Nurhayat Gül

25 Mayıs 2015

Sizin tarzınız ne?

Ne yapabilirim derseniz haftada bir gün, pazartesi günleri et ve süt ürünleri dahil hiçbir hayvansal gıda yemeyebilirsiniz

Bir kıyafet tarzımız varsa, bir de yeme tarzımız var. Kimimizin tarzı tarzsızlık, kimi kaliteye, kimi rengine, kimisi şekline, kimisi işlevselliğine göre tarzını seçiyor. Kimisi de hiçbir şeyi umursamayıp kafasına göre takılıyor veya bir kısmı da doğallığa önem veriyor. Kimisi de hayatta kalma çabasında, öyle bir lüksü yok.

Beslenme tarzımız da bundan çok farklı değil aslında. Beslenme insanın doğumdan ölüme dek yaşayabilmesi için gereken enerji ve besinleri almasının tek yolu ve burada da bir tarz seçebiliyoruz.

Ekonomik ve sosyokültürel etkenler beslenme tarzımızla zaman zaman paralellik gösterse de bu her zaman beklediğiniz kadar olmuyor. Beslenme tarzını belirleyen ilk faktör, coğrafya. Her insan o bölgede yetişen edinebildiği yiyeceklerle bir beslenme tarzı geliştiriyor. Sonra çevre faktörü. Aynı ülkede bile farklı yöreler ve kendine özgü mutfaklar var.  Bir de bunu dünya ölçeğinde düşünün, tahmin etmekte zorlanmayacaksınız, ama çok fazla tarz var.

Beslenme tarzını belirleyen bir diğer faktör, insan olmak.. İnsanın bütün güçlü ve zayıf yanları yine tarzını şekillendiriyor. Alışkanlıkları, inançları, düşkünlükleri, bağımlılıkları yine beslenme tarzını ciddi şekilde etkiliyor. Bunlar anne babadan, çocuğuna aktarılıyor. Örneğin hızlı yemek yeme, yağlı yemek sevme, karbonhidrat bağımlılığı, zayıflık takıntısı ve daha pek çok faktör nesilden nesile aktarılabiliyor.

Global şirketler ve devlet politikaları da beslenme tarzını etkileyen faktörlerden biri. Beslenme tavsiyeleri, reklamlar, ürün sahibinin parasını ödediği bilimsel çalışmalar…

Yeme tarzları yelpazenin bir ucunda etoburlar, diğerinde veganlar olarak kabaca ana iki kutba ayrılabilir ancak arada onlarca farklı beslenme sistemi de mevcut. Her birinin ismi farklı olsa da aslında bu yelpaze içinde kendine bir yer buluyor.

Yaşamamızın beslenmeye bağlı olduğundan bahsetmiştim. Bunu biraz detaylandırmak istiyorum. Sadece enerji kaynağı olarak veya protein, karbonhidrat, yağ, su değil, kalorisi olmayan binlerce mikro besin yaşamsal öneme sahip. Bu güncel bilgiyi genetik ve beslenme alanında/Nutrigenetik ve nutrigenomik yapılan çalışmalara borçluyuz. Anlaşılan o ki, genlerimizin nasıl çalıştığını sadece genetik mirasımız değil, ne yediğimizin de etkiliyor.

Beslenmenin insan için çok fazla anlamı var. sadece karın doyurmak ve hayatta kalmak dünyanın büyük kısmı için artık bir sorun değil. Çok fazla yiyecek ve büyük bir sektör var ve zaaflarımız sektör için kullanılması gereken bir satış malzemesi. Sağlığını giderek kaybeden bir dünya ile karşı karşıyayız. Sadece insanoğlu sağlığını kaybetmiyor, birbirimize öylesine bağlıyız ki, biz hastalanıyorken dünyayı da hastalandırıyoruz, biz ölürken dünyayı da öldürüyoruz. Yemek artık hayatta kalmak için değil, seçtiğimiz veya miras kalan tarzımız tarafından belirleniyor. Düğünde, cenazede, sohbette, muhabbette, meraktan ve zevkten yiyen insanoğlu ne kendi sağlığını ne de dünyayı umursamadan sorumsuzca yiyor.

 

Etsiz pazartesi

 

Amerika’da paleo (taş devri diyeti), Türkiye’de de bazı diyetler ile tavan yapan etobur ağırlıklı beslenme tarzları sadece yapanın kendisine zarar veriyor olsaydı tercihlere saygı duymak gerekirdi ancak insanoğlunun hırsları ve yeme tarzı nedeniyle dünyanın günleri sayılı iken ve geri dönülmez noktaya doğru hızla yaklaşılıyorken bu konuda konuşmak ve dünyayı ve sağlığını korumak için bir bilinç yaratmak gerekiyor.  Bir yandan GDO’ya karşı olurken, GDO’nun varolma sebebine hizmet eden etobur beslenme tarzımız bizi doğal beslenmeden daha fazla uzaklaştırıp GDO ve verim arttırmaya yönelik diğer yöntemler daha fazla yükselecek. Bu hızla gidersek de muhtemelen yakın zamanlı bir tarihte dünya için artık yapabileceğimiz bir şey kalmayacak.

Eğer kişisel olarak ne yapabilirim derseniz haftada bir gün, pazartesi günleri et ve süt ürünleri dahil hiçbir hayvansal gıda yemeyebilirsiniz. Etsiz pazartesi adı verilen bir hareket 2003 yılında John Hopkins halk sağlığı merkezi tarafından başlatıldı (1).  Amacı hem sağlığınızı olumlu etkilemek hem de dünyayı kurtarmak için müthiş bir destekte bulunuyorsunuz. Şu anda 36 ülkeye yayılan bu hareket dünya için belki de tek umut. Bu nedenle bu yazıyı okuyup unutmayın. Türk mutfağı son derece lezzetli vegan yemeklerle dolu. Haftada bir gün vegan olun. Dünyaya siz de destek olun.

 

Mavi bölgeler

 

2004 yılında dünyada uzun yaşamın olduğu bölgeleri ve sebeplerini araştırmak amacıyla Dan Buettner liderliğinde bir grup uzun yaşam araştırmacısı bir araya geldiler. Amerika Birleşik devletleri ile kıyaslandığında 100 yaşına ulaşma oranı 100 kat daha fazla olan bölgeler mavi Bölgeler olarak adlandırıldı. Dünyada beş bölge tespit edildikten sonra uzun yaşamın sırrını bulmak amacıyla yaşam tarzı özellikleri araştırılmaya başlandı. Bu bölgelerin tümünde ortak 9 özellik bulundu ve süper dokuz adı verildi. Bu özellikler deneme amacıyla hayata geçirildi ve gerçekten de işe yaradığı görüldü. Mavi bölgeler dünya çapında yayılmaya başladı. Bu bölgeler: İkaria adası, Yunanistan /Loma Linda, Kaliforniya / Sardunya, İtalya /Okinawa, Japonya/ Nikoya, Kosta Rika

Ortak dokuz özellik ise şöyle sıralanıyor:

1. Doğal olarak hareketli bir hayat tarzı: Yüzyıllıklar maraton koşmuyor ama doğal olarak zaten hareketli bir hayat sürüyorlar.

2. Hayat amacı: Sabah uyandığınızda bir amacınızın olması hayatınıza fazladan 7 yıl ekliyor.

3. Stresin kronik inflamasyona yola açtığını ve yaşla bağlantılı hemen her hastalığın oluşumuna katkıda bulunduğunu artık biliyoruz. Dünyanın en uzun yaşayan insanlarının streslerinden kurtulmak için kullandıkları bir rutinleri var.

4. %80 kuralı: Okinawa’lılar midelerinin %80’I dolduğunda yemek yemeyi bırakmak amacıyla  ‘Hara hachi bu’ mantrasını yemekten önce söylüyorlar.

5. Bitkilerin gücü: Yüzyılı devirenlerin ortak yemeği baklagiller. Büyük çoğunluğu eti ayda sadece beş kez yiyor. 

6. Ilımlı miktarda alkol alanlar, almayanlara göre biraz daha uzun yaşıyorlar. Ancak içki dostlarla paylaşılarak içiliyor.

7. İnanç: Hangi inanca mensup olduğu fark etmez ama ayda 4 kez bu amaçla toplanmak hayatlarına fazladan 14 yıl ekliyor.

8. Aile ve sevdiklerimize öncelik: Uzun yaşayanlar ailelerine öncelik veriyor, yaşlanana ebeveynlerini yakınlarında tutuyor. Evlenmeyi ve çocuk sahibi olmayı önemsiyor.

9. Doğru çevre: Uzun yaşayanlar ya sağlıklı davranışları destekleyen bir ortamda doğmuşlar yahut seçmişler.

Sağlık tesadüf değildir. Bunun böyle olduğunu ve seçimlerimizle belirlendiğini Mavi Bölgeler bize gösteriyor. Sevdiklerinizle beraber sağlıklı, mutlu ve uzun bir ömür dileğimle, mutlu pazartesiler...

Dr.Nurhayat Gül

Etsiz Pazartesi için menü:

Kahvaltı: Zeytin, domates, salatalık, biber, tahin-pekmez, tam buğday ekmeği

Öğle yemeği: Mevsim salatası, Kuru fasulye yemeği, bulgur pilavı, meyve

Atıştırmalık: Bir avuç badem veya fındık veya ceviz, nane çayı

Akşam yemeği: Marul salatası, Zeytinyağlı enginar, Yeşil mercimek yemeği, meyve