazılıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oyuncağı olmaktan kurtulduktan sonra faizleri yükselterek Türkiye’nin finans dünyasındaki itibarını az da olsa yükselten yeni TC Merkez Bankası yönetiminin seçimlere kadar bu duruşu sürdüreceği sanılıyor.
Öte yandan bu programın güçlü bir dış finansman desteği olmadan amacına varamayacağını, Türkiye’nin acilen dış kaynak ihtiyacını karşılaması gerektiğini söyleyenler de var. Seçimden sonra bir zam sağanağının kaçınılmaz olduğunu iddia edenler de sesini duyuruyor.
Astrologlar kaygılı, altın karaborsada
Pazar akşamı bir TV kanalında tanınmış bir astrologun uyarılarını dinledim, tehlikeli astrolojik olaylara gebe olan nisan ayında Türkiye’de 1994 Çiller krizini gölgede bırakacak boyutta büyük bir şok yaşanabileceğini iddia ediyordu.
Önümüzdeki bir hafta içinde emeklilere yapılacak yeni vaatler ve sağlanacak promosyonlar konusunda yeni gelişmeler yaşanacak gibi görünüyor. Kimilerini en çok tedirgin eden haber ise altın piyasasından geldi. Altın karaborsaya düşmüştü ve kısa sürede ucuzlaması da pek mümkün görünmüyordu.
Büyük bir kumarhanede yaşıyoruz
Şu anda Türkiye’de büyük bir kumarhanede yaşıyoruz aslında. Küçük bir çocukken pul koleksiyonu yapmamı özendirmek için bana hediye edilen eski Almanya pullarının üzerindeki 6-7 sıfırlı rakamları görünce şaşırmıştım. Türkiye’deki hiçbir fiyata şaşırmıyorum artık, çünkü enflasyon iyice çığırından çıktı, Türk lirası maskara oldu. Çarşıda, pazarda, kafede, restoranda fiyatlar müşterinin kılığına, kıyafetine ve tabii cüzdanının tahmini büyüklüğüne göre belirleniyor. 200 TL'nin ve 100 TL'nin altındaki banknotlar bahşiş olarak bile kabul görmüyor artık.
Bir ülkede ekonomiyi yönetme iddiasında olanların ülkeye yapabileceği en büyük kötülük ülke parasını bu duruma düşürmektir. Ülke parasını bu duruma düşürenler ülkeyi büyük bir kumarhaneye çevirir. Türkiye ne yazık ki bu duruma düşürülmüştür ve ülkeyi bu duruma düşürenler şimdi promosyon bahşişiyle seçmenden oy istemektedir.
Osman Ulagay kimdir? İngiltere'de, Manchester Üniversitesi'nde "Kemalizm ve Ulusal Kalkınma" konulu tez çalışmasıyla siyasal bilimler dalında master derecesini aldı. İngiltere'de bulunduğu dönemde Cumhuriyet gazetesine gönderdiği "İngiltere Mektupları" ile gazeteciliğe ilk adımını atan Ulagay, Türkiye'ye döndüğünde Cumhuriyet gazetesiyle ilişkisini sürdürdü. 1981'de Ekonomi Servisi Şefi olarak Cumhuriyet'te çalışmaya başladı, ekonomi sayfasını yönetmenin yanı sıra, haftalık söyleşilerle ve köşe yazılarıyla ekonomi gazeteciliğinin gelişme sürecine katkıda bulundu. Kitapları - Küreselleşme Korkusu ve 2001 Krizi - Küreselleşme Korkusu - Küresel Çöküş ve Kapitalizmin Geleceği - Türkiye Kime Kalacak / Başbakan'ın Yazdırdığı Kitap |