Tahir Elçi’yi uzun yıllardır tanıyorum. Uzun yıllar komşuluk da yaptık.
En son tutuklanıp, serbest bırakıldıktan sonra yüz yüze konuşmuştuk. Geçmiş olsun ziyaretine gittiğimde morali hayli yüksekti. “Biz doğruları söylüyoruz” diyordu. Epey tehdit aldığını biliyordum. Bunu sorduğumda gülümseyerek geçiştirmişti. “Tehditlerden korkmuyorum” demişti. Tahir Elçi cesur bir adamdı.
Bu görüşmeden sonra geçen haftalarda birkaç kez telefonla konuştuk. Umutsuzluğa kapıldığım zamanlar aradığım bir abiydi benim için. O gün yine Suriçi’ndeydim, gördüğüm manzara canımı çok yakmıştı. Suriçi epey tahrip edilmişti. Çok endişeliydim. Tahir Abi’yi aradım, “bir şey yapmalıyız, acaba bir heyet oluştursak hem Ankara hem Kandil’e gidip görüşmeler mi yapsak” diye konuştuk. Her zamanki gibi o sakindi. “Tamam, yüz yüze gelip bir konuşalım” dedi. Tahir Elçi barış adamıydı.
Dün yine Suriçi’nin Hasırlı ve Fatihpaşa mahallerinde idim. Büyük bir çatışma bekleniyordu, herkes çok gergindi. Tahir Abi’yi tekrar aramayı düşündüm, sonra ertesi güne bıraktım. Bu sabah yeniden inşaya destek vermek için bir grup arkadaşımla Silvan’a gittim. Silvan’da aldım Tahir Elçi’nin katledildiği haberini. Hemen Diyarbakır’a döndük, morgun önünde diğer Amedliler gibi Tahir Abimizi beklemeye başladık. Teyzesinin ağıtları yanan yüreğimizi daha da yakıyordu. “Eyvah, eyvah!” diye haykırıyordu.
Tahir Elçi’nin katledilmesi çok şey demektir. Kürtlere bir mesaj verilmek istenmiştir. “Baro Başkanı da olsa bizim için fark etmez, biz istersek böyle sokak ortasında, herkesin gözünün önünde Kürdü katlederiz” denmiştir.
Biz ne yapalım? Hukuksuzca şehirlerimizde sokağa çıkma yasakları ilan ediliyor, şehirlerimiz taranıyor, her gün evlatlarımız katlediliyor, sevdiklerimiz bir bir elimizden alınıyor! Biz ne yapalım?
Sadece Baro Başkanımızı, bir insan hakları savunucusunu değil, dostumuzu, güzel bir adamı, iyi bir eşi, harika bir babayı da kaybettik!
Kürtler böylesine felaketler karşısında “Gotin sar bû / söz soğudu” derler, söz hakikaten soğudu…
Şimdi yazarken düşünüyorum da, Tahir Abi yok artık!
Eyvah, eyvah!