Önay Yılmaz

13 Ekim 2010

'Yarından Sonra' ne kadar yakın?

Polonyalı ve Rus bilim adamlarının geçtiğimiz günlerde Gulf Stream akıntısının ivmesinin yavaşlaması nedeniyle...

Polonyalı ve Rus bilim adamlarının geçtiğimiz günlerde Gulf Stream akıntısının ivmesinin yavaşlaması nedeniyle, bu yıl ki kışın, "Son 1000 yılın en soğuk kışı" olacağı iddiasında bulunması, bilim çevrelerinde de soğuk duş etkisi yarattı.
Bu öngörünün doğruluğunu ülkemizin önde gelen meteorologlarından İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Meteoroloji Mühendisliği Bölüm Başkanı ve İTÜ Afet Yönetim Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu ile konuştum.

* "Yarından Sonra" (The Day After) filmi, NASA'nın önümüzdeki kış tahminlerine dayanılarak mı yapıldı? Bu filmin hangi senaryoya dayanılarak yapıldığını anlatabilir misiniz?

- Filmde İzlanda civarında dünya aniden buzul çağına giriyor. Sonra bu soğuma hızla Amerika kıtasına doğru yayılıyor.
* Filmin asıl dayanağı neydi?
- Sibirya'da bulunan tüylü bir mamut fosiliydi. Mamut otlarken birden bire donmuş. Öyle bir donmuş ki kafasını havaya bile kaldırıp bakamamış, yani hızlı donduğunu kafası aşağıda olduğundan anlıyorlar. Mamutu ağzında otla bulmuşlar, tüylü ve o kadar büyük bir yaratık nasıl aniden donuvermiş. Demek çok hızlı donmuş ki, kafasını kaldırıp da ne oluyor diye bile bakamamış. "Yarından Sonra" filmi de oradan başlıyor, yani oradan esinlenmiş. Ama gerçekten geçmişte bu akıntının durduğu çok zamanlar olmuş.
* Bu nasıl olmuş? 

- Filmin ve dünya ısınırken birden bire soğumanın ve mamutun ağzında ot donmasının esas dayanağı Meksika'dan çıkan Gulfstream adlı çok sıcak bir su akıntısı. Bu sıcak su akıntısı normalde İngiltere'ye doğru gidiyor ve yol boyunca soğudukça batıyor ve sonuçta soğuk su akıntısı Labrador olarak Amerika kıyılarına geri dönüyor. Filmde ise bu akıntı daha önceleri de jeolojik evrelerde olduğu gibi duruyor.
* Filmdeki öngörülerin gerçekleşme (Bu yıl veya daha sonraki yıllar için) olasılığı nedir? 
- Önümüzdeki 2010-2011 kışında bu olasılığın gerçekleşme şansı çok az. Gerçekten bu akıntıda tehlikeli bir durum olsaydı, sadece Polonya ve Rusya değil, başta ABD ve Batı Avrupa ülkeleri olmak üzere birçok ülke ve onların bilimsel kuruluşları bu konuyu gündeme alırlardı. 2010-11 yılında kışın daha çok La Nina'dan dolayı mevsim normalleri veya mevsim normallerinden biraz daha düşük geçmesi ihtimali var. Özellikle La Nina'nın gelişmesini ilerlettiği 2011 yılının başlangıcında daha fazla etkili olması bekleniyor. Bu durumda yılbaşına kadar kışın hava sıcaklıkları mevsim normalleri civarında, yılbaşından sonra da mevsim normallerinden düşük olacak. Gulf Stream akıntısına hoşçakal denilecek yıl, 2100 yılı ve sonrası olarak tahmin ediliyor.
* Gulf Stream sıcak su akıntısındaki değişiklik neden meydana geliyor? Eğer bu akıntı rejimi değişirse, iklim bundan nasıl etkilenecek?

- Gulf Stream ya da "Körfez Akıntısı", Kuzey Atlantik Akıntısı'nın bir parçası olan, Meksika Körfezi'nden başlayıp İngiltere'nin kuzeyine kadar devam eden sıcak bir su akıntısı. Küresel iklim değişiminden dolayı kutuplar civarındaki denizlerde bulunan buz dağları ve karalar üzerindeki buzulların erimesi, okyanusa bu enlemlerde büyük miktarlarda tatlı su girmesine neden oluyor. Okyanusa karışan tatlı su, daha hafif olduğundan okyanusun daha yoğun olan tuzlu suyunun üstünde kalır. Sıcak tuzlu okyanus suyu akıntısı normalde sıcak olduğundan üste kalıyor ve soğuduğu zaman alta inerek Labrador adı verilen soğuk bir su akıntısına dönüşüyor. Tatlı su karıştığı zaman sıcak tuzlu su akıntısı soğusa bile yoğunluğu yeterince artmadığı için batarak sirkülasyonu tamamlaması yavaş veya mümkün olmuyor. Bu yüzden erime, yani tatlı suyun okyanusa karışması bu akıntıyı bozabiliyor. Avrupa'nın kuzeyindeki iklimi yumuşatarak yaşanabilir kılan bu akıntı zayıflar ya da tamamen durursa, Kuzey Batı Avrupa'nın iklimi Sibirya'ya benzer bir şekilde sertleşir.
* Bu akıntı rejiminin değişmesi en çok hangi bölgeleri etkisi altına alacak?
- Sıcak su akıntısı Atlantik Okyanusu'nu geçerken batıdan gelip doğuya giden hava sistemlerini ısıtır. İngiltere olsun, Türkiye olsun iklimimiz bu yüzden daha ılıman olur. Bu akıntı kesilirse veya daha kuzeye ulaşmadan geri dönerse, Kanada üzerinden gelecek olan buz gibi kutup havası bu akıntıdan dolayı ısınmadan, yumuşamadan üzerimize gelecek, bizim sıcaklığımız 4-5 derece düşecek. Yani bizim için bir buzul çağı başlayacak.
* Böyle bir olay daha önceki yıllar oldu mu?
- Yani 4-5 derecelik sıcaklık farkı olarak son büyük buzul çağını biz 18.000 yıl önce yaşadık. O zamandan bu zamana kadar dünya 5 derece ısındı ve buzul çağından çıkabildik. Son yüzyılda ise 1 derece ısıttık havayı, yani çok fazla ve hızlı ısınıyoruz. Biliyorsunuz genelde bütün hava hareketleri Balkanlar'dan, yani batıdan geliyor, çünkü dünyanın dönüşü batıdan doğuya doğrudur. Dünya batıdan doğuya doğru döndüğü için, hava da (özellikle yukarı seviyelerde) batıdan doğuya doğru hareket eder; yani dünyanın dönüşüne ters yönde hareket etmiyor. O yüzden sonuçta hava sistemleri genellikle batıdan, yani Balkanlar'dan gelecektir. Gulfstream, batıdan gelen sistemleri ısıttığı için biz ılıman bir iklime sahibiz, ama bu akıntı durduğu zaman bizim işimiz ve özellikle de İngiltere'nin işi çok kötüdür.
* Nasıl?

- Meksika Körfezi'nden çıkan sıcak su akıntısı kuzeydoğuya gider. İngiltere'yi geçtikten sonra batarak geri döner. Böylece, sıcak su akıntısı sıcak enerjiyi kuzeye taşıyor. Bu taşınım sırasından üzerinden geçerken ısınan hava kütleleri de İspanya vs. geçerek bizim üzerimize geliyor. Bu sıcak su akıntısı durduğu zaman veya daha önceleri gibi kesildiği zaman, bu hava bizim üzerimize daha soğuk olarak gelecek. Böyle bir durumda akıntı yavaş yavaş zayıflayacak, kuzeydeki buzullar aşağı doğru gelmeye başlayacak. Akıntı tamamen kesildiğinde, sıcak su kuzeye gitmiyor ve o bölge tamamen buzula dönüşüyor. Yani küresel olarak ısınırken bu bölge, bu şekilde buzula dönüşüyor; neden? Çünkü ısınmayla beraber Kuzey kutbunda eriyen buzlardan okyanuslara aşırı miktarda tatlı su girdisi oluyor. Buzulların da hepsi tatlı sudur, okyanustaki buzullar da tatlıdır. Okyanuslara tatlı su girişi olduğu zaman buradaki suyun yoğunluğu bozuluyor ve sonuçta akıntı burada duruyor. Yani küresel ısınmanın bir zaman sonra da soğumayı, yani buzul çağını getirdiğini çok net olarak görüyoruz.
* Türkiye bundan nasıl etkilenecek?
- Dünya ve atmosferde çok büyük ve hassas dengeler var, her şey bir denge üzerine oturmuştur. Okyanus akıntıları da ayrı bir denge oluşturuyor. Aslında dünyadaki havanın, suyun, bütün hareketlerinin amacı kutuplarla ekvator arasındaki sıcaklık farkını dengelemektir. Mesela Gulf Stream sistemiyle Karaipler'den kuzeye doğru taşınan sıcak su Kuzeybatı Avrupa ve İngiltere'yi bize benzer bir iklime sahip kılıyor. Ama İngiltere ile aynı enlemlerde olan yerlere gittiğiniz zaman, Moğolistan, Sibirya gibi, burada hava buz gibi. Sıcak su akıntısından dolayı İngiltere çok daha ılıman bir iklime sahip. Bu akıntı durduğu zaman, sıcaklık düşüyor. Hava akımları söylediğim gibi batıdan doğuya doğrudur. O yüzden hava akımları Türkiye'ye Balkanlar'dan gelir. Gulf Stream'in olduğu yerden, İngiltere'nin olduğu taraftan gelen hava akımları, Türkiye'ye doğru gelirken burada ısınıyor. Bu sıcak su akımı durursa, bu bölge donmaya başlıyor, aynı zamanda bizim üzerimize gelen havada çok soğuk bir şekilde geliyor. Yani sadece İngiltere donmuyor; oradan gelen hava akımları daha bir şiddetli ve soğuk oluyor ve bize kadar etki edebiliyor.
* Kafalar küresel iklim değişikliği konusunda biraz karışıyor. İnsanlara "bu kış sert geçecek" dendiğinde o zaman, “Bu küresel ısınma palavra mı?” diye soruyorlar. Küresel ısınma ile havaların soğuması arasındaki ilintiyi kuramıyorlar. Bunu halka nasıl anlatmak gerekir sizce?

- Günümüzde en çok anlatmakta güçlük çektiğimiz ve "Yarından Sonra" filminde gösterilmek istenen bir durum var. Nasıl oluyor da ısınma derken, dünyada birden bire buzul çağı başlıyor? Küresel ısınmayı hep sıcak hava, kuraklık, vb. gibi yanlış algılayanlar, geçenlerde Londra'yı felç eden aşırı kar yağışına ya da mini buzul çağına şaşıp kalıyor. Küresel ısınmadan dolayı sıcak havalar ve buna bağlı olarak bazı yerlerde kar yağmamasından memnun olanlar var. Fakat küresel ısınma, her yerde havalar ısınacak ve adam gibi kar yağmayacak anlamına gelmiyor! Nasıl ki bilgisayar adını verdiğimiz makine, aslında bilgi saymıyorsa; küresel ısınma da aslında dünyanın her yerinde havaların ısınacağı anlamına gelmiyor. Bu nedenle, "küresel ısınma" terimi yanlış bir adlandırmadır ve geçenlerde Beyaz Saray da bu terimin kullanılmasını yasaklamıştı.
Bu nedenle dünyanın bazı kısımlarında küresel ısınmanın, havayı soğutabileceği gibi aşırı kar yağışlarına da neden olabileceği unutulmamalıdır. Bu durumda, 'küresel ısınma' ile 'küresel iklim değişimi' arasındaki farkı öğrenme zamanıdır. Özetle 'küresel ikim değişimini' yanlış bir şekilde 'küresel ısınma' diye adlandırılanlar, kendi yarattıkları bu kavram karmaşasının azizliğine uğrayıp afallıyor.