Düşünün!
Hukuk çiğnenerek yaşadığınız ilçede sokağa çıkma yasağı ilan ediliyor, yaşadığınız sokak onlarca tank, zırhlı araç tarafından ablukaya alınıyor!
Düşünün!
Helikopterler tepenizde, keskin nişancılar yüzlerce metre öteden mahallenize göre konuşlanmışlar, tanklar ve zırhlı araçlar çocuklarınızın oynadığı sokaklarda…
Düşünün!
Dört bir yandan silah ve kurşun sesleri arasındasınız! Kucağınızdaki bebek, evdeki çocuklar her kurşun ve patlamadan sonra çığlık çığlığa!
Düşünün!
Bu tanklardan, zırhlı araçlardan, hatta helikopterlerden silahlar rastgele sıkılıyor, evlerinize bombalar atılıyor, evleriniz yanmaya başlıyor!
Düşünün!
Keskin nişancıların sokaktaki her hareket eden canlıya kurşun sıktığını…
Düşünün!
Sokaklarınızın, evlerinizin harabeye döndüğünü, camilerinizin, okullarınızın özel timler tarafından o okullara, camilere gidenlere karşı savaş üssü olarak kullanıldığını, şehrinizden dumanlar çıktığını…
Düşünün!
Çocuğunuz hasta, evde aç, ne hastaneye ne de ekmek almaya fırına gidebildiğinizi…
Düşünün!
Yüzü maskeli, eli kalaşnikoflu özel timlerin mahallenizi haritan silmeyi hedeflediklerini...
Düşünün!
Tanklardan, zırhlılardan, Rangerlardan halkınıza hakaret anonsları yapıldığını, duvarlarınıza tehdit yazıları yazıldığını, onurunuzun ayaklar altına alındığını…
Düşünün!
Elektriğinizin olmadığını, ısınamadığınızı, yıkanamadığınızı, yiyeceklerinizin bozulmaya başladığını, sıcak bir ekmeğe hasret kaldığınızı…
Düşünün!
Dış dünya ile iletişiminizin kesildiğini…
Düşünün!
Sizi sizden başka kimsenin duymadığını…
Bir saniye için bunları düşünün!
Ve Silvan’a ses verin!
Sonra değil ŞİMDİ!