Ömer Faruk Gergerlioğlu

10 Aralık 2015

IŞİD'in gücünü kimler artırıyor?

IŞİD'in gücünü İslam alemindeki akılsızlar artırdığı gibi onun dışındaki alemin akılsızları da artırır

ABD Başkan adayı Donald Trump, başkan olursa Müslümanları ABD'ye almayacağını söylemiş. ISİD'in bu gibi adamlar yüzünden güçleneceğini hem aklı selim ABD'liler hem de aklı selim Müslümanlar bilmeli. Niye iki tarafin aklı selimleri? Çünkü mesele iki medeniyet, iki din, iki tarih ve kültür kapışması değildir. Mesele medeni olanla olmayanın, zulmetmek isteyenle adil olmaya calışanı, insan haklarından yana olanla olmayanın arasındadır. Heyecanımızla, öfkemizle konuşur, düşünürsek biz de IŞİD'leşiriz. ABD'liler böyle bir başkanla dünyanın cehenneme döneceğini unutmamalıdır. IŞİD'in gücünü İslam alemindeki akılsızlar artırdığı gibi onun dışındaki alemin akılsızları da artırır.

Medeniyetler savaşı ihtimali şu anda çok güçlü değil. Ancak meselenin, gücünden kaynaklanan büyüklenme sonucu öteki gördüğüne zulmetmeye çalışan bir anlayış olduğunu, farklı kesimden tüm insanlar görmedikçe bu ihtimal maalesef güçlenir. Mesele farklı olana karşı kendisinde var olduğunu sandığı bir özelliği bahane ederek büyüklenmek, ayrımcılık yapmak, hak çiğnemek haksız ve zalim olmak ve bunun farkına bile varmamaktır. 

Bu meseleyi halledebilmek için birkaç öneri:

1. Meseleleri insan hakları ortak paydasından başka bir kimlik anlayışıyla çözemeyeceğimiz gerçeğini derinlemesine vakıf olmak. Türk, Kürt, ermeni, Arap,sağcı, solcu,  Müslüman, Hristiyan, agnostik veya ateist olabiliriz ama yeter ki sadece kendi kimliğimizin şemsiyesi altında sorunları çözemeyeceğimizi bilelim. Ne kadar gayret sarf edilse de empati zorlukları oluşuyorsa yapılacak olan ortak paydaları korumaya almaktır. Ortak paydalarla ortak vicdani söylemleri dillendirebilmektir. Aynileşmek değil ortaklıkta bir araya gelebilmektir kasdım. 

2. Farklı kimlikler tansiyon artsa bile ortaklığı gevşetmeyecek aksine güçlendirecek mekanizmaları ön plana almalıdır. Dünyanın daha zalim bir yer olma ihtimali daha adil bir yer olma ihtimalinden yüksek olduğuna göre daha  müteyakkız olmaktan başka çare yoktur.

3. Her kimlik kendi içinde evrensel özelliklerini öne çıkarmalıdır. Duygusal ve rövanşist yaklaşımlardan kaçılmalıdır. Her kimliğin tarihinde insan hakları ortak paydasına dair çok örnek bulunabilir.

4. Her kimlik yüzeysel düşünme alışkanlığından derin analizler yapma kabiliyetine ulaşması gerektiğini bilmelidir. Eleştirel düşünme becerilerinin her geçen gün zayıfladığı eğitim dünyamızda bunu sağlamak zor ama meseleye kimlikler üstü bakmayı her hal ve şartta başarabilmek ancak böyle mümkün olacak.

5. Her kimlik kendi kimlik özelliklerini ön plana çıkarma yerine insani gelişimi sağlayan sanat, estetik, duyuları güçlendiren güzel sanatlar, felsefe, mantık, psikoloji ve sosyal bilimler alanındaki eksikliklerini gidermeye odaklanmalıdır. Meselelerin yüzeysel anlaşılmasını, kamplaşmayı, kutuplaşmayı önleme açısından bunlar güçlü silahlarımızdır. Bu açıdan durumumuzun iyi olmadığı en azından Müslümanlar açısından böyledir. Dini otoritelere sorulan sorulardaki kalitenin düşüklüğü dinin cevherinin, ruhunun anlaşımadığını özü bilmeyenin her yere savrulabileceğini göstermektedir.

6. Galip olmanın mutlu ve huzurlu olmak olmadığını her kimlik bilmeli. Eşitliği sağlamanın ancak mutluluğun, güvenliğin ve huzuru sağlamanın garantisi olduğunu hiç kimse unutmamalıdır.