Seçim kampanyasında muhalefetin yüksek performansı devam ediyor. Bu da bizi iktidar değişikliği yönünde umutlandırıyor.
Anketler, medya değerlendirmeleri bizi yanıltmıyorsa muhalefet Meclis çoğunluğunu alacak, cumhurbaşkanlığı seçimi de ikinci tura kalacak gibi.
Eğer meclis çoğunluğu muhalefete geçerse böyle bir sonuç ikinci tur oy tercihlerini herhalde etkiler. Vatandaş, rasyonel bir şekilde oy kullanacaksa, Meclis ile Cumhurbaşkanının aynı taraftan olmasını, uyumlu çalışmalarını yeğler. Bu bakımdan, iktidar ilk turda cumhurbaşkanlığını alamaz, meclis çoğunluğunu da kaptırırsa, ikinci turda birkaç ay önce hiç kimsenin aklından geçirmediği bir yenilgiyle karşılabilir.
Muharrem İnce’nin grafiği, gördüğümüz kadarıyla gittikçe yükseldi. Büyük Ankara ve İstanbul mitingleri İnce’nin azımsanmayacak kazanma şansı hakkında daha iyi fikir verecek. Muharrem İnce, toplumun belli bir kesiminin beklentilerine güçlü bir karşılık oluşturdu. CHP tabanını konsolide etmesinin yanısıra gençlerde İnce’ye yöneliş görülüyor.
Gene görünüşe göre, Meral Akşener’in şansı İnce lehine azalıyor gibi. Ancak Meral Hanım cumhurbaşkanı seçilirse Türkiye’nin dünyadaki imajı birdenbire değişir. Atatürk’un kurduğu Cumhuriyete çok yakışan bir tablo ortaya çıkar. Bu imaj konusunu da not etmekte yarar görürüm.
İktidar hâlâ cumhurbaşkanlığını az farkla olsa da kazanacak gibi görünüyor. İktidar kampanya sırasında biraz canlandı, ancak istediği hareketlenmeyi yaratamadı. İktidar yorgun, hattâ bıkkın görüntü vermekte devam ediyor. Yaptıkları gaflar muhalefetin işine yarıyor. “Artık tamam” sloganı bile iktidarın söylem hatasından kaynaklandı.
Ekonomide henüz bir krizden söz etmek teknik olarak doğru olmaz. Ne ki, ekonomik sıkıntılar büyük. Vatandaş bu sıkıntılarını cebinde, evinde hissediyor. Vatandaş endişe içinde. Geleceğe ve iktidara güvenle bakamıyor. İktidarın bu sıkıntıları aşacağı yönündeki vaatleri de vatandaşı tatmin etmiyor. Çünkü vatandaşın açıkca gördüğü bir şey var: artık dolara söz geçirebilmemizi bıraktık, patatese, soğana bile söz geçiremiyoruz.
Muhalefete seçim kazandırabilecek yüzde 5 – 10’luk oy, ekonomik sıkıntılardan mağdur olanlardan ve gençlerden gelecek. Dolayısıyla yarışın finişine doğru yaklaşırken muhalefetin ekonomik konulara ağırlık vermesi, gençlere gelecek perspektifi sunabilmesi, bence, iktidarı kötülemekten daha önemlidir.
Önümüzdeki günler kısa bir süre önce ummadığımız kadar açık bir fırsat penceresi. Muhalefet kazanırsa, bu, tek bir partinin değil, ittifakın zaferi olacak. Dolayısıyla ittifakın yönetim döneminde de devam edeceğine seçmenin ikna edilmesi önem taşımaktadır. Bu birlikte çalışma mesajının daha kuvvetlice verilmesinde şahsen yarar görüyorum.
Evet, bu kez umutluyuz.