Başbakan Davutoğlu bu sefer Van’da boş meydanlara konuştu. “AK Parti iktidardan indirilirse burada terör çeteleri ve beyaz toroslar dolaşacak” diyerek şöyle seslendi Kürt halkına:
“AK Parti iktidardan indirilirse buralarda terör çeteleri dolaşacak, beyaz toroslar dolaşacak. Biz buraları faili meçhullere bırakmayacağız. Hiç merak etmeyin seksenli doksanlı yıllara dönmeyeceğiz. Huzur ve demokrasi operasyonu başlamak zorunda olduğunda, PKK bize saldırıldığında verdiğim talimat açıktı. Bu terör belasıyla mücadele edeceksin. Ama dedim ki hiç bir vatandaşımızın canına malına zarar vermeyeceksiniz. Biz ayırdık ama onlar ayırmıyorlar polisi de sivili de öldürüyorlar.”
Nereden başlasam bilmiyorum ki… Bu konuşma mı şaka, yoksa bu Başbakan mı şaka emin değilim! Bir başbakan bu kadar mı ülkesinden bihaber olur!
Önce şu 90’ların kâbusu beyaz Toroslardan başlayalım! Doğrudur bugün beyaz Toroslar yok ortada, onun yerine AKP’nin anına şanına uygun, “kalkınma” pratiğine, “zenginliğine” uygun Ford Rangerlar var. Koca devlet, dünyanın 18. büyük ekonomisi, 21. yüzyılda beyaz eski Torosla kaybedecek değil ya vatandaşını! Büyük devlet, insan kaybetmek, katletmek gibi bir görev verdiği özel timlerini eski beyaz Toroslarda gezdirecek değil ya! Devletin gücünü hissetmeli bu isyankar halk! Siyah şık Ford Rangerlar biçilmiş kaftan!
Devlet her gece Kürdistan kentlerine sürüyor Ford Rangerları artık, oradan rastgele ateş kime denk gelirse. Henüz 2 hafta önce Diyarbakır’da öldürülen 2 genç, Ömer Koç (16) ve Rezan Kaya(20), Ford Rangerlardan açılan ateşle katledildiler. Bu araçları kullanan özel tim 2 genç çocuğun canını aldı Başbakan!
Dün Diyarbakır Suriçi’nde konuştuğum esnaf, gece bu araçların gelip tur attığını ve araçlardan “ölürüm Türkiyem” gibi şarkılar çaldığını, bu araçlarla birlikte zırhlı tankların özellikle Kürt gençleri kışkırtmak için etrafta dolaştığını söylüyordu.
Velhasıl Başbakan, senin bu mesajın herhalde bölgeye yolladığın Ford Rangerlarla, tanklarla, Urallarla katledilen Kürt halkına olmasa gerek! Belki özel harekatçılaradır mesajın, “iyi çalışın, yoksa eskisi gibi Torosa binersiniz” demek istemiş olabilirsin! Ya da Kürt halkına o günleri hatırlatarak, aba altından sopayı göstermek istemiş olabilirsin. Ama inan Başbakan Kürt halkı şuan zaten 90’ları aratmayan bir yangında…
Hakikat ortaya çıksın, isterse dünya yıkılsın!
Buraları faili meçhullere bırakmayacağız demişsin, bak bu doğrudur Başbakan! 90’larda fail belli değildi, bugün fail bellidir. Son 3 ayda öldürülen yüzlerce Kürt çocuğun faili bellidir Başbakan. Her ne kadar yandaş basın çarşaf çarşaf PKK yaptı diye yazsa da, bu çocukların ana babaları, halk şahittir, halk tanıktır Başbakan. Fail senin Bölgeye yolladığın güvenlik güçleridir çoğu zaman.
Geçen hafta Diyarbakır Suriçi’nde katledilen 12 yaşındaki Helin’in annesinin sesi, dün gittiğim Suriçi’nde hala yankılanıyordu. “Ay Helin, Ay Helin…” diye ağlayan anneyi, evlat acısı yaşayan bir kadını, senin iktidarın ispat etmek zorunda bırakıyor. Yavrusunun parçalanan beynini yerden toplayan bir kadına, senin iktidarın tanıklığının değeri yok diyor. Cizre’den Suriçi’ne katledilen her sivilin ailesi ile görüştüğümde en ağırlarına gidenin bu olduklarını söylüyorlar. Bu insanlar tüm Türkiye’ye, 3 aylık, 7 yaşında, 12 yaşındaki çocuklarının sivil olduğunu ve devlet tarafından katledildiklerini kanıtlamak zorunda bırakılıyorlar.
Hakikat Başbakan! Tek başına bile ne ağır bir laftır, ne kıymetli bir laftır, Hakikat! Onlarca yıldır hakikatin teslim edilmesini bekleyen bir halk var karşınızda! Ve siz ve yandaş medyanız hala her gün bu halkın hakikatini çarpıtmaya kalkıyorsunuz. Bu halkın çocuklarının ölü bedenlerinin üzerine bile şüphe düşürmeye kalkıyorsunuz. Oysa dünya ancak onu hakikate dayandırdığımızda yaşanılır olur!
Ne demişler: “Hakikat ortaya çıksın, isterse dünya yıkılsın!”[1]
[1] Hakikat ve İnsan Hakları,der. Özkan Agtaş&Bişeng Özdinç,Dipnot,2011,sf.21.