Oğuz Demiralp

21 Nisan 2018

Ya ‘seçim ittifakı' yasası Anayasa'ya aykırı bulunursa?

Baskın seçim kararının Anayasa Mahkemesi’ne başvuruyu önlemek için yapıldığı bile düşünülebilir

Yeni bir iddia ve yoğunlaşan söylenti: Güya bir başvuru halinde Anayasa Mahkemesi’nin seçim ittifakı yasasını Anayasaya aykırı bulma ihtimali varmış. Bundan kuşkulanan iktidar partileri (iktidarda tek parti yok iki parti var.) yangından mal kaçırır gibi seçim yapmaya karar vermişler. Bu iddia ve söylenti ne kadar gerçekçi bilemiyorum, ama ilgiye değer buldum.

Ben şahsen seçim ittifakının anayasaya aykırı olup olmadığını, biraz anladığım bir konu olmasına rağmen incelemedim. Çünkü birçok kişi gibi benim de Anayasa Mahkemesi’ne de, yargımızın bağımsızlığına da güvenim fena halde sarsılmış durumda. Yargı erki mensuplarının yürütme erkinin başının karşısında asker gibi dizilip, ayağa kalkıp dakikalarca alkışlamalarını, yüksek yargı organları başkanlarının malûm davranışlarını, iyi kötü dünyayı bilen bir kişi olarak kabul edebilmem mümkün değil. Mahkemelerimizin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesini ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin içtihatını dikkate almayarak ya da çarpıtarak yargılama yaptıkları iddialarını benim dikkate almamam mümkün değil. Dolayısıyla, birçok vatandaş gibi ben de, bu kadar hayati bir konuda,  başvuru halinde, Anayasa Mahkemesinin, iktidarın gene “saygı göstermiyorum” diye karşılayabileceği bir karara varmasını güç buluyorum.

Zaten, kime açsam bu konuyu, “Hadi canım sen de! Anayasa Mahkemesi böyle bir karar vermeye cesaret edemez” diyor. Bu arada, seçim ittifakı yasasına göz attım. Gerçekten de temsilde adalet, seçim güvenliği ve daha birçok konuda tartışmalı bir yasa. Tarafsız yargının denetiminden mutlaka geçmesi gerekiyor. Anladığım kadarıyla, ana muhalefet partisi bu yasayı henüz Anayasa Mahkemesi’ne götürmemiş. Götürürse, hele seçimlerden önce götürürse ne olacak?  Anayasa Mahkemesi’ne güvensek de, güvenmesek de, seçimlere gölge düşmüş olmayacak mı?

Ancak, böyle bir başvuru yapılırsa, iktidar partilerinin bundan yararlanmaları da olası. “Bakın, muhalefet gene sandıktan kaçıyor, mahkemeden medet umuyor” edebiyatını yakın geçmişten örnekler de getirerek yapabilirler.  Dolayısıyla, baskın seçim kararının Anayasa Mahkemesi’ne başvuruyu önlemek için yapıldığı bile düşünülebilir.

“Farazi” düşünelim. Diyelim, seçim ittifak yasanının anayasaya aykırı olduğu başvurusu seçimlerden sonra yapıldı ve seçimlerin iptali istenildi. Öyle bir durumda ne olur acaba? Anayasa Mahkemesi de “Atı alan Üsküdar’ı geçti” geçti mi der, yoksa başvuruyu kabul edip inceler mi? Topu YSK’ye mi atar? Ne karar verir?

Ne tuhaf bir durum var ortada. Seçimlerle ilgili temel bir yasa ihlal edilip, mühürsüz oyların geçerli sayıldığı bir referandumla yeni bir sistem kurduk. Şimdi de anayasaya uygunluğu tartışmalı bir yasayla seçimlere gidiyoruz. Ne diyelim, bizim hukuk devleti anlayışımız böyle!