Mustafa Durmuş

14 Aralık 2024

Suriye’nin işgalinin asıl kazananı kim ya da kimler (2): Silah satışları

Suriye’nin işgalinin bölgedeki jeopolitik ve Suriye’nin komşularının iç siyasetlerine etkileri açısından büyük etkileri ve sonuçları olacağı açık

Ankara tarafından yakılan “yeşil ışık”

İşgalin hemen öncesindeki haftalarda Erdoğan’ın Esad’a yönelik “normalleşme” önerileri içeren söylemlerinin Esad Yönetiminde bir karşılık bulmaması, Türkiye’nin isyancı grupların askerî harekâtını teşvik etmesiyle ya da en azından buna yeşil ışık yakmasıyla sonuçlandı.

Ankara’nın amacı başlangıçta, Suriye rejimi ve aynı zamanda İran ve Rusya ile gelecekte yapılacak müzakerelerde konumunu iyileştirmekti. Şimdi rejimin düşmesiyle birlikte, Türkiye'nin Suriye'deki etkisi daha da önemli hale geldi ve muhtemelen ülkedeki kilit bölgesel aktör oldu. Ankara ayrıca, kendi kontrolündeki Suriye Ulusal Ordusu’nu (SUO), Kürtlerin kontrolündeki Suriye Demokratik Güçleri’ni (SDG) zayıflatmak için kullanmaya çalışıyor.

Suriyeli sığınmacılar ve Kürtler

“Türkiye'nin iki ana hedefi daha var: Birincisi, Türkiye'deki Suriyeli mültecilerin Suriye’ye geri gönderilmesini amaçlıyor. İkincisi, Kürtlerin özerklik isteklerini reddetmek ve daha spesifik olarak Suriye’nin kuzeydoğusunda Kürtlerin öncülüğünde kurulan Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin (Rojava) altını oymak. Böylece Türkiye’de Kürtlerin kendi kaderlerini tayin etmeleri için bir emsal teşkil edecek bu tehlikeyi de ortadan kaldırmak istiyor”. (1)

Ekonomik çıkarlar dayatıyor!

Diğer taraftan bu savaşın ardında yer alan devasa büyüklükteki ekonomik çıkarlar da göz ardı edilmemelidir. Zira işgaller de savaşlar da diplomasi de özünde ekonomik çıkarlarla ilgilidir.

Örneğin enerji santralleri, oto yollar, hava limanları ve diğer limanlar gibi alt yapı yatırımlarından; hastaneler, okullar, alışveriş merkezleri, fabrikalar, konutlar gibi üst yapıya kadar, yeniden inşa edilmesi gerekecek olan Suriye’de bu inşa işleri hangi uluslara ait şirketlere verilecektir?

Diğer Orta Doğu ülkelerine nazaran daha az petrol kaynağı olsa da Suriye’deki petrol kaynakları kimlerin kontrolünde olacaktır? Hangi ulusların finans kuruluşları ya da bankaları tefeci faizleriyle ülkeye kredi verecektir? Ülke, hammadde, ara ve yatırım malı, zorunlu tüketim malı ithalatlarını hangi ülkelerden yapacaktır? Son olarak, yeni Suriye devletini ve ordusunu hangi emperyal ya da alt emperyal güçler organize edecek ve eğitecektir?

Silah sanayinin büyük kârları

Bu orduya silah ve mühimmat temini kimlerden ve nasıl sağlanacaktır? Bu da savaşın silah ticareti ve bu ticaretten sağlanan büyük kârlara dikkat çekiyor. Çünkü küresel çapta yıllık 2,2 trilyon dolarlık bir askeri harcama ile hızla militarizme ve yeni savaşlara doğru savrulan dünyada, bu gelişmelerin inanılmaz kârlar sağladığı devlet destekli bir savaş sanayi ve büyük çapta silah satışları söz konusudur.

Nitekim SIPRI tarafından açıklanan verilere göre (2), sektördeki en büyük 100 şirketin silah ve askeri hizmet satışlarından elde ettiği gelirler 2022 yılına kıyasla reel olarak yüzde 4,2 artış göstererek, 2023 yılında 632 milyar dolara erişti. Silah satışlarından elde edilen gelirlerindeki artışlar tüm bölgelerde görülürken, özellikle Rusya ve Orta Doğu merkezli şirketlerin satışlarında ciddi artışlar yaşandı.

Silah şirketlerinin konuşlandığı bölge ve ülkeler

Amerika Birleşik Devletleri (ABD)

Küresel silah sektörünün kaymağını ABD’li şirketlerin yiyor olması sürpriz değil. (3) ABD merkezli 41 şirket, silah satışı gelirlerini yüzde 2,5 oranında artırarak 2023 yılında 317 milyar dolara ulaştı. Bu şirketlerin gelirleri en büyük 100 silah şirketi satış gelirlerinin yarısını oluşturuyor. Sıralamadaki ilk 5 silah şirketinin tamamı ABD’de yerleşik şirketler. Birlikte ele alındıklarında, silah satışı gelirleri İlk 100’ün toplamının yüzde 31'ini oluşturuyor.

Avrupa Bölgesi

Avrupa sıralamada ikinci geliyor. Bölgede yerleşik (Rusya hariç) İlk 100’deki 27 şirketin toplam silah satışı gelirleri 2023 yılında 133 milyar dolara ulaştı. Bu rakam 2022 yılına kıyasla sadece yüzde 0,2’lik bir artışa tekabül ediyor ve tüm dünya bölgeleri arasında en az artışı gösteriyor. Ancak, bu düşük büyüme rakamının ardındaki resim daha farklı. Karmaşık silah sistemleri üreten Avrupalı silah şirketleri 2023’te çoğunlukla eski sözleşmeler üzerinde çalışıyordu ve bu nedenle yıl içindeki gelirleri sipariş akışını yansıtmıyor.

Rusya

Rus firmalarının silah satışı gelirlerinde Ukrayna savaşı keskin bir artışa yol açtı İlk 100’de yer alan 2 Rus şirketinin toplam gelirleri yüzde 40 artarak, tahminen 25,5 milyar dolara ulaştı. Bu artışın neredeyse tamamı, daha önce İlk 100'de yer alan ve bireysel gelir verilerine ulaşılamayan 7 şirket de dahil olmak üzere, birçok silah üreticisini kontrol eden devlete ait bir holding şirketi olan Rostec'in silah satışı gelirlerinde kaydettiği yüzde 49’luk artıştan kaynaklandı.

Güney Koreli ve Japon şirketler Asya ve Okyanusya’da gelir artışında başı çekiyor. Asya ve Okyanusya merkezli İlk 100’de yer alan 23 şirket, bir önceki yıla göre yüzde 5,7’lik silah satışı geliri artışı kaydederek, 136 milyar dolara ulaştı. Güney Kore merkezli 4 şirket silah gelirlerinde toplam yüzde 39 artış kaydederek 11,0 milyar dolara ulaştı. Japonya merkezli 5 şirketin toplam silah gelirleri yüzde 35 artarak 10,0 milyar dolara erişti. Japonya'da 2022’den bu yana uygulanan askeri yığınak politikası yerel siparişlerin artmasına neden olurken, bazı şirketlerin yeni siparişlerinin değeri yüzde 300’den fazla arttı. İlk 100’de yer alan Çin merkezli 9 şirket ise yavaşlayan ekonomi nedeniyle 2019’dan bu yana silah gelirlerinde yıllık bazda en düşük yüzde artışını (yüzde 0,7) gördü. Bu şirketlerin 2023 yılındaki toplam silah gelirleri 103 milyar dolara ulaştı. (4)

Orta Doğu: İsrail

Rusya’dan sonra, Orta Doğu silah satışı gelirlerini en fazla artıran bölge olurken, İlk 100’de yer alan 6 İsrail ve Türk şirketinin satışları toplamda yüzde 18’lik bir artışla 19,6 milyar dolara ulaştı. Özellikle Israel Aerospace Industries ve Rafael sırasıyla yüzde 15 ve yüzde 16’lık artışlar kaydetti. Türk Havacılık ve Uzay Sanayii ise yüzde 45’lik gelir artışıyla Türk şirketleri içinde en büyük artışı gerçekleştirdi.

Orta Doğulu silah üreticilerinin satış gelirlerindeki artış aslında Gazze ve Ukrayna’daki çatışmalarla bağlantılı. Gazze’de savaşın patlak vermesiyle birlikte İlk 100’de yer alan İsrail merkezli 3 şirketin silah satışı gelirleri 13,6 milyar dolara ulaştı. Bu rakam, SIPRI İlk 100’de yer alan İsrailli şirketlerin şimdiye kadar kaydettiği en yüksek rakam oldu.

İlk 100’de yer alan İsrail merkezli 3 şirketin silah satışı gelirleri, Gazze'deki savaşın tetiklediği silah talebi yüzünden 2023 yılında daha önce görülmemiş seviyelere ulaştı. Toplam silah satışı gelirleri yüzde 15 artarak 13,6 milyar dolara ulaştı. Elbit Systems’in (27. sıra) silah gelirleri 2023’te yüzde 14 artarak 5,4 milyar dolara yükseldi. Şirket, Ekim 2023 ile Aralık 2023 arasında askeri bağlantılı yurt içi sözleşmelerden yaklaşık 900 milyon dolar gelir elde ettiğini bildirdi. Silah gelirleri 2022’ye göre yüzde 15 artışla 4,5 milyar dolar olan Israel Aerospace Industries (34. sıra), 2023’ün şirket için rekor bir yıl olduğunu bildirdi. Şirket, İsrail ordusunun mühimmat talebini karşılamak için üretim hızını artırdı ve yeni sistemlerin geliştirilmesini hızlandırdı. Rafael de (42. sıra) rekor düzeyde satış ve sipariş bildirdi. Rafael'in silah gelirleri 2023 yılında bir önceki yıla göre yüzde 16 artarak 3,7 milyar dolara ulaştı. Bu şirket ‘Demir Kubbe’ ve David's Sling Hava Savunma Sistemlerinde’ kullanılan füzeler gibi İsrail’in askeri stratejisi için kritik öneme sahip silahlar üretiyor. (5)

Türkiye

SIPRI İlk 100’de yer alan Türkiye merkezli 3 şirketin toplam silah satışı gelirleri ise 2023 yılında 6,0 milyar dolara ulaşarak bir önceki yıla göre yüzde 24 artış gösterdi. Türkiye’nin uzun süredir silah üretiminde kendine yeter hale gelme hedefi var. Artan iç talep ve genellikle Ukrayna’daki savaşla bağlantılı olarak artan ihracat 2023’teki büyümenin ana itici güçleriydi.

Bu şirketlerin önde gelenlerinden olan Baykar (69. sırada) Ukrayna'daki savaşta yaygın olarak kullanılan silahlı İHA’ları üretiyor ve hem doğrudan Ukrayna’ya hem de Ukrayna’ya teslim edilmek üzere, diğer ülkelere ihraç ediyor. İhracat 2023 yılında şirketin silah satışı gelirlerinin yaklaşık yüzde 90’ını oluşturdu. Baykar'ın silah satışı gelirleri yüzde 25 artarak 1,9 milyar dolara ulaştı.

Türk Havacılık ve Uzay Sanayii de (TUSAŞ; sıra 78) ihracatını artırdı. Bu satışlar 2023’te 1,7 milyar dolar olan toplam silah satışı gelirlerinin yüzde 31’ini oluşturdu. TUSAŞ, İlk 100’deki Türk şirketleri arasında silah satışı gelirlerinde bir önceki yıla göre en büyük artışı kaydeden şirket oldu (yüzde 45). Sıralamadaki diğer iki Türk şirketinin aksine, ASELSAN (54. sıra) silah gelirlerinin sadece küçük bir kısmını ihracattan elde ediyor. Bu nedenle, 2023 yılında silah satışı gelirlerindeki yüzde 12'lik artışla 2,4 milyar dolara ulaşması, Türkiye'nin yerli üretim silahlar geliştirme konusundaki kararlılığının teşvik ettiği iç talebin bir sonucudur.

Silah satışları artarak sürecek

SIPRI Askeri Harcamalar ve Silah Üretimi Programı Kıdemli Araştırmacısı Dr. Diego Lopes da Silva, “İlk 100'deki en büyük Orta Doğulu silah üreticilerinin silah satışı gelirlerinin 2023 yılında daha önce görülmemiş boyutlara ulaştığını ve bu büyümenin devam edeceğini” ileri sürüyor. “Özellikle İsrailli silah üreticileri 2023’te rekor silah geliri elde etmenin yanı sıra, Gazze'deki savaş sürdükçe ve yayıldıkça çok daha fazla sipariş alıyorlar. (6)

Küresel silah sanayindeki üretim ve satışların bundan böyle de hız kesmeden devam etmesi beklenmeli. Zira örneğin Suriye çatışmalar bitmiş gibi görünse de bu durum daha ziyade “fırtına önceki bir sessizlik” olarak ele alınmalı. Bölgede asıl savaşın yeni başladığını ve vekilleri kadar savaşan asıl tarafların da bir süre sonra savaşa dahil olabilecekleri gerçeğini ihmal etmemek gerekiyor.

Bu gelişmeler neo liberalizmin de çözüm olamadığı kapitalizmin krizi derinleştikçe kapitalizmin ve kapitalist ulus devletlerin yeni biçimler alacağına ve dünyanın da buna göre şekilleneceğine işaret ediyor.

“Askeri- Sanayi -Karması Sektörü” kapitalizmin yükselen yıldızı!

Bu bağlamda “savaş ekonomi için iyidir mottosuna sahip” Askeri Keynesyenizm ve “sonsuz savaşlar, sonsuz ölümler, sonsuz yıkım, sonsuz kậr” sloganı ile hareket eden “Askeri- Sanayi- Karması” olarak da adlandırılan silah sektörü ve devlet işbirliği, neo liberalizm sonrası ‘nekro kapitalizm’in ve bunun toplumsal ve siyasal ilişkileri üzerinden şekillenen ‘yeni faşizm’in ya da ‘geç faşizm’in temel özelliği olduğunun altı çizilmelidir.

Askeri- Sanayi- Karması Sektörü, tarihsel olarak, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra, ABD’li General Dwight Eisenhower'ın açıkladığı gibi, “muazzam bir askeri kuruluşun” -Pentagon, silahlı kuvvetler, istihbarat teşkilatları ve diğerleri- “ve büyük bir silah endüstrisinin” birleşmesinden doğdu. Bu iki güç, askeri ve endüstriyel, ABD Kongresi ile birleşerek kutsal olmayan bir “Demir Üçgen” ya da bazı akademisyenlerin Eisenhower'ın başlangıçta ve daha doğru bir şekilde “askeri-endüstriyel-kongre kompleksi” olarak adlandırdığına inandığı şeyi oluşturdu. Bu üçü bugüne kadar askeri sanayi karmasının kalbi olmaya devam etti ve kendi kendini sürdüren bir yasallaştırılmış yolsuzluk döngüsüne kilitledi (ki bu döngüde pek çok yasadışılık da mevcut). (7)

Nitekim sektörün bu yanı fark edildiğinde, Askeri- Sanayi- Karması Sektörüne karşı 1961 yılında General Eisenhower bir uyarıda bulunmuş ve “taşeron firmaların devasa kậrları için ülkenin güvenlik konseptinin araçsallaştırıldığını ve burada bir döner kapı sisteminin işlediğini” ileri sürmüştü. (8)

Özetle, militarizmin hızlanması biçimindeki mevcut eğilimler devam ederse, askerileştirilmiş ekonomi, toplum olarak ihtiyaç duyduğumuz pek çok başka şey pahasına büyümeye devam edecek, eşitsizlikleri arttıracak, inovasyonu boğacak ve sonsuz savaş politikasını sürdürecektir. Askeri kaynaklı refah yanılsamasına- ki bu bir yanılsamadır! - on milyonlarca insanın ihtiyaçlarını ihmal etmemize ya da gelecek nesiller için inşa etmek istediğimiz türden bir dünya tasavvur etme yeteneğimizi ve çabalarımızı engellemesine izin vermemeliyiz.

Devam edecek…


Suriye’nin işgalinin asıl kazananı kim ya da kimler? (1)


Dip notlar:

https://www.counterpunch.org/understanding-the-rebellion-in-syria (10 December 2024).

https://www.sipri.org/media/press-release/2024/worlds-top-arms-producers-see-revenues-rise-back-wars-and-regional-tensions (2 December 2024).

Sipri Fact Sheet December 2024, s. 8. (e.t: 10 Aralık 2024).

https://mronline.org/2024/06/04/the-military-industrial-complex-is-killing-us-all (4 June 2024).

Mandy Smithberger, Tom Dispatch, “The Military-Industrial Complex Gets Away With Murder in Contract After Contract”, https://truthout.org (21 January 2020).

Mustafa Durmuş kimdir?

Akademisyen, yazar, ekonomi politikçi Prof. Dr. Mustafa Durmuş, 1956 yılı Kelkit'te doğdu. 1977 yılından itibaren Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden mezun oldu.

'Güney Kore'de İhracata Dönük Kalkınma Modeli' üzerine doktora tezi yazdı (1989).

TÜRK-İŞ'e bağlı YOL-İŞ Federasyonu'nda eğitim uzmanı, Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi'nde asistan, Birleşik Krallık York Üniversitesi'nde misafir araştırmacı, Gazi Üniversitesi İİBF'de öğretim ve özel üst düzey yöneticilik yaptı.

Halen Hacı Bayram Veli Üniversitesi İİBF Maliye öğretim bölümü üyesi ve T24 yazarı. Makalelerini yayımladığı 'Alternatif Akademi' adlı bir tükenme ve Kapitalizmin Krizi (2009), Kriz Darbe Savaş Kıskacında Türkiye Ekonomisi (2018), Büyük Değişim-Popülist Otoriterlik (2019) adlı kitapları var.

Yaşamın Temel Ekonomisi (2021), Dünya Ekonomisini Anlamak I (2021) ve Siyasi Ekoloji (2022) editörlü kitapların da yazarları arasında.