Nataşa Mektupları

13 Aralık 2010

Neden hep seksi olmak gerekiyor? (2)

Dünyanın en güzelleri arasında ön sıralarda gelen Rus kadınlarının abartılı giyinme tarzından söz etmiştik...


Sevgili Hakan, 
Dünyanın en güzelleri arasında ön sıralarda gelen Rus kadınlarının abartılı giyinme tarzından söz etmiştik geçen hafta. Yaz-kış, plajlarda ve buzlu yollarda giyilen yüksek topuklu ayakkabılardan, aşırı makyaj ve parfümlerden, parlak kıyafetlerden, mini ya da arkadan yırtmaçlı eteklerden, üst düğmeleri açık bluzlardan, daracık kotlardan, gösterişli ve ağır kolyelerle küpelerden bahsetmiştik. 
Ve sormuştuk: Neden kadını tanımlayan ve tamamlayan her şeyin illa ki seksi olması gerekir? “Kadınsı” olmanın yolu her zaman seksi olmaktan mı geçer? 
Cevap vermesek de, şunu eklemiştik: Bu soruların cevabı, Rus kadının hayata ve kendine yaklaşımı ile ilgilidir. Hayatının amacını nerede gördüğüne bağlıdır. Kendi rolünü nasıl kavradığıyla ilişkilidir. Ve bu açılardan Rus kadını Batılı kadından epeyce farklıdır.
Şimdi konuya devam edelim.

*      *      *

Rus kadını ne Batılıdır, ne de Doğulu. Hem Avrupalıdır, hem de Asyalı.
Bir açıdan, özellikle son 10-15 yılda Rus kadını ile Batılı hemcinsleri arasındaki benzerlikler çoğalıyor. Örneğin, Rusya’da araba kullanan kadınların sayısı çığ gibi büyüyor. (Bir araştırmaya göre, büyük Rus kentlerinde sürücülerin yüzde 40’ını, daha küçük yerleşim merkezlerinde ise yüzde 20’sini kadınlar oluşturuyor.) İyi ya da kötü, fikir belirtmeyeceğim, ama kariyer yapmayı temel öncelik edinmiş kadınların sayısı da artıyor. Sigara ve alkol kullananların sayısı da.
Ama genel tabloya, yani 140 milyonu aşkın ülke nüfusunun yaklaşık 75 milyonunu (erkeklerden 10 milyon daha fazla!) oluşturan kadınların bütününe bakacak olursak, durum farklı çıkıyor.
Rus kadınının önceliği ailedir, aşktır, çocuklardır. 
Feminizm etkili değildir Rusya’da. Kendine fazla yer bulamamıştır.
Rus kadınlar, “kadın olmayı”, “kendini zayıf hissetmeyi”, “erkeklerin kendilerini korumasını” çok önemserler.
Aslında Rus kadını çok güçlüdür. Savaş, devrim, iç savaş ve radikal reform yıllarında bunu defalarca kanıtlamıştır. Rusya’ya giden ve orada yaşayan yabancıların çoğu bilir; günlük hayatta da bu bariz bir şekilde gözlenebilir: Rusya, genel olarak kadınların erkeklerden daha etkili, daha çalışkan ve daha güvenilir kabul edildiği bir ülkedir.
Rus erkeği fiziksel üstünlüklerine, çoğu kez kaba-mujik tavırlarına, otoriter havalarına rağmen, Rus kadınlara göre daha kırılgan ve zayıftır. Zorluklara, yeni koşullara, radikal değişikliklere kolay uyum sağlayamaz. (Kanımca bu durum sadece Ruslar’la sınırlı değildir; ama Rusya’da çok daha belirgindir.)
Buna rağmen Rus kadınında hep “güçlü erkek beklentisi” vardır. Ama çoğu kez aradığını bulamaz. Hata yaptığını anlar. Eskisinden daha da güçlü olmak zorunda kalır. Ama “pembe hayaller”den asla vazgeçmez.

*      *      *

Kılık kıyafet üzerinde epeyce durmuştuk. Batılı kadına giysisini seçerken hangi ölçütü temel aldığını sorsanız, muhtemelen kendini daha iyi, daha güvenli, daha rahat hissetmekten bahsedecektir. Onun için asıl mesele, başkalarının ilgisini ve beğenisini kazanmak değil, kendini ifade edebilmek ve kendi kişiliğini yansıtmaktır. Rusya’da durumun nasıl farklı olduğunu yazmıştım.
Rus kadını çoğunlukla erkeklerle eşit koşullarda çalışır. Sonra gelir bir de evde çalışır, eşine ve çocuklarına hizmet eder (ve genellikle ev işlerinde eşinden fazla yardım alamaz). Ama sevildiğini bildiği sürece yakınmaz. Ayrıca özel günleri ve kutlamaları asla unutmaz. Bazen ailesi için kariyer fırsatlarından vazgeçer.
Rus kadını Batılı değildir. Örneğin, toplu taşıtlarda kendisine yer verilmesini “kendi kişiliğine ve eşit konumuna bir saldırı” olarak falan görmez, tersine mutlu olur. Otomobile binmesine ve inmesine yardım edilmesinden çok hoşlanır. Restoranda hesabı erkeğin ödemesinin doğal olduğunu düşünür. Bunları kadın-erkek ilişkilerinin gereği olarak kabul eder. Zayıflık ve hak ihlali olarak değerlendirmez.
Güzelleşme ve beğenilme çabası onu mutlu eder, bundan sıkıntı duymaz, hatta – sen de mutlaka dikkat etmişsindir – Rus kadınları makyaj tazeleme işini aşırı derecede “ortalarda” yapar ve makyajın gözden ırak yerlerde yapılmasını savunanların tepkilerine pek aldırmaz. Çünkü güzelliği sevdiğinden de daha fazla, güzel olma çabasını sever.
Belki de Rus kadınının bu kadar çekici kabul edilmesinde en çok etkili olan, onun fiziksel özellikleri değil, onları ve bir kadın olarak kendisini ortaya koyma tarzıdır.
O, Batılı hemcinsleri gibi eşitlik ve özgürlüğü başa almaz. 
Erkeklerle ilişkilerinde genellikle yumuşak ve uzlaşmacıdır. Fedakârdır. Sabırlıdır. Onun için de Rus kadınları yalnızca güzellikleri ile değil, yumuşak huyları ve iyi eş olmayı başarabilmeleri ile dünyanın dikkatini çekmektedir. 
(Burada kim bilir kaçıncı kez tekrar edeyim: Her türlü genelleme, yanlış yapma riskini içerir. Benim burada yazdığım yargıları, siz, yakından tanıdığınız herhangi bir somut örneğin farklı olmasını gerekçe göstererek reddetme hakkına sahipsiniz elbette. Ama ben kişisel görüşümü oluştururken, bildiğim, gördüğüm, duyduğum, okuduğum birçok örnekten çıkardığım sonuçların kendimce bileşkesini almaya gayret ediyorum.
Ayrıca şunu da eklemeliyim: Rusya’da son yıllarda boşanmaların hızla artmasının nedenlerinden biri, Rus erkeğinin eksik ve hatalarına karşı Rus kadının sabrının artık taşmasıdır. Ve boşanma davaları çoğunlukla kadın tarafından açılmaktadır.)

*      *      *

Rusya’da kadınlarla erkekleri eşit kılma mücadelesi sonuçta kadınların şunu anlamasıyla sonuçlandı: “Eşitlik iyi, hoş; ama güzel, seksi, zayıf, seven ve sevilen bir kadın olmak daha iyi.” Rus erkekler ise bunca güzel ve alımlı kadının içinde aşağılık kompleksi yaşamaya başladı. Dengesini bulamayan erkeklerin yalpalamaları devam ededursun, Rus kadınlarının bir kısmı, değerini bilen yabancılara yöneldi. Türk, Avrupalı, Amerikalı erkeklerle evlendi.
Siz dışarıdan bakarak, Rus kadınının hayatının ana amacının “erkek avcılığı” veya “kendini pazarlamak” olduğu kanısına kapılabilirsiniz. Onu yapmacık ve içten pazarlıklı bulabilirsiniz.  
Yanılıyorsunuz.
Evet, Rus kadını hep daha güzel ve daha seksi olmaya çalışıyor. Onun için seksiliğin kaybedilmesi, kadınsallığın kaybedilmesi ile eşdeğer; bu ise kendine duyduğu güvenin ortadan kalkması demek.
Ama bu seksilik, başka bir seksilik. Bunun amacı, görece kısa süre içinde seks yapmak (veya seks objesi olmak) değil. Bu, her zaman arzu edilen, istenen, özlenen olma çabasının dışa vurumu. Yani erkeğin, sürekli olarak yanında olmaya ve fethetmeye çalıştığı kadın olma amacı.
En azından Rusya’da kadınların penceresinden iç dünyalarına yayılan titreşimlerden bu görüntü ortaya çıkıyor. Yüzeysel baktığınızda anlamayabileceğiniz, şaşırabileceğiniz, kınayabileceğiniz bir tablo var gibi. Ama tablonun gerisinde, ilk bakışta algılandığından daha derin bir hayat ve ilişki anlayışı bulunuyor. 
Umarım yazdıklarım, bu zor konuyu az da olsa aydınlatabilmiştir. 
Güzel günler dileklerimle.
Nataşa