SEÇİM NOTLARI / ADANA
İzlediğim seçimlerde sürece etki eden iki faktör gördüm. Biri elbette lider; performansı, kitleyle kurduğu ilişki, tabii vaatler. Memleketin geneline dair söyledikleri…
İkincisi ve en az birinci kadar önemli olan illerdeki örgüt. Genelin yanında yerel sorunlar, alanda doğrudan dokunulan kitleler. İstanbul, Ankara, İzmir'de de önemli elbette ama Anadolu'da örgüt, belediye başkanları halkla doğrudan ilişkide çok kilit kişiler. Liderin yarattığı enerji ile örgütün buradan aldığı motivasyonla-inançla çalışması yan yana geldiği ortaya o partiler açısından olumlu bir sonuç çıkıyor.
Seçimlerle ilgili depremin ağır hasar verdiği iki il (Kahramanmaraş, Hatay), biri AKP'nin en önemli oy depolarından biri (Şanlıurfa) diğeri Kürt seçmenin nabzının en iyi tutulabileceği yer (Diyarbakır) olmak üzere dört yerde farklı partilerden isimler, akademisyenler, iş insanları ile görüştüm. Uzun vakit geçirdim. İki yerde (Mardin Ahmet Türk-Adana Zeydan Karalar) kritik isimlerle görüştüm, yüz yüze alan çalışmasından çok ilden kaynaklardan telefonla bilgi aldım.
Adana'da Zeydan Karalar'ı hem yaptığı toplantılar sırasında izledim hem de sorular sordum. İlin belediye başkanı seçildiği dönemden beri yaptığı çalışmaları (borç yönetimi ile belediyenin mali durumunu düzeltme çabası-cumhurbaşkanlığınca onay verilmeyen metronun ikinci etabı mücadelesi-havaalanı şehirden çıkarılmasın kampanyası) medyadan izlemiştim. 6 Şubat depreminin hemen ardından ile gittiğimde de alandaki çalışmasına şahit olmuştum.
İlk sorum doğal olarak deprem sonrası Adana ile ilgili oldu. Yıkılan bina sayısı az idi ancak hasarlı bina sayısı sorundu:
"Biliyorsunuz depremde 12 bina yıkıldı. İlk depremde altı sonraki depremde altı. 418 resmi vefatımız var. Biz yedi günde arama kurtarma çalışmasını bitirdik. Tabii bu hızlı hareket etmenin yanında, depremin öbür illerdeki gibi çok hasar vermemesinden de kaynaklı. Bu arada Antakya'ya ekip gönderdik. Oraya yardımcı olmaya çalıştık. Uzun süre Adanalılar içeri girmediler, evlerine girmediler. Hâlâ çadırlarda kalanlar var ve netice itibarıyla beklediğimizin çok çok üstünde ağır hasarlı ve orta hasarlı bina çıktı. Yani muhtemelen ağır hasarlı yani yıkılması şart olan iki bine yakın bina olacak, belki de biraz geçecek. Yaklaşık 5 bin, 6 bin civarında da orta hasarlı var. Şimdi devlet orta hasarlıları da yıkalım diyor. Biz de diyoruz depremde insanlara mezar olacaksa yıkılsın ona bir itirazımız yok ama güçlendirerek kurtulacak binalar da vardır. Bunlarla ilgili İTÜ'den, ODTÜ'den bilim insanları ile birlikte çalışıyoruz. 'Bu bina kurtulabilir güçlendirmeyle' dediklerini yıkmayalım görüşümüz bu. Ama şimdi tabii yetkimiz yok. Bu yetki Çevre Şehircilik Bakanlığı'nda olduğu için onlar yapıyor."
Kahramanmaraş depremi sonrası Prof. Dr. Naci Görür'ün ile dair uyarıları olmuştu. Karalar'a yeni imar ve yapı durumuyla ilgili çalışmaları olası depreme göre nasıl yaptıklarını sordum:
"Adana'da mikro bölgeleme yapmaya başladık. Adana'nın her tarafının 'MR'ını çekiyoruz. Olası deprem nerede olursa kaç şiddetinde olur ve bina şekilleri. Fore kazık, radye temel, beş kat. Tamamen yer bilimiyle ilgili konular ve elbette bilim insanlarının söylediklerini dikkate alarak çalışacağız. Onların da tespitlerini, hazırlıklarını yapıyoruz. İki sene sürecek bir çalışma. Yani en geç iki senede Adana'yı depreme ve afetlere dirençli bir kent haline getirmeyi hedefliyoruz."
Zeydan Karalar ile sohbete başlamadan önce çalışma yaptığı bir alanda yaptığı konuşmaları not alıyorum. Adana için önemli bir riskten bahsediyor: Uyuşturucu. Konuşmamız sırasında bu konuyu açmasını istiyorum:
"Adana'da bir araştırma yaptırdım, dehşete düştüm. Uyuşturucu kullanımı 9 yaşına inmiş. Çok ürkütücü. İkinci ürkütücü rakam her iki kişiden bir tanesi 'uyuşturucu istediğimde çok rahat ulaşabiliyorum' diyor. Ve Adana ne yazık ki uyuşturucu kullanımında ön sıralarda geliyor. Türkiye'de ikinci deniyor. Bu da çok facia. Bu umutsuzluğun işareti. Umutsuzluk kimilerini böyle zararlı yabancı maddelere yöneltiyor."
Peki nasıl mücadele ediliyor?
"Emniyet aslında elinden geleni yapıyor. Yani yerel emniyet. Torbacılarla uğraşıyor, onun görevi o. Ama bu bir çözüm değil. Tamamen kaynağına, satıcılarına yurt dışından getirenlere inmek lazım. Öyle dört tane beş tane torbacıyla bu iş çözülmez. Ama esas çözüm noktası şu: Türkiye'de yine gençlerin umutlu olabileceği bir dünya yaratmak. İş bulabilecekleri, mutlu olabilecekleri, çalıştıkları işte yeteri kadar maaş alabilecekleri ve geleceğinden daha umutlu oldukları bir Türkiye tesis etmek gerekiyor. Esas çözüm o."
Zeydan Karalar'ın uyuşturucu ile ilgili anlattıkları son derece can sıkıcı. Türkiye'nin uyuşturucuda geçiş ülkesi olmanın dışında dağıtım alanında da öne çıkması yabancı çetelerin cirit attığı bir ülke haline gelmesinin elbet bir yanıtı var. Bu yanıtın sorumluları er ya da geç adalete hesabını verecekler.
Seçimleri de konuşuyoruz elbet. Karalar için 14 Mayıs "Atatürk' ün ayarlarına dönme ihtimali olan seçim". Karalar'a göre Kemal Kılıçdaroğlu Adana'dan yüzde 55'e yakın oy alır. 2018 seçim sonuçlarına yakın bir oran tahmin ediyor yani. Tabii o seçimlerde şu an yan yana olan partilerin aldıkları oylarının toplamından bahsediyorum. CHP adına seçime giren Muharrem İnce yüzde 35.8, Meral Akşener 9.8, Selahattin Demirtaş 9.3, Temel Karamollaoğlu 0.8 oy almıştı. Yani 55. Tayyip Erdoğan'ın oyu 44.1 olmuştu. Zeydan Karalar'a göre 'iki aday girilmesi durumunda sonuç 60'a 40 civarında' olur.
Muharrem İnce'ye oy vermeyi düşünenlerin seçim yaklaştıkça Kılıçdaroğlu'na oy verme eğilimine gireceğini, seçimin birinci turda bitme ihtimalinin de yüksek olduğunu düşünüyor.
Alanda en çok talebin 'iş olduğunu' söylüyor. Buna ek çalışan yoksulluğu. Maaşlara üç kuruş zam geliyor kiralarından gıdalarına bunun beş kat on kat üstünde zam. Peki en çok hangi konularda eleştiri-soru geliyor:
2019 seçimlerinde de söyledikleri gibi bizi terörle-teröristle yan yana göstermeye çalışıyorlar. Bu da artık çok tutmuyor görüyoruz sahada. Kendini milliyetçi olarak tarif eden seçmen içinde de çok az kişi buna inanıyor.
Burada Zeydan Karalar ile yaptığım söyleşiye bir ara verip Adana'daki listeler üzerine notları paylaşmak istiyorum. Ardından kendisine sorduğum 'Millet İttifakı'nın ayrı listelerle girmesinin olası sonuçları' soruma verdiği yanıtı aktaracağım.
2018'deki oy oranlarını da hatırlatayım. AKP yüzde 34.7 ile 5 milletvekili, CHP 26.1 ile 4 milletvekili, HDP 13.5 ile 2 milletvekili, İYİ Parti 12.2 ile 2 milletvekili, MHP 11.8 ile 2 milletvekili çıkarmıştı.
Bu seçimlerde Millet İttifakı çatısındaki partilerden DEVA, Gelecek, Saadet, Demokrat Parti adaylarını (toplamda 72 isim) CHP listelerinden gösterdi, İYİ Parti hemen tüm illerde aday gösterirken, Adıyaman, Bartın, Batman, Çorum, Düzce, Erzincan, Hakkari, Rize ve Van illerinde CHP ile 'fermuar liste' yaptı. Aynı yöntem CHP için de Gümüşhane, Bitlis, Aksaray, Yozgat, Bayburt, Muş ve Çankırı'da uygulandı.
CHP'nin Adana'daki görünüşüne gelince. Birinci ve üçüncü sıra halen CHP'nin Adana milletvekilliği görevini yapan isimler Orhan Sümer ve Burhanettin Bulut. İkinci sırada yine CHP'den Müzeyyen Şevki var. Dördüncü sıra Deva Partisi'nin il başkanlığı görevini yapan Sadullah Kısacık. Kendisi daha önce AKP'den bu ilde milletvekili seçilmiş.
İYİ Parti burada iddialı gözüküyor. Birinci sırası milliyetçi seçmen için simgesel bir önem taşıyor. Alparslan Türkeş'in kızı Ayyüce Türkeş. Ekonomi doktorası olan Türkeş, adaylığının ardından Kozan'da ev kiralayarak çalışmaya başlamış. MHP tabanından da İYİ Parti'ye oy çekebilir. İkinci sırada da Turgut Özal döneminde üç dönem Adana milletvekilliği yapan Mehmet Ali Bilici'nin oğlu Bilal Bilici var. Bilici, partinin genel başkanı Meral Akşener'in danışmanlığını da yaptı. Bu arada partinin ilde yaptığı temayül yoklamasında ikinci sırada yer aldı. Üçüncü sırada ilin temayül yoklamasında birinci sırada çıkan, partinin il başkanlığını da yapmış olan Göktürk Boyvadaoğlu var.
MHP'de ilk iki sıra mevcut vekiller Muharrem Varlı ve Ayşe Sibel Ersoy. Şu notu da hatırlatayım Meclis'te 48 milletvekili olan MHP'de sadece 5 isim listelerde kendine yer bulamadı. (Bu bilgiyi Ayşe Sayın'ın BBC'de yazdığı haberden öğrendim.) AKP'de ilk iki sıra halen ilin milletvekili olan aynı zamanda parti sözcüsü Ömer Çelik ve Ahmet Zenbilci. Üçüncü sıra uzun süredir AKP'de, başta İstanbul il örgütü değişik görevlerde bulunmuş bir isim Sunay Karamık.
Yeşil Sol adaylarına gelince. Birinci sırada Tulay Hatımoğulları var. Mecliste de alanda da yoğun çalışmasıyla tanınan bir isim. Hatay Samandağ'daki konuşmalarını yerinde izlemiştim. Ve Ferhat Kabaiş. İkinci sıradaki Kabaiş aslında çok önemli-kritik bir isim. Selahattin Demirtaş'ın en yakın danışmanlarından. Hatta adaylığı belli olduğunda Demirtaş ve hücre arkadaşı-siyasetçi Selçuk Mızraklı onun özelinde ildeki tüm adaylara başarı dileyen bir mesaj yayınlamıştı. Bir bilgimi paylaşayım. Ferhat Kabaiş'in üzerinde çalıştığı ve Meclis'e girerse yapmayı hedeflediği, dijital teknolojiyi kullanarak, seçmenler ile sürekli iletişim kuracak bir sistemi hayata geçirmek. Her konuda seçmenin anlık görüşünü alacak, bunu parti kurullarına yansıtacak bir nevi 'doğrudan demokrasi' çalışması.
Adana'nın TİP'in aday çıkarttığı illerden biri olduğunu da hatırlatayım. TİP'in ilk iki sırası kadın adayların. Birinci sıra 'atanamayan öğretmenlerin sesi olmayı hedefleyen' kendisi de öğretmen olan Duygu Yılmaz. ('Atanamayan öğretmenlerin sesi olma hedefini 'Adana Toros gazetesi.net sitesinden öğrendim). İkinci sırada Seda Aşkın var.
Dönelim tekrar Zeydan Karalar'a. İttifak ortaklarıyla nasıl bir iletişim içinde olduklarını soruyorum:
Diyaloğumuz iyi tabii hiçbir sıkıntı yok. Ama depremden sonra bir seçim havası görmüyor insanlar doğal olarak. Özellikle iktidar çok yorgun görünür de değil. Bunun en önemli sebebi 21 yıl sonra söyleyecek çok fazla bir sözünün kalmaması. Ama Millet İttifakı'nın söyleyecek çok şeyi var. Gerçekten Türkiye'nin bütün sorunlarını en detayına kadar incelemiş, onunla ilgili çözümler üretmiş ve ortak mutabakat metni yayınlamış.
Zeydan Karalar'a, İYİ Parti ile CHP'nin milletvekilliği için ayrı ayrı listeler çıkartmalarının nasıl bir etki yaratabileceğine dair soru soruyorum:
"Bir milletvekili etki edebilir. Mesela diyelim ki ikisi beraber 10 çıkaracaklardı 11 çıkarırlardı. Diyelim ki ikisi beraber 9 çıkaracaklardı 10 çıkarırdı. Artan bin, iki bin oy veya üç bin oy çok önem arz ediyor sonuçta."
Bitirirken…
Adana'da CHP hem örgütüyle hem de ilde sevildiği belli olan belediye başkanı Zeydan Karalar ile alanda yoğun bir çalışma içinde. Yüzde 26'lık oy hem ülke genelindeki CHP rüzgarı hem ildeki çalışma nedeniyle artabilir. Karalar'ın yanından öğlen saatlerinde ayrılırken ekibine belediyede gece 23'te toplantı randevusu verdiğine şahit oldum. Ancak milliyetçi oyların yüzde 25'ler civarında olduğu bu ilde özellikle ilk sıradaki Alparslan Türkeş'in kızı nedeniyle İYİ Parti MHP tabanında da oy alarak çıkış yapabilir. Yeşil Sol'un ildeki yüzde 13'ler düzeyindeki oyunu koruyup koruyamayacağı TİP'e de buradaki çalışmaya da bağlı. Bu iki parti de özellikle genç seçmene hitap ediyor ancak Yeşil Sol'un yıllara dayanan birikimi-çalışmasını da unutmamak gerekir.
Murat Sabuncu kimdir?Murat Sabuncu İstanbul'da doğdu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Protohistorya ve Ön Asya Arkeolojisi bölümünü bitirdi. Boğaziçi Üniversitesi'nde İşletmecilik Sertifikası programını tamamladı. İstanbul Ticaret Üniversitesi'nde Medya ve İletişim Sistemleri konusunda yüksek lisans yaptı. Dergi, gazete, radyo, televizyon, internet haber sitelerinde muhabirlik, editörlük, yayın koordinatörlüğü, genel yayın yönetmenliği, köşe yazarlığı yaptı. En uzun süre Milliyet gazetesinde çalıştı. Tempo dergisinde genel yayın yönetmenliği, Fortune dergisinde kurucu yönetmenlik yaptı. Skytürk 360'da ekonomiden politikaya değişik programlar hazırladı, sundu. Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni oldu, ikinci ayında tutuklanıp Silivri Kapalı Cezaevi'ne gönderildi. Hapsedildiği cezaevinde 1,5 yıl tutuklu kaldı. T24'te köşe yazarlığı, yapıyor. 2016 yılından beri pasaportu ve sürekli basın kartı verilmiyor. Yargıtay'ın iki kere verdiği beraat kararına rağmen 7,5 yıl hapis cezası talebi içeren dosyası, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nda bekliyor. Bölgeden tanıklıklarını ve izlenimlerini "Gazze: Mahsuscuktan Bir Aşk Hikâyesi" adıyla yayımlanan kitabında paylaştı. Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü sahibi. Sorbonne'da hukuk doktorası yapan bir oğlu, Nuri isimli bir kedisi var. |